Şebnem Burcuoğlu

Şebnem Burcuoğlu

sebnem.burcuoglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Facebook, elli milyon kişilik kullanıcı bilgisini sattı, piyasa değeri bir haftada elli milyar dolar düştü.

Cep telefonuna gelen sayısız reklam içerikli mesajlar yüzünden fenalık geçirenler el kaldırsın! Merzifon’daki Dürümcü Halil veya Kayseri’deki Hamide İç Giyim’den gelen mesajların hangi birini sileceğimi şaşırmış durumdayım. Mail yazarken bir anda ekranıma reklam fırlıyor, online gazete okurken reklamları kapatmaya çalışmaktan bir türlü sadede gelemiyorum, tek bir gerçek var, o da telefon numaramızın artık bize özel olmadığı. Aynen diğer özel bilgilerimizin de bize özel olmadığı gibi. Hayatımızın en ince detayları kim bilir hangi yaban ellerde...

#FACEBOOKUSİL

Haberin Devamı

Zamanı geldi

Geçtiğimiz hafta WhatsApp’ın kurucularından Brian Acton, “Zamanı geldi. #facebookusil” şeklinde bir tweet attı, sosyal medya sallandı. Nasıl sallanmasın ki, Facebook, belki de sosyal medya dünyasının en büyük güvenlik skandalının tepesine altın yaldızlı harflerle yazdırdı ismini. Ta 2014 yılında, Cambridge Üniversitesi Profesörü Aleksander Kogan’ın ABD seçmeni hakkında ayrıntılı psikolojik profil çıkarmak için geliştirdiği uygulamayı Facebook satın alıyor ve bunu Cambridge Analytica isimli bir şirkete satıyor. Elli milyon Facebook kullanıcısının verisi mevzu bahis. Facebook bu kullanıcılara durumla ilgili hiçbir uyarı yapmıyor ve en sonunda haber kanalı Channel 4 News, patlatıyor olayı tabii.

Resmen satılmışız!

Facebook, bir haftada tam elli milyar dolar kaybediyor, Almanya’nın en büyük bankalarından Commezbank ve popüler tarayıcı Mozilla, Facebook reklamlarını durduruyor, millet patır patır Facebook’unu kapatıyor, Mark Zuckerberg ise konuyla ilgili olarak “Bizim hatamız, güvenlik önlemlerini artıracağız” diyor. Bu adamın daha önce yaşanan küçük çaptaki skandallarda da benzer yorumu olmuştu. “Suçunu kabullen, sakin olan kazanır, sabretmek erdemdir”... Yaşam koçu bu tarz tavsiyeler veriyor sanırsam kendisine.

Teknolojinin başrolde olduğu fütüristik Black Mirror dizisinin ilk sezonunu ağzım açık seyrederken son sezonunda “Olabilir, bu gayet mümkün bence” şeklinde soğukkanlı yorumlar yapmıştım. Çünkü artık her şey mümkün gelmeye başladı bize. Teknolojik ne yenilik çıkarsa çıksın saniyesinde uyum sağlıyoruz. Teknoloji bizi artık öylesine ele geçirdi ki kaçacak yerimiz kalmadı. Hadi bu gidişe bir dur demek adına Facebook’umuzu sildik diyelim de silinmiyor ki, sadece ortadan kayboluyor. Fotoğrafların, kişisel bilgilerin, yazışmaların hep orada bir yerde duruyor. Facebook’a yakalanmasak Google var, o da olmasa Apple’dı, Cloud’du şeklinde zincirleme isim tamlaması gibi gidiyor, resmen göbekten bağlıyız! Görünen de o ki Facebook’un bu kadar büyümesinin sebebi bizmişiz, bizim özel hayatımızmış. Laf yerindeyse resmen satılmışız! E keşke üç beş kuruş da biz kazansaydık sevgili Zuckerberg!

Haberin Devamı

Biz ne yapalım?

Facebook, Cambridge Analytica ile iş birliğini sonlandırdığını açıkladı, Aleksander Kogan, “İki şirket de beni kullandı, lanet olsun” dedi, olan bize oldu. Bu olaydan çıkardığımız ders, uygulamaların bir köşesinde yazan “Güvenlik Politikaları”na çok da güvenmememiz gerektiği. Akıllı telefonu hayatımızdan çıkaralım mı? E o da imkansız. En iyisi “Black Mirror”un bir sonraki sezonunu beklemek. Ne yapmamız gerektiğiyle ilgili o diziden ilham alacağımıza inanıyorum ben.