Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kraliçe Elizabeth II’nin yaş gününü Majestelerinin de katılımıyla, İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Nick Baird ve eşi Caroline tarafından dün verilen görkemli “garden party” ile idrak ettik. Adeta bir “protokol şöleni” şeklinde cereyan eden davette, bazı şeyler, haliyle,  dikkatimizi çekti.
Bunların arasında, Batı ile kavgası giderek büyüyen CHP Başkanı Deniz Baykal ile Batı aleyhtarı Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün de dahil olmak üzere, Ankara’daki “İngiliz muhiplerinin” çokluğu söylenebilir.
Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ile katıldığı davette diğer bir hoşluk ise “TSK Big Band”inin (adı öyle değilse mutlaka olmalı) konukları coşturan canlı repertuvarıydı. Ancak, Glenn Miller, Tommy Dorsey ve Duke Ellington gibi Amerikan big band devlerinin parçalarını nefis bir şekilde icra eden orkestranın, niçin Humphrey Lyttleton veya Ivor Novello gibi ünlü İngiliz big band dâhilerinden de melodilere yer vermediklerini merak etmeden geçemedik.
İçimizdeki İngiliz muhipliği
Davette ayrıca, “silsileimeratip”, “rical”,  “merasim” gibi şeylere millet olarak verdiğimiz önemi tekrar gördük. Herhangi bir monarşi özlemi yansıtmasa da, “Osmanlı genlerimiz” böylece su yüzüne çıkma fırsatını buldu.
Hepsi birbirinden şık olan hanımlarımızdan bazılarının “Ascotvâri” şapkalarıyla Kraliçe’ye refakat etmeleri ise resepsiyonu renklendiren bir diğer unsurdu. Bu açıdan Londra Büyükelçimiz Yiğit Alpogan’ın eşi Bernev Alpogan ile yazarlarımızdan dostumuz Can Dündar’ın eşi Dilek’in şapkaları dikkat çekenler arasındaydı.
Uzun lafın kısası, hepimizin içindeki “gizli İngiliz muhipliği” böylece dışa da vurulmuş oldu. Fakat bu ziyaret aynı zamanda İngilizlerde depreşen “Türk muhipliğini” de ortaya koydu. Bunu da İngiliz gazetelerinde açıkça görmek mümkün.

Kraliçe güçlü destek verdi
Örneğin The Times gazetesi, 15 Mayıs tarihli başmakalesinde “Çok az ziyaret bunun kadar zamanlı ve önemli olmuştur” diyerek şunları yazdı:
“(Türkiye) Doğu ile Batı arasında, sadece AB için değil, tüm dünya için kilit bir köprü rolü oynamaktadır. İstikrarsız bir bölgede barış ve istikrara katkıda bulunduğu gibi, Soğuk Savaş boyunca da NATO’nun sadık bir müttefiki olmuştur.”
Kraliçe Elizabeth’in ziyareti sırasında AB üyeliğiyle ilgili olarak Türkiye’ye verdiği ve İngiliz basınında da teyit edilen güçlü destek, Avrupa’da mutlaka not edilecektir. Ancak, bu ziyaretin bundan ibaret olmadığı da kesin.
İngiltere’nin Türkiye’deki siyasi çıkarları kadar ekonomik çıkarları da gün geçtikçe artıyor. Kraliyet ziyaretlerinin her zaman ikili ekonomik ilişkilerin zemininin güçlendirilmesi açısından fırsat yarattığı ise biliniyor. 

Aşırı laikleri kızdıracak boyut
Ancak ziyaretin, Olli Rehn’in ifadesiyle, “aşırı laikleri” kızdıracak bir boyutu da yok değildi. Nitekim konu, Kraliçe’ye refakat eden Dışişleri Bakanı David Miliband’ın yaptığı görüşmeler de sık sık gündeme geldi. Bunun ipucunu da yine The Times’ın başmakalesinde bulmak mümkün.
AKP’nin kapatılması durumunda, bunun “dünyadaki İslamcılara, modernleşmenin hiçbir anlamı olmadığına, çünkü demokrasilerde bile kabul edilemeyeceklerine” dair bir mesaj göndereceğini belirten The Times, “Batı’nın bu nedenle Türkiye’deki seçilmiş hükümetin hayatta kalmasında hayati çıkarı var” görüşüne yer verdi.
The Times, Kraliçe’nin ziyaretinin “önemli ve zamanlı” olduğunu vurgularken bunu mu kastettiği konusu ise tartışmaya açık.