Öyle anlaşılıyor ki CHP'de, Atatürk'ün dünya dengelerini iyi kavrayan ve ona göre hareket eden soğukkanlı ve itidalli ruhunun yerini Enver Paşa'nın yıkıcı militarist ve maceracı ruhu almış. Baykal ve kurmaylarının söylemine göre hareket edecek olsaydık bugün Kürtlerle, Rumlarla ve Ermenilerle savaşın eşiğine gelmiştik. Fikret Bila'nın Deniz Baykal ile yaptığı kısa söyleşiyi okuyup parti kurmaylarının son açıklamalarını da akılda tutunca insan, "Allah'tan iktidarda değiller, yoksa çekinmeden üç cephede savaşa girerek Türkiye'yi felakete sürüklemekten çekinmezlerdi" diye düşünmeden edemiyor. Bu da bir yerde Türkiye'nin dünyayla savaşa kalkışması anlamına gelirdi. Zira böyle bir savaşta ne Arabın, ne Acemin, ne Frengin ne de Rusun Türkiye'yi destekleyeceği var. Aslında CHP'nin derdi belli ve bunu Baykal sözleriyle ortaya koyuyor. Annan Planı sürecindeki olumsuz telkinleriyle Rumların AB'ye tek başlarına girip büyük avantaj sağlamalarında katkısı olan Baykal, Doğu Akdeniz'de petrol aramak için Lübnan ve Mısır ile anlaşan Rum yönetiminin bu cesareti "Ankara'dan ve KKTC yönetiminden aldığını" söyleyebiliyor. Kısacası, CHP'nin derdi demokratik yollardan önünü kesemediği AKP'yi bel altından salladığı siyasi vuruşlarla indirmek. Bu arada, yine demokratik yollarla işbaşına gelen Kıbrıs'taki "işbirlikçisi"ni de siyaseten yaralamak. Zira "sosyal demokrat" olduğunu iddia etse de gerçekten sosyal demokrat olan Mehmet Ali Talat'ı desteklemek yerine, kendisini düşman ilan etmiş bulunuyor. Amaç, AKP'yi vurmak Bu arada adadaki kendi "işbirlikçileri" de tabii ki boş durmuyorlar. Örneğin, eski dışişleri bakanı Serdar Denktaş, Türk savaş gemilerinin bundan bir süre önce Kıbrıs açıklarında petrol araması yapan bir yabancı gemiyi kovduğunu, ancak AKP'nin "Kıbrıs'ta bir adım önde olma politikası" uğruna bunun açıklanmadığını söylüyor. Bu konuyu önemsediğine göre, kendisinin niçin bunu zamanında açıklamadığını elbette ki merak ediyoruz. O gemi sessiz sedasız kovulduysa amaç hasıl olmuş demektir. Ancak Serdar Bey bundan memnun değil. Zaten ciddi bir imaj sorunu olan Türkiye'nin dünyaya militarist bir görüntü vererek itibarını daha da sarsmasından yana. Ancak ne yazık ki, Kıbrıs Türk halkı siyasi tercihini demokratik seçimlerle ortaya koydu ve bu Serdar Denktaş ve onun gibi düşünenlerden yana değil. CHP'ye ise adanın kuzeyinde fazla sevgi yok. Baykal'ın KKTC'yi ziyaret edip Kıbrıslı Türklerle kaynaştığını uzun zamandır görmememizin nedeni de bu. İşbirlikçileri boş durmuyor "70 bin Ermeniyi sürün. Ordu Irak'a, gemiler Akdeniz'e" çıkışlarını yapan bu partiden yakında "asker göreve" diye darbeye davet çıkarsa bence kimse şaşmasın. MHP Genel Başkanı Bahçeli'yi de izliyoruz. CHP'ye oranla çok daha ihtiyatlı ve yatıştırıcı bir söylemi var. CHP'nin şoven ve militarist söylemiyle kazanacağını sandığı seçmen de herhalde bunu görüyordur. Aramızdaki Yasin Hayal'ler ve Ogün Samast'lar elbette ki CHP'nin söyleminden hoşlanıyorlardır. Ancak CHP, bu gibi insanlardan medet umarken, doğal tabanının kendisini nasıl terk ettiğini bu yıl daha iyi anlayacak. sidiz@milliyet.com.tr Darbeye de davet çıkar