Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ergen'e göre "çuval olayının" intikamı şöyle alınmış:19 Mayıs 2004'te, Kuzey Irak'ta, kendi komutasındaki tim ile Irak polisi, peşmerge ve PKK destekli Amerikalı Albay Martin Rollinson karşılaşıyorlar. Ergen, Amerikalı ve beraberindekileri timindeki koruculara yakalatıyor. Korku içinde titreyen Rollinson'u, gördüğü gerek üzerine, çırılçıplak soyduruyor. Rollinson ve beraberindekiler yapılan sorgulamadan sonra serbest bırakılıyorlar. Türk-ABD ilişkilerine damgasını vuran "çuval hadisesi"nin olumsuz yansımaları sürüyor. Emekli Albay Aziz Ergen'in Gazeteci Saygı Öztürk'e yaptığı ve bazı ayrıntıları dün Milliyet'te tekrarlanan açıklamaları bu hadisenin TSK'nın kimi kademelerinde onulmaz bir kindarlığa yol açtığını gösteriyor. Ancak burada bir sorun var. Dönemin jandarma komutanı, emekli Org. Şener Eruygur, Ergen'in açıklamaları için, "Abartılı. Öyle olmadı" diyor. Olay hakkında 5 Haziran 2004'te Genelkurmay'dan yapılan açıklamada da, hadisenin rutin bir karşılaşma olduğu ve bu gibi durumlardaki olağan askeri teatiden sonra herkesin yoluna gittiği yansıtılıyor.ABD Büyükelçiliği ise Ergen'in her şeyi "uydurduğunu" söylüyor. Ne "soyma" ne de "titreme" olduğunu belirtiyor. Elçiliğe yakın kaynaklardan birinin kinayeli ifadesine göre, "Kurtlar Vadisi'nin teslim aldığı kimi çılgın Türkler gerçekle sanalı ayırt etme yeteneklerini yitirmişler." İşi daha da ilginç kılan ise, o sırada Kuzey Irak'ta irtibat subayı görevinde bulunan Rollinson'un, ondan hemen önce Ankara'da askeri ataşelik yapmış olması. Ayrıca, Ergen'in anlattığı hadiseden tam bir yıl sonra kendisine, Amerikan-Türk Konseyi tarafından "ilişkilere katkılarından dolayı" plaket verilmesi ve bunun Tümgeneral Hilmi Akın Zorlu tarafından ona sunulması. Tümgeneral Zorlu ödül verdi Bu arada, çuval hadisesindeki Amerikan iddialarını da eklemeden bu karmakarmaşık görüntünün tamamlanması mümkün değil. Onlar da, zamanında Süleymaniye'deki Irak Türkmen Cephesi bürosuna yaptıkları baskında suikast girişimlerinde kullanılmak üzere bomba hazırlayan sivil giyimli kişileri yakaladıklarını, bunların daha sonra Türk özel tim mensupları çıktıklarını ileri sürüyorlar. Bazı Amerikalı analistler ise, bu baskının Irak işgali öncesinde İskenderun'da namlu ucunda yere yatırılıp silahı elinden alınan Amerikalı askerin ve 1 Mart tezkeresinin reddedilmesinin "rövanşı" olduğunu savunuyorlar. Gerçekleri ne zaman öğreneceğiz bilemiyorum. Ancak, çuval hadisesinin, özellikle Türk-Amerikan askeri ilişkilerinde, zaman zaman açık yara haline dönen bir "enfeksiyon" olarak kalacağı anlaşılıyor. Bundan ise her iki taraftaki, "emekli" değil, "aktif" askeri ve sivil yetkililerin rahatsız oldukları gözleniyor. Fakat, gerçekten rahatsızlarsa, o zaman tek bir seçenek kalıyor. Tarafların "çuval hadisesi" ile ilgili gerçekleri doğru dürüst ortaya çıkaracak bir komisyon kurmaları, suçlu varsa bunları tespit etmeleri ve böylece "stratejik zorunluluk" olarak sürdürmeye mahkûm oldukları ilişkilerin üzerindeki bu bulutu kaldırmaları. semihi@cnnturk.com.tr Tek seçenek 'komisyon'