İstanbul’un Frankie’si, bu yaz Hisarönü’nde “Port Frankie” ismiyle hizmet veriyor. Özellikle tekne hayatını ve iyi yemek yemeyi sevenler için taptaze bir destinasyon.
Son dönemde artan tekne sevgisi sizlerin de dikkatini çekti mi? Ünlülerimize bakıyorum, tatillerini karada geçirmekten ziyade denize açılıyorlar. Çevreme bakıyorum, “Teknede bir şort, bir tişörtle hiç kasmadan püfür püfür tatil yapıyoruz” diyorlar. Eskiden birbirinin yazlık evine giderdin, şimdi de tekneye misafirliğe gitmek gibi bir şey çıktı ortaya. Yine yakın zamanda çok duymaya başladım, “Evi mevi satıp bir tekne aldım, orada yaşıyorum” diyen özgür ruhları. Demek istediğim şu ki, tekneler gün geçtikçe daha çok tercih edilmeye ve sevilmeye başlıyor.
Bölgeye taze kan
Peki beni durup dururken tekneleri düşünmeye ne sevk etti? Hayır efendim, teknem yok, teknesi olan arkadaşım da yok fakat geçtiğimiz hafta sevgili arkadaşım İrem Demirer ve eşi Kaya Demirer’i ziyaret etmek için Hisarönü’ndeki Port Frankie’de aldım soluğu. Martı Hemithea isimli nefis bir otelde konakladım. İlk defa teknelerle bu kadar yakın temas halinde, bir marina tecrübesi yaşadım ve çok hoşuma gitti. Toplanın, anlatıyorum.
Hisarönü Frankie, İstanbul’dan bildiğimiz yılların Frankie’si, yani TURYİD Başkanı Kaya Demirer’in “love mark” haline getirdiği bir mekan. Kaya, tüm yaz boyunca Martı Marina’nın yiyecek-içeceğinin başında olacak. Ve bir de marinanın hemen yanına açtığı Port Frankie’de gerçekten iyi yemeğin peşinde olanları ağırlayacak. Yani, Hisarönü’ndeki D-Maris’e demirleyen tekne sahiplerine bölgeye taze kan geldiğini söyleyebiliriz. Bu vesileyle, Marmaris’teki lüks charter teknelerine de güzel haberi vermiş olalım. Tabii akşam yemeğinde keyfine varacağınız tek şey yemekler değil; Burçin Büke, Güvenç Dağüstün, Selen Beytekin gibi şahane sanatçıların müziği de var.
Mesela teknenizle Martı Marina’ya gelip akşam yemeğinizi Port Frankie’de yediniz değil mi, o gecelik tekne konaklamanız ve bağlamanız bedava; ertesi günse yüzde elli indirimli. Ya da Port Frankie’ye akşam yemeğine gitmek istiyorsunuz fakat tekneniz başka bir yere demirli. Hiç problem değil, on deniz mili çapında mesafede sekiz kişilik lüks taksi hizmetiniz var, hem de son derece uygun bir fiyata.
Cesur bir adım
Ve yemekler... Port Frankie’nin mutfağı, sempatik şef Melih Demirel’e emanet. Her şey, aynen oranın doğası gibi sade, dingin, yavaş, kısık ateşte sofraya geliyor. Zıplayan karideslerini sabah marinaya yanaşan balıkçılardan, domatesini Karacasöğüt’ten; yoğurdunu, sütünü, peynirini, zeytinini köylülerden alıyor.
Oradaki akşam yemeğinde tanıştığım Bora Kaptan da, yazımın en başında söylediğim gibi evini barkını satıp, kurumsal hayatı bırakarak teknede yaşamayı seçenlerden. Kendisiyle biraz laflayınca, evini tekne yapmanın aslında zor bir karar olduğunu anladım. “Çok şeyden vazgeçip az şeyle yaşamayı öğrendim” dedi. Bir sürü insan varmış teknede yaşamaya karar verip kısa süre sonra havlu atan. Eh, kolay değil bu tarz radikal kararları uygulamak. Kendi adıma konuşayım, denizi severim ama bu denizde yaşayabileceğim anlamına gelmez. Aynen Bora Kaptan’ın dediği gibi cesur bir adım bu. Siz tekne aşıkları, deniz aşıkları, iyi yemeğin peşindekiler, mutlaka uğrayın Port Frankie’ye. Hem memnun kalacak hem de çok tatlı arkadaşlıklar edineceksiniz. Şebnem dedi dersiniz.