Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Beyaz Saray da ABD'nin niçin çekilmemesi gerektiğini savunan raporunu Kongre'ye sunmak üzere. Ancak, ABD'nin Irak'ta başarısız olduğuna dair kanaat artık Başkan Bush'un Cumhuriyetçi yandaşlarına dahi sirayet etmiş bulunuyor. Özetle, Irak'ta savaşı kaybetme noktasına gelen Bush yönetimi, Washington'daki siyasi savaşı da kaybetmemek için mücadele veriyor. Bu çerçevede, daha önce soğuk baktığı, Baker-Hamilton raporundan bile medet ummaya başladı ki bu raporun birçok önerisi Türkiye'nin tezleriyle örtüşüyor. ABD Senatosu'nda Irak konusunda hararetli tartışmalar yaşanıyor. Güçlü olan Demokratların dillendirdikleri "çekilme" talepleri ise Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor. Başkan Bush, tabii ki, çekilmenin "teslimiyet" anlamına geleceğini ve ABD'yi artan terör saldırılarıyla karşı karşıya bırakacağını ileri sürüyor. Demokratların "çekilme" talepleri Türkiye'de kulaklara ilk etapta hoş gelebilir. ABD'nin Irak'ı, üstelik rezil olmuş bir şekilde, terk etmesinin Amerikan aleyhtarı olan kamuoyunda "olumlu bir gelişme" olarak algılanacağı ortada.Fakat daha ciddi bir bakış, Demokratların Türkiye'nin istemediği şeyleri de savunduklarını gösteriyor. Örneğin Irak'ın "doğal etnik yapısına göre bölünmesi." Demokratlar, elmalarla armutları karıştırarak "Osmanlıların da bölgeyi bu şekilde yönettiklerini" savunuyorlar. Ancak, günümüzdeki Irak'ı tanıyan siyasi gözlemciler bu yolun sakıncalarına dikkat çekiyorlar. "Etnik bütünlüğü olan üç ayrı bölge" fikrinin gerçekleri yansıtmadığını söylüyorlar.Iraklıların aslında tüm bölgelerde iç içe yaşadıklarını, bu fikrin bu yüzden çok büyük kitlesel insan hareketleri anlamına geleceğini belirtiyorlar. Bunun da yıllarca içinden çıkılamayacak ve yüz binlerce ölüme yol açabilecek çatışmalara neden olacağını kaydediyorlar. Bu durumun tüm bölge için ciddi sorunlar yaratacağını da ekliyorlar. Üç ayrı bölge zor... Demokratlar ayrıca, Irak'ta zorunlu olarak kalacak ABD'li askerlerin Kuzey'deki "güvenli Kürt bölgesine" konuşlandırılmasını savunuyorlar. Ancak, bunun da Türkiye açısından hiç istenmeyen bir seçenek olduğunu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt zaten açıkladı.Bu durum "Türkiye için en iyi seçenek nedir?" sorusunu akla getiriyor. Genel durum ABD'nin, Irak'tan apar topar çıkıp ardında bir enkaz bırakmasının Türkiye'nin çıkarlarına hizmet etmeyeceğini gösteriyor. Bu da, Kasım 2008'e kadar iktidarda kalacak olan Bush yönetimiyle daha yakın işbirliği gereğini gündeme getiriyor. Fikret Bila'nın dünkü yazısı Irak Türkmen Cephesi'nin bu yönde stratejik bir karar aldığını gösteriyor. Türkiye'ye gelince sorun, toplumun tüm katmanlarına yayılmış olan "Amerika antipatisi"nin bu tür bir işbirliğine olanak verecek şekilde aşılıp aşılamayacağı sorunudur. PKK meselesi de burada tabii ki çok ciddi bir engel oluşturuyor. Fakat gelişmeler Türkiye'nin "Irak baş ağrısı"nın sadece PKK'dan ibaret olmadığını da gösteriyor. Özetle, seçimleri kim kazanırsa kazansın, yeni iktidarın Irak konusunda çok boyutlu yaklaşımlar geliştirmek zorunda kalacağını şimdiden gösteriyor. sidiz@milliyet.com.tr Daha yakın işbirliği...