CHP'nin "sosyal demokratlığını" sorguladığım yazımda, "Onur Öymen veya Şükrü Elekdağ'ın, AP'deki sosyal demokratlarla bir Kürt veya Kıbrıs sorununu tartıştıklarını, bir Ermeni meselesini ele aldıklarını düşünebiliyor musunuz? Daha ağızlarını açar açmaz, siyasi yelpazenin 'sosyal demokrat' kanadında yer almadıkları ortaya çıkacaktır" diye yazmıştım. 'CHP bir masalı yaşatmakta ısrarlı' başlıklı son yazıma, partinin önde gelen milletvekilleri Onur Öymen ve Şükrü Elekdağ'dan yanıt aldım. Başka bir ifadeyle, CHP'nin Avrupa'daki "yoldaşları" ile ne denli "içli dışlı olduklarını" sorgulamaya çalışmıştım. Avrupa Parlamentosu'nda aktif olup olmadıklarını değil. Takdir tabii ki okurun. Sayın Öymen ve Sayın Elekdağ'ın ortak mektupları ise şöyle: "Sayın Semih İdiz,Yazınızı hayretle okumuş bulunuyoruz. İfadelerinizden, bizlerin Avrupalı parlamenterlerle Ermeni meselesi ve Kürt sorunