Sefa Karahasan

KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün ile sohbet ediyoruz. Bir ara konu Süperstar Ajda Pekkan’ın, kendisine taktığı nazar boncuğuna geldi. “Sayın Başbakan, Ajda Hanım’ın taktığı nazar boncuğu gündem oldu” dedim. “Haklısın” diye cevap verdi. Nazar boncuğunu çok sevdiğini anlattı.

Ardından ceketinin yakasını açtı ve “Bak burada” diye devam etti.

Sayın Başbakan, Ajda Hanım’ın yaklaşık bir ay önce taktığı nazar boncuğunu o günden beridir kullanıyor.

‘Yakışıklı Başbakan’

Sürekli takımının iç cebinin üzerinde. Nazar boncuklarının biri büyük biri küçük. Ajda Hanım, fotoğraflardan gördüğü Başbakan’ın çok karizmatik ve yakışıklı olduğunu söylemişti. Ada’ya ziyaret programı kesinleşince de, bir kuyumcudan nazar boncuğunu alıyor. Yani Başbakan’a planlayarak nazar boncuğunu takıyor. Nazarlardan korunsun diye...

Vatandaşlık desteği

Özgürgün’e, ünlü isimlerin vatandaşlığı konusunu da sordum. ‘Ülkeye ciddi yatırım yapan ünlü simaların vatandaş olmasını’ doğru buluyor. KKTC yasalarında da bunun olduğuna dikkat çekiyor. Kıbrıslı Rumların ‘parayla’ vatandaşlık sattığı bir dönemde, Kuzey Kıbrıs’ın tanıtımına katkı koyacak isimlerin vatandaş yapılması gerekir. Ada’nın hem turizmine hem de geleceğine yatırım demek

Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) kadın basketbol takımı Avrupa şampiyonu oldu. Haksız spor ambargosuna maruz kalan Kıbrıslı Türkler için büyük bir başarı, anlatılamaz bir heyecan ve sevinç kaynağı. Belki fazla abarttığımı düşünenler olabilir. Ancak Ada’da yaşamayanlar bunu anlayamaz.

Bu bir haykırıştır. Bu bir ‘başarı isyanı’dır. ‘Meleklerimizin’ kazandığı zafer sonrasında YDÜ Mütevelli Heyeti Başkanı İrfan Günsel’le konuştum. Müthiş bir sevinç içinde. Gözleri parlıyor. “Biz de başarırız, başardık” diyor. Şu cümlelerini not ediyorum: “Bu bizlere öğretilen, öğrenilmiş çaresizliğimize bir cevaptı. Kupaya elimizi uzattık ve aldık. Bir şeyi istediğimizde başarabileceğimizi dünyaya gösterdik. Yeter ki, bir şeye elimizi uzatalım.” Amerikan başkanlarından Theodore Roosevelt’in, “Nerede olursanız olun, elinizdekilerle yapabileceğinizi yapın” diye bir sözü vardır. İrfan Bey, tam da bunu söylüyor aslında. Teşekkürler YDÜ, teşekkürler Günsel Ailesi.

EVLİLİK TEKLİFİ İÇİN ‘HAYDİ KIBRIS’A’

Yaz mevsiminin yavaş yavaş yaklaştığı bugünlerde evlilik hazırlıkları da başladı. Hem yazı hem de huzuru seçmek isteyen çiftlerin adresi Kıbrıs oluyor. Geçtiğimiz hafta Kaya Artemis Otel’de Seda ve Aydın çiftinin

Ada’da bir ara ‘duran’ ama son dönemde artan bir tartışmadır gidiyor: “Türk ünlülere neden vatandaşlık veriliyor?” Tartışmanın nedeni ise Ajda Pekkan. Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün, “Ajda Hanım gibi isimler KKTC vatandaşı olmalı” yönündeki düşüncesi muhalif bir grup tarafından tepki çekti, çekiyor. Bu tartışmaların olduğu bir dönemde Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş ile buluştum. Sayın Denktaş, sözü evirip çevirmedi ve “Burada yatırım yapacak olan biri varsa, bu imkan verilmeli” dedi. Sonrasında konuyu Bodrum’a bağladı. Bodrum’un nasıl bir marka olduğunu anlattı.

