Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ancak, burada bir şeyi nedense görmek istemiyoruz. İsviçrelilerin attıkları "zokayı" milletçe "yuttuk." İsviçre'nin önde gelen gazetelerinden St. Galler Tagblatt'ın yorumcusu Richard Reich'a bu konuda katılmamak mümkün değil. Türkiye-İsviçre karşılaşmaları çerçevesinde cereyan edenler futbolun antipatik yüzünü tekrar gösterdi. Bakıyorum, bu olaylarda herkes görmek istediğini görüyor. O kadar çok "çelme" ve "tekme" görüntüsü var ki, isteyen taraf kendisini haklı çıkarabilir. Neyse ki, futbol federasyonumuz gerçekleri görüp gerekli cezaları vermeye kararlı görünüyor. Reich, "Bern'de abartılı tipik Türk tepkisini provoke etmek için biraz ıslık, bir de sağlam bir İsviçre takımı yetti" diye yazmış. Türklerin tuzağa düşürüldüklerini açıkça ima eden Reich, "Benjamin Huggel'in attığı tekme de olmasaydı, İsviçre bu işten tertemiz çıkacaktı" diye eklemiş. Türkiye'ye dışarıdan bakıldığında, akla ilk gelen şeylerden biri "şiddet" oluyor. Sokakta şiddet, hapiste şiddet, trafikte şiddet, karakolda şiddet, hastanede şiddet, evde şiddet, okulda şiddet, kadına karşı şiddet, çocuğa karşı şiddet, azınlığa karşı şiddet, yabancıya karşı şiddet derken liste uzayıp gidiyor.Biz de zaten bu algılamayı pekiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Kadın göstericilerin polis tarafından acımasızca dövülmesinden tutun, hiç de münferit olmayan Malatya Çocuk Esirgeme Kurumu'ndaki olaya kadar uzanan sayısız gelişmelerle, "Bakın, demedik mi?" dedirtecek örnekler sağlıyoruz. Şiddet, etiket gibi İşte, İsviçreliler bunu bildikleri için ucuz provokasyonlarla bizi oyuna getirdiler. İlk maç öncesinde gazetelerinin "Türkleri seviyoruz, çünkü bize yenilecekler" manşetini atmaları, İstiklal Marşımıza karşı saygısızlıkta bulunmaları ve sahada futbolcularımızı itip kakmaları hep buna dönüktü. İsviçreli yöneticiler, İstanbul'da daha uçağın kapısında başlayan yuhalamaları, suratlarına sokulan Almanca yazılmış "Ananızı..." ve "O... çocukları" pankartlarını, ayrıca otel yolundaki çirkinlikleri gördükten sonra, "Bu iş oldu" diye sevinmişlerdir. Çünkü, Bern'de takımımıza karşı ne kadar aşağılık bir şekilde davranılmış olursa olsun, bu görüntülerden sonra "uluslararası sempati ibresinin" kendilerinden yana döneceği aşikârdı. İbreyi döndüren görüntü Öte yandan, havaalanında İsviçrelilere tutulan Türk bayraklı "Cehenneme hoş geldiniz!" pankartı bizim açımızdan tam bir utanç vesilesidir. Bir "futbol meczubu" olsa dahi, hiç kimsenin, yabancıların ön yargılarını beslercesine, bu ülkeyi "cehenneme" benzetmeye hakkı olmamalı. Zaten, en küçük bir siyasi içeriği olsaydı, o pankartı tutan çoktan gözaltına alınmıştı. Bu pankarta bizim açımızdan yüz kızartıcı olan en iyi yanıtı da zaten, ülkelerine dönen futbolcularını, "Uygarlığa hoş geldiniz!" pankartlarıyla karşılayan İsviçreliler oldu. Oysa, Bern'de takımımıza karşı gösterilen saygısızlığın yanıtı bu olmamalıydı. İsviçrelileri adam gibi karşılayıp"uygarlık dersini" bizim vermemiz gerekirdi. Ama yapamadık; çünkü fevriyiz, sinirliyiz, kindarız, kavgacıyız ve bu yüzden de provokasyonlara kolay geliyoruz. Alman Süddeutsche Zeitung gazetesi, konuyla ilgili yorumunda, "Türklerin aşırı milli gururunun altında aslında aşağılık kompleksi yatıyor" demiş. Hak etmediğimiz bu tür değer yargılarına neden olanları kınıyoruz. semihi@cnnturk.com.tr Utanç veren pankart