Afganistan'da harekatın başladığı günlerde, Türkiye'nin bu ülkeye asker göndermesi ve hele uluslararası gücün başına geçmesi konusunda bir kamuoyu araştırması yapılsaydı, büyük çoğunluğun bunu hararetle desteklediği görülecekti. Nitekim o sırada herkeste, Mehmetçiğin (daha önce Somali'ye, Bosna'ya ve Kosova'ya olduğu gibi) Afganistan'a bir an önce gitmesi konusunda büyük bir istek ve heyecan vardı...
Bugün böyle bir kamuoyu araştırması yapılsa, sonuç ne olur, bilmiyoruz. Ama Afganistan'da - hele komutanlık gibi - ağır bir askeri sorumluluk yüklenme fikrine desteğin epey zayıfladığı, hatta buna karşı çıkanların sayısının da arttığı kesin.
Bunun nedeni açık: Türk halkı, Afganistan'daki durumu şimdi daha iyi biliyor, Mehmetçiğin oralara gönderilmesinin ve çokuluslu gücün komutasını devralmanın risklerini daha iyi anlıyor.
Bunun bilincinde olan Türk hükümetinin tereddüdünün ve müzakerelerde öne sürdüğü şartlar üzerindeki ısrarının sebebi de bu...
* * *
ULUSLARARASI camianın barışa kavuşturmaya çalıştığı Afganistan'ın bugün sergilediği tablo, gerçekten kaygı verici. Gerçi Taliban devrilmiş, El Kaide saf dışı edilmiş görünüyor; ama Kabil ülkeye hakim olmaktan uzak. "Savaş ağaları" kendi bölgelerinde üslenmiş vaziyette. Etnik, dinsel sürtüşmeler devam ediyor. Dağlarda, mağaralarda gizlenen Taliban - El Kaide fedaileri savaşı sürdürmeye kararlı. Ülke henüz "ulus - devlet" yapısından çok uzak. Barışı ve güvenliği sağlayacak tek bir ordu, hatta polis gücü bile yok...
İşte Mehmetçiğin ve - gerçekleşirse - çokuluslu gücün (ISAF) başına geçecek olan Türk komutanının görev yapacağı Afganistan'ın içinde bulunduğu karmaşık hal bu...
Hükümet bu "tehlikeli görev"in bilinci içinde, kendisini bu sorumluluğu almaya "teşvik eden" dostları ile risk payını asgariye düşürme gayretinde...
* * *
HÜKÜMETİN nihai kararını bu hafta ilan etmesi bekleniyor. Bunun çok zor bir karar olduğu kuşkusuz. Komutanlığı devralma ve Türk birliğinin mevcudunu artırma lehindeki argüman, bunun Türkiye'ye dünya çapında itibar ve etkinlik kazandıracağı, Türkiye'nin Orta Asya'daki varlığını güçlendireceği, Batı'dan daha aktif destek elde etme olanağını vereceği yönünde...
Ama öte yandan misyonun riskleri çok büyük. Her şeyden önce Mehmetçiğin hayatı söz konusu. Kimse Afganistan'daki karmaşada bir Türk askerinin dahi hayatını kaybetmesini istemez.
Bu bağlamda deneyimli diplomat ve politikacı Mehmet Ali İrtemçelik'in günlerden beri yaptığı uyarıya kulak kabartmak gerek. Afganistan'daki ciddi tehlikelere dikkati çeken İrtemçelik Türk askerinin Afganistan'daki batağa saplanmasının Türkiye'yi ayağa kaldırabileceğini söylüyor ve Türkiye'nin "zehirli bir komutanlık"tan uzak durması gerektiğini savunuyor. İrtemçelik, bu konunun mutlaka Meclis'e getirilmesini ve onun onayının alınmasını da tavsiye ediyor.
Bu "zor" kararın "zoraki" alınmadığını göstermenin en iyi yolu da bu olsa gerek...