Zeki Müren örneği

“Bodrum’u Bodrum yapan Zeki Müren’dir” diyen Denktaş, “Kendisi ‘Ben Bodrumluyum artık’ diyerek Bodrum’un müthiş reklamını yapmıştır. Dolayısıyla bölgede patlama yaşandı. Bu, Kuzey Kıbrıs için de geçerlidir” dedi. Haksız da değil. Kuzey Kıbrıs’ın, ülkeyi tanıtacak isimlere ihtiyacı var. Turizmiyle, yaşamıyla dünyaya karşı markalaşması gerekiyor. Bakan Bey’in, “Dikkat etmemiz gereken yaşam standartımızın değiştirilmesine yönelik adımlardır. Bunlara karşı çıkmamız gerekir” sözünü de not edelim. Belki de en büyük kaygı bu. Ama bunu aşmak zor değil.

ADA’YA ‘ARTEMİS’ İMZASI

Kuzey Kıbrıs’ın turizm bölgesinde

Süperstar Ajda Pekkan, KKTC’de yatırımlar yapma düşüncesinde. Bu nedenle hem bir villa aldı, hem de bir daire almak istiyor. Kıbrıs’ı da çok seviyor. Sanatçı, Ada’ya her geldiğinde haberleri gündem oluşturuyor. Bir anlamda Ajda Hanım, Kuzey Kıbrıs’ın tanıtımına katkı sağlıyor. Süperstar, geçtiğimiz hafta da Başbakan Hüseyin Özgürgün’ü ziyaret etti. Başbakan, ünlü sanatçının KKTC vatandaşı olmasını önemsediklerini belirtti. Pekkan’ın ziyareti kamuoyunda gündeme gelince ortalık karıştı. ‘Ajda Pekkan’ın KKTC vatandaşı’ olmaması yönünde birçok yorum ve eleştiri geldi. Belirtmek gerekir ki; KKTC’de ünlü isimlere vatandaşlık verilmesi, belli bir kesimin tepkisini çeker. Kamuoyunda da fazla sesleri çıktığı için tüm Kıbrıs Türk halkı tepki veriyor algısı oluşturulur.

En pahalı vatandaşlık

KKTC’de, Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı isimlerine de vatandaşlıklar verilmeli. İş dünyasıyla ve sanatçılarla iletişime geçilmeli, kabul ettikleri takdirde törenle vatandaşlık takdim edilmeli. Bu, ülke tanıtımına ve turizmine katkı sağlayacaktır. Kuzey Kıbrıs’ın dünyaya açılmaya ihtiyacı var, vatandaşlık alanların değil. Not da edelim; KKTC’de vatandaş olmak için istenen yatırım miktarı 3 milyon euro.

Kıbrıs İktisatbank’ın sahibi Mete Özmerter, Kıbrıs’ın gözde iş adamlarından biri. Mete Bey’i uzun zamandır tanırım. Bankanın Genel Müdürü Giresunlu hemşerimiz Olgun Önal olunca buluşmalarımız da arttı. Sürekli yeni fikirler üreten bir yapı haline geldiler. Özmerter de, farklı bir patron profili çiziyor ve “Kazandığımı, paylaşmaktan mutluluk duyuyorum” diyor.

Şanslı müşteriler

27 yıllık bankacı olan Özmerter, pilotluğu da çok seviyor. Amerika, İngiltere ve İsviçre’de pilotluk eğitimi aldı. Şu anda özel uçağını kendisi kullanıyor. Uçağını banka müşterilerinin hizmetine de açmış durumda. Bankadan yararlanan şanslı çiftler, Roma’ya üç gece dört gün uçakla tatile gitmeye başladı. İlk uçuşu da Mete Özmerter kendisi yaptı.

Anlatılmaz duygu

Roma’nın tarihi mekanlarını gezerken konuştuk. “Kokpitte misin?” diye sordum. Çok keyif aldığını anlattı. Kokpitte, yani dümenin başında, müşterilerine hizmet etmenin anlatılamaz bir duygu olduğunu söyledi. Özmerter, ilk uçuşta ‘geziyi’ de yakından gözlemlemiş oldu.

89 YIL ÖNCEKİ KIBRIS

Yıl 1928, Kıbrıs. National Geographic dergisinin Kıbrıs özel sayısında yer alan fotoğraflar görülmeye değer. Doğal ve içten.

Yakın Doğu Üniversitesi Kadın Basketbol Takımı’nın başarıları, yoğun gündem arasında kayboldu. YDÜ’nün ‘melekleri’ önce Türkiye Kupası’nı aldı, ardından da EuroCup’ta yarı finale yükseldi. Bu iki başarı, Kuzey Kıbrıs için unutulmaz bir an olarak tarihe geçti.

Ambargolar altındaki bir ülkenin kadınları, dünyaya kafa tuttu. Kadınlar, bir kez daha gösterdi ki başarı elde edilebilir. Rosa Luxemburg’un, “Hareket etmeyen, zincirlerini fark edemez” sözü de YDÜ’nün kadınlarını anlatıyor. Ada’nın ‘melekleri’ zincirleri kırdı.

‘CRATOS YAZA DAMGA VURACAK’

Kıbrıs’ta yaz kendini hissettirmeye başladı. Hafta sonunda Cratos Premium Otel’e gittim ve hummalı bir çalışma olduğunu gördüm. Otelin özel mekanları, yaza yeni konseptlerle hazırlanıyor. Bu konuda yönetim, bir çalışma içerisinde. Cratos’un sahibi sevgili Murat Bozoğlu’nun vizyonu, otelin her zaman önde yer almasını sağladı. Murat Bey dünyayı gezen bir isim olarak, ona göre adımlar attı. Yaz aylarında Ada’nın eğlence mekanlarından biri olan Cage Clup’ta da yenilemeler başlamış durumda. Mekanda dünyanın eğlence merkezlerindeki gibi şovların ve hizmetin olacağı bir anlayış olacak.

Önemli isimler sahne alacak

Yazın beach partiler düzenlenecek.

Kuzey Kıbrıs’ta ülkeye gelen sanatçılara yönelik, “Ülkemizde gezmiyorlar, sadece otellerde konser verip geri dönüyorlar” eleştirisi yapılır. Nedenlerini araştırmayız ve sormayız. Sanatçıların her hafta sonu konser verdiği şehir Girne’den bahsedelim.

Girne, Kuzey Kıbrıs’ın, hatta Ada’nın en önemli turizm şehridir. Ada’ya giden 1 milyon turistin yüzde 90’nı ‘görmeden gitmez’. Girne’de son dönemde ‘ziyaretçilere’ yönelik adımların atılmasında ciddi sıkıntı yaşanıyor.

Bölgede kordon boyu olarak da bildiğimiz ve turistlerin yoğun olarak gittiği ‘Harbour’, ziyaretçilere hizmet vermek anlayışından çok uzak. Yıllardır süren ‘pis koku’ sorunu çözülemedi. Tarihi mendireğin olduğu ‘gezi yoluna’ asfalt döküldü ve bırakıldı.

Turistlerin gezdiği yolda, içki şişeleri ve çöpler yerlerde. İnsanların güvenliğini sağlayacak önlem yok. Kalenin içinde yer alan müzenin varlığını hissettirecek bir tanıtım da maalesef şimdilik yok.

‘Sanatçıları gezdiremiyoruz’

Girne Belediyesi, bölgeyi tam anlamıyla terk etmiş durumda. Belediye, sadece ‘yerel’ konularla ilgilenmemeli. Ada’ya gelen ziyaretçilerin de belediyesi olmalı.

Ülkeye her hafta sonu gelen sanatçıların Girne’de şehir turu yapmasına öncülük edilmeli.

Kuzey Kıbrıs, uygulanan ambargolar nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşayan bir ülke. Ancak bazen kendi kendimize de ambargo koyduğumuz oluyor. Hafta sonunda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bir etkinliği için Antalya’daydık. Sokakları gezme şansımız oldu. Surlariçi’ni, Eski Limanı gezmek keyif vericiydi. Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni ve Kıbrıs Türk Turizm Yazarları Derneği Başkanı Nazmi Pınar ile Eski Liman’da ‘Denizcinin Kahvesi’nde oturduk. Kahveleri söylemeden, KKTC bayraklarının dalgalandığı bir bina gözüme ilişti. Sorduğumda, binanın KKTC Antalya Temsilciliği olduğunu söylediler.

Sonra başladı eleştiriler. Şaşırdım. Bina boş, kimse yok. Bölgedeki insanlar, “Bu binaya ayda yılda bir gelen oluyor, şaşırıyoruz nasıl temsilcilik?” diye konuşuyor. Ambargolar altındaki Kuzey Kıbrıs’ın, en önemli turizm şehrindeki temsilciği ‘ıssızları’ oynuyor. Binanın etrafını gezme fırsatım oldu.

Kimsesizler yurdunu andırıyor. Bayraklar eskimiş. Bakımsızlık almış başını. Günde binlerce turistin gezdiği bölgede, ‘temsiliyeti bina’ ile sağlanan bir durum. Binaya asılan KKTC devlet amblemini de ilk kez gördüm. Kırmızı, yeşil renkler.

Temsilci var mı, yok mu belli değil. Antalya’da