Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sami KOHEN

LİSTEYE Japonya da eklendi.
Yolsuzluk skandalları ve seks rezaletleri listesi giderek büyüyor: ABD "uçkurgate"in etkisi ile sarsılırken, İngiltere bir yandan Dışişleri Bakanı Robin Cook'un metresini, bir yandan da "polisin polise baskını"nı konuşuyor. Fransa, eski Dışişleri Bakanı Roland Dumas'nın bir rüşvet olayına karıştığı iddiası ile meşgul iken, Japonya'da savcıların Maliye Bakanlığı'nda ortaya çıkardığı yolsuzluk olayının ardından Bakan istifa ediyor, üst düzey bir görevli intihar ediyor...
Başta Susurluk olmak üzere çeşitli yolsuzluk iddiaları ve açıklamaları ile çalkalanan Türkiye, bu alanda yalnız değil (buna "züğürt tesellisi" mi diyelim?)... Bu tür skandallar evrensel bir nitelik almaya başladı.
Neden?
Birdenbire dünyada ahlak mı çöktü? Bu skandallar nasıl oluyor da adeta bir virüs gibi, en gelişmiş ve mazbut sayılan ülkelere kadar yayılıyor?..
* * *
YOLSUZLUK (yani klasik tarife göre, "kişisel yarar sağlamak için görevin kötüye kullanılması"), yeni bir fenomen değil. Tarih kitapları, rüşvet, devlete ait paraların cebe indirilmesi, akraba ve dostlara "hatır" yapılması, sorumlu mevkide bulunanların bu pozisyonlarından yararlanarak evlilik dışı ilişkilerde bulunması gibi olayların ta eski Yunan ve Roma imparatorluklarında dahi mevcut olduğunu yazar. Yüzyıllar boyunca dünyanın her yerinde meydana gelen bu olayların o dönemde fazla duyulmamasının nedeni, devletin otoriter karakterinden kaynaklanıyordu. Sarayda ve etrafında olup bitenleri az kişi biliyordu. Bu bilenler de susuyor veya olayı örtbas ediyordu.
Bugün öyle mi? (Belki sadece diktatörlüklerde öyle). Bu "şeffaflık" ve "tekno - iletişim" çağında, değil yöneticilerin bulaştığı skandallar, eskiden "devlet sırrı" sayılan olaylar dahi, artık gizli kalmıyor. Her şey kamuoyunun gözü önünde cereyan ediyor.
"Demokrasi ve Yolsuzluk" kitabının yazarı, Fransız siyasal bilimcisi Prof. Yves Meny'nin belirttiği gibi, yeryüzünde son zamanlarda bu kadar yolsuzluk skandalının ortaya çıkmasının başlıca nedeni "hukuk siteminde, medyada ve kamuoyunda bu konuda duyarlılığın artması"dır.
Gerçekten savcılar, yargıçlar, araştırmacı gazeteciler ve sivil toplum örgütleri şimdi sorumlu mevkilerdeki insanlar didik didik incelemeyi, davranışlarını yakından izlemeyi, hatta onlardan hesap sormayı bir kamu görevi sayıyorlar. Demokratik toplumlarda her şey TV ekranlarına ve gazetelere serbestçe yansıyor. Mahkemeler bağımsız şekilde çalışıyor ve kimseden talimat almadan, yasaların gereğini yerine getiriyor. Hatta suçlananlar "çok önemli kişiler" (Başkan, Başbakan, Bakan, vs.) olsalar bile...
* * *
BUNLAR eskiden görülmeyen durumlardı. Prof. Meny'nin deyişi ile, o zamanlar "devlet otoritesi" esas sayılır, bu otorite uğruna ve "vatan - millet aşkı"na, gerçekler açıklanmazdı.
Bu kavram artık değişti: Bugün şeffaflığın, açıklığın, vatanın - milletin zararına değil, aksine yararına olduğu düşüncesi hakim. Ve nitekim, baştaki bazı kişileri veya kurumları sarsa dahi, sonunda gerçeklerin ortaya çıkmasının toplumun çıkarına olduğu anlaşılıyor. İngiltere'den Japonya'ya kadar, yukarda saydığımız örnekler de bunun ispatı...
Kuşkusuz yolsuzluk olaylarında - dünya çapında - bir artış var. Bunun nedenlerinden biri de uluslararası ekonomik ilişkilerdeki büyük "patlama"dır. Büyük ihaleler yapılıyor, muazzam rakamlar dönüyor. Dev şirketler, komisyon veya rüşveti rahatlıkla veriyor. Suç örgütleri korkunç paralar döküyor... Bunun rejim veya sistemle de pek ilgisi yok. Eskiden Komünist ülkelerde de az yolsuzluk yoktu. (Bunlar şimdi ortaya çıkıyor). Diktatör rejimlerde veya "moralist" geçinen ülkelerde de durum farklı değil. Bu bakımdan olayı sadece "ahlaki çöküntü" olarak görmemek lazım.
* * *
BU fenomeni önlemenin yolu nedir?
Daha fazla demokrasi, daha fazla şeffaflık, daha fazla toplumsal tepki...
İlk bakışta yolsuzluk skandallarının veya seks rezaletlerinin ortaya çıkarılarak yöneticilere karşı bir kampanyaya dönüştürülmesi, devlete ve kurumlarına karşı güvensizlik yaratan bir faktör olarak görünebilir. Ama aslında bu "virüs"e karşı en etkin ilaç, gizlilik değil, açıklıktır. "Pislikler"i gizleyen bir sistemden, devlete de, millete de hayır gelmez...



Yazara EmailS.Kohen@milliyet.com.tr