İlk örnek ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın söylediği belirtilen "Eğer Türkiye Kuzey Irak'a sınırlı bir harekât yaparsa bizim yapacağımız fazla bir şey yok" sözleridir. ABD Büyükelçiliği kaynakları Rice'ın böyle bir şey söylemediğini, bu sözlerin "AP ajansı editörünün kişisel yorumu olduğunu" bildirdiler. Kuzey Irak ile ilgili gerginlik kademeli olarak tırmandırılırken bu konuda yapılan bazı açıklamaların bizde ya yanlış ya da hiç yansıtılmaması dikkat çekiyor. Ayrıca Rice'ın ne söylediğini gösteren bir metin geçtiler. Bu ise Rice'ın hiç de öyle, "Eh, yaparlarsa bizim de yapacağımız bir şey yok" havasında olmadığını gösteriyor. Sınırlı bir operasyonun Washington tarafından kabul edilebileceğini ima eden Rice, buna karşılık, Türkiye'nin yapacağı "güçlü" bir harekâta karşı çıkacaklarını da ortaya koyuyor. Rice bu konuda şunları söylemiş:"Öyle zannediyorum ki daha güçlü bir operasyona kalkışmanın olumsuz sonuçlarını biliyorlar ve anlıyorlar. Bu sonuçlar ne Irak ne de Türkiye için iyi olur. Bu yüzden Türkiye ile birlikte çalışmaya hazırız. Ancak, gerçekleştirilecek olan tek taraflı ve güçlü bir operasyon hiç kimsenin yararına olmayacaktır." Rice güçlü harekâta karşı Burada, kanımca, "İç kamuoyunu tatmin etmek için PKK'ya karşı sınırlı bir girişimde bulunabilirsiniz. Ama bunun ötesine gidip Iraklı Kürtleri hedef alırsanız, Irak için yaratacağınız sorun kadar kendiniz de sorunla karşılaşırsınız" deniyor. ABD Başkanı Bush'un çarşamba günü Mesud Barzani ile yaptığı bildirilen telefon konuşması ile, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı John Negraponte'nin aynı sıralarda Barzani ile Selahaddin'de yaptığı bildirilen yüz yüze görüşmesini de bu çerçevede değerlendirebiliriz.Bu görüşmelerde Barzani herhalde, "PKK konusunda daha aktif olması için" uyarılmıştır. Ancak aynı görüşmelerle ABD kendisine, "Korkma yalnız değilsin, arkandayım" mesajı da veriyor. İç kamuoyunu tatmin etmek Burada ele almak istediğim ikinci örnek ise, Irak'ın güçlü Şii liderlerinden Mukteda el Sadr'ın geçen pazar günü Necef'te yaptığı ve "Irak'ı tehdit etmemesi" için Türkiye'yi uyardığı yazılı açıklamasıdır. Bu haberin sadece bir iki gazetemizde küçük bir şekilde verildiğini gördüm. Onun dışında kamuoyunun bundan haberi yok. Açıklamasında TSK'yı Irak'ın kuzeyindeki köyleri bombalamakla suçlayan Sadr, "Irak işgal altında ve egemenliğinden yoksun olsa da Türkiye'nin bunu yapmaya yasal hakkı yok" diyor. "Bu tehdit karşısında sessiz kalmayacağız" diye ekleyerek de "Kürdistan halkını korumayı" vaat ediyor. Sadr, ayrıca "gerekirse bu konuda arabuluculuk yapmaya hazır olduklarını" da belirtiyor. Sadr, Türkiye'yi uyardı Tüm bunlar Türkiye'nin tam olarak neyle karşı karşıya olduğunu ve PKK'nın niçin artan saldırılarla Ankara'yı "siyasi ateş hattına", TSK'yı da "askeri ateş hattı"na çekmeye çalıştığını daha iyi gösteriyor. Şehitlerimiz yüzünden haklı olarak infial içindeyiz. Ama genel görüntüyü ve bunun barındırdığı tehlikeleri görmeden de hareket edemeyiz. Bu nedenle hislerimize göre değil, her zamankinden çok aklımıza göre davranmalıyız. sidiz@milliyet.com.tr Hislere göre değil akla göre