Oysa söz konusu taslak, petrolün "merkezden yönetim"ini ve "eşit paylaşım"ını getiriyordu. Kürtler bunu tabii ki reddettiler. Ancak Washington'un baskıları karşısında fazla ses çıkarmadan zamana oynadılar. Bu arada meclisten geçmesini engelledikleri taslağın değişmesi için de yoğun çaba harcadılar. Taslağın geçen hafta açıklanan ve daha mecliste onaylanması gereken yeni şekli önemli mesafe kat ettiklerini gösteriyor. Şubat ayında açıklanan yeni Irak petrol yasası taslağı Ankara'yı sevindirmişti. Zira Türkiye'nin en büyük korkusu, Iraklı Kürtlerin bölgelerindeki petrol kuyularını ele geçirip bağımsızlıkları için gerekli olan kaynağa kavuşmalarıdır. Buna göre Kürtler Irak'ın 115 milyar varillik petrol rezervlerinden elde edilen gelirin yüzde 17'sini kendileri için garanti ediyorlar. Federal bütçe için petrolden geçen yıl 31.3 milyar dolar elde edildiği düşünülürse, bu, yılda en az 5 milyar dolarlık bir kaynak anlamına geliyor.Bu arada Kürtlerin yeni taslağa dönük çabaları devam ediyor. Çünkü yeni kuyuların akıbeti hâlâ askıda. Kürtler bunların da bölgelere ait olmasını istiyorlar. Bundan elde edilecek geliri de yüzde 17'lik payın üstüne eklemeyi umuyorlar. Bölgelerinde zengin petrol yatakları bulunan Şiiler de buna sanıldığı kadar ters bakmıyorlar. Şii olan Başbakan El Maliki Kürtlere bunun için yakın duruyor. Hatta Kerkük konusunda kendilerini sessizce desteklediği bile söyleniyor. Kürtler Kerkük'ü de bölgelerine katabilirlerse, bırakın bağımsızlıklarını finanse etmeyi, "petrol zenginleri sınıfına" girecekler. İşin ilginç yanıysa, Ankara için "kâbus senaryosu" olan bu olasılığın Türk şirketlerini engelleyememesidir. Örneğin, Çukurova grubuna bağlı Genel Enerji AŞ.,merkezi Cenevre'de bulunan Addax Petroleum Corp. ile bugün Kerkük'e 60 kilometre uzaklıktaki zengin Tak Tak kuyularını geliştiriyor. Yılda 5 milyar dolar Pet Holding ise Kuzey Irak'ta Kürtlerle işbirliği içinde 1200 kilometre karelik bir alanda petrol araması yapıyor. Türk şirketleriyle birlikte, başta ABD'li olmak üzere, Batılı şirketlerin de bölgede bulunmaları, Ankara'nın aleyhlerindeki girişimlerine karşı Kürtlere güven hissi de veriyor. Fakat Kürtler önlerinin tümüyle açık olmadığını, petrolü dünya piyasalarına ulaştırmak için Türkiye'ye muhtaç olduklarını biliyorlar. Ancak bu sorunu şimdilik ertelemiş durumdalar. Türkiye'ye muhtaçlar İşler istedikleri yönde geliştikçe, ABD ve Avrupa'nın siyasi baskıları ile Türkiye'nin Kuzey Irak'ta artan ekonomik çıkarlarının devreye girmesiyle bu sorunun da halledileceğini hesaplıyorlar.Kısacası, Iraklı Kürtler, Irak'taki yeni yapılanmayı, uluslararası konjonktürü ve küresel ekonomik gerçekleri iyi değerlendirerek petrol stratejilerinde adım adım ilerliyorlar. Ankara'nın kâbus senaryosunun önüne geçmek ise mümkün görünmüyor. Tabii tek bir seçenek dışında. O da karşılıklı çıkara hizmet eden bir siyasi ve ekonomik işbirliği ortamının kurulması. Ama bunun olması için Ankara'nın her şeyden önce Kürtler konusunda aşamadığı psikolojik bariyeri aşması gerekiyor. Bu da mevcut konjonktürde mümkün görünmüyor. sidiz@milliyet.com.tr Kürtler adım adım ilerliyor