Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şayet bu amaç, Amerikan Kongresi'ndeki Ermeni soykırımı tasarısının önünü kesmek idiyse, bunu söylemek zor. Erivan ve Ermeni lobisi de zaten bu iki konu arasında Ankara'nın arzuladığı ilintinin kurulmaması için çaba sarf ediyorlar Bu arada, Türkiye'nin yaratmaya çalıştığı "hoşgörü" izlenimini de yine Türkiye'nin sağladığı "kozlarla" gidermeye çalışıyorlar. Bunların başında da şunlar geliyor:- Kilisenin adı "Aziz Haç" olmasına karşın, geçmişteki fotoğraflarında açıkça görülen kubbe üstündeki haç konamadı.- Kiliseyle ilgili olarak yapılan açıklamalarla konuşmalarda bu yapının Ermeni kimliğini yansıtan herhangi bir ifade kullanılmadı. - Ermenistan'dan gelen heyete konuşma yapma şansı tanınmadı.- Açılış töreni "hoşgörü örneği" olarak yansıtılmaya çalışılmasına rağmen, kapalı olan sınır kapısı Ermeni heyeti için bir günlüğüne dahi olsa açılamadı. Onuncu yüzyıla dayanan ve İstanbul'daki birçok görkemli Osmanlı yapısından bildiğimiz Ermenilerin mimari dehasını yansıtan Akdamar'daki "Surp Kaç" (Aziz Haç) Kilisesi'nin restorasyonunda arzulanan amaç hasıl oldu mu? Ermenistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Vladimir Karapetyan da zaten, kilisenin restorasyonunu "çok güzel" olarak tanımlamasına rağmen, bu açılışın ABD Kongresi'nde Ermeni soykırımı tasarısının görüşüleceği sıraya rastlamasının "tesadüf olmadığını" belirtti. Yukarıda sıraladığımız noktalara da işaret ederek şunları söyledi:"Ermenistan, uluslararası camiadan, münferit sembollerle ve jestlerle yetinmeyip açık sınırlar ve normal ilişkiler konusunda Türkiye'yi ciddi bir sürece girmesi için ikna etmesini istiyor."Bu koşullarda açılış törenine Ermenistan'dan, alt düzeyde olsa bile, bir heyetin niçin katıldığı sorusuna Ermeni Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan'ın verdiği yanıt ise şöyle:"Orasının bir Ermeni kilisesi olduğunu göstermek ve Türkiye'nin propaganda oyununa gelmemek için katılmamız şarttı."Bu sözlerin özellikle Batılı ülkelerde yankılanacağı kesin. Zira yalnız Batı kamuoyu değil, dünya kamuoyu -bir iki istisna dışında- Ermeni konusu gündeme geldiğinde, Türkiye'yi değil Ermenileri dinliyor. 'Ermenistan ikna etmeli' Nitekim Batı basınında bu konuda çıkan yorumlarda, Türkiye'nin "neyi yaptığı" değil, "neyi yapamadığı" konusunun daha çok işlendiği görülüyor. Üzerinde durulan diğer konular arasında, Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan'ın, yılda bir kez dahi olsa, kilisenin ayine açılması talebi ve Erivan'ın Doğu Anadolu'daki diğer Ermeni kalıntılarına da sahip çıkılması arzusu yer alıyor. Mevcut toplumsal "haletiruhiyemiz" ve içinde bulunduğumuz keskin siyasi konjonktür düşünüldüğünde, bunların Türkiye tarafından yerine getirilebilecek şeyler olmadığı aşikâr. Bu durumda, "Aziz Haç Kilisesi'nin restorasyonu, 'Türklerin hoşgörüsünü' sergilemek yerine, dünyanın dikkatini Ermeni meselesi üzerine daha da çok çekmeye mi yaradı?" sorusu akla doğal olarak geliyor. Kanımca, bunun gibi iddialı jestlere soyunulacaksa, bunun ya eksiksiz yapılması ya da hiç yapılmaması gerekiyor. Bu olaydan çıkan bir ders varsa o da bu. sidiz@milliyet.com.tr Ayin talebi ve siyasi konjoktür