Anayasa Mahkemesi’nin AKP ile ilgili kararından sonra, Batı’nın -TBMM Başkanı Köksal Toptan gibi- derin bir “Oh” çektiğini biliyoruz. Bundan da, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik kaosa sürüklenme olasılığının Batı’da ne denli büyük endişe yarattığını çıkarabiliriz.
Ancak, Ankara’daki Batılı diplomatlar, özellikle Deniz Baykal’ın “Mahkeme krizi çözmemiş, tespit etmiştir” sözlerinden sonra, gelecek konusunda aşırı iyimser olmadıklarını da gizlemiyorlar.
Konuştuğumuz diplomatlar, Anayasa Mahkemesi’nin altı üyesinin, her şeye rağmen, demokrasinin evrensel ilkeleri ve Venedik kriterleri gibi faktörleri dikkate almayarak kapatma kararı verdiklerini anımsattılar.
AKP’ye ‘açık çek’ verilmiyor
Bunun da Türkiye’deki temel kavganın henüz bitmediğini gösterdiğini savundular. Söz konusu diplomatlar, AKP’nin sonunda, bir kapatma kararının kaosa yol açması endişesini duyan üyeler tarafından “kurtarıldığını” savundular. Bu üyelerin AKP’yi aslında “suçlu” bulmalarına rağmen, sadece “para cezası”nı benimsemelerini ise “çelişkili” bulduklarını söylediler.
Ancak, kapatma davasından çıkan sonucu, her şeye rağmen, “pragmatik” nedenlerle “olumlu” bulan Batılı diplomatlar, AKP’nin de bu sonuçtan ciddi dersler çıkararak, 22 Temmuz seçimlerinden sonra yaptığı hatalardan kaçınması gerektiğini kaydettiler.
Hükümetin, gerçekten de, temenni edildiği gibi, bundan sonra reformist bir yola girip girmeyeceği konusunda “Gördüğümüzde inanırız” yaklaşımını benimsemeleri ise dikkat çekti. Öyle anlaşılıyor ki, son yıllarda bu konuda güven vermeyen AKP’ye bu açıdan “açık çek” verilmiyor artık.
Suudi gazetesinden ilginç yorum
Peki, Batılılar arasındaki hava böyleyken, Anayasa Mahkemesi’nin kararı konusunda Doğudaki hava ne? Bunu da bize en güzel, Suudi Arabistan’da yayımlanan ve tüm Ortadoğu’da okunan Arab News gazetesinin dünkü baş makalesi özetliyordu.
Mahkemenin kararını “şaşırtıcı olduğu kadar mükemmel” şeklinde değerlendiren gazete, bu davanın zaten “demokrasiye bir saldırı” olduğunu yazdı. Bu saldırının “sözde demokrasiyi savunan çevrelerden gelmesini” ise “çelişki” olarak niteledi. “Türkiye’nin seçilmiş hükümetinden kurtulma hakkının ise mahkemeye değil, seçmene ait olduğunu” belirtti.
Gazete şu ilginç yoruma da yer verdi:
“AKP’nin, Türkiye’yi İslami bir devlete dönüştürme amaçlı bir odak olduğu fikri son derece saçmadır. Daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, AKP, herhangi bir İslam ülkesinde, Müslüman olamayacak kadar ılımlı bir parti olarak görülüyor.”
Türkiye’nin önemi ortaya çıktı
AKP kapatılmış olsaydı, kamuoyunun siyasi sisteme ve resmi kurumlara dönük güveninin de ciddi şekilde sarsılmış olacağını kaydeden gazete, Başbakan Erdoğan’ın da bu olanlardan ders çıkarıp reformlar, terörle mücadele ve AB üyeliği konularında ciddi adımlar atması gerektiğini vurguladı.
Tabii buradaki en ilginç unsur, Arab News gazetesinin bu düşünceleri değil. İlginç olan demokrasinin esamisi bile okunmayan Suudi Arabistan gibi bir ülkede Türkiye’deki demokrasinin geleceği hakkında endişe duyulmasıdır.
Batı’yı bir yana bırakacak olursak, Türkiye’nin demokratik yolda ilerlemesinin, demokrasiden mahrum bölge ülkeleri açısından da ne denli önemli olduğu böylece ortaya çıkmış oluyor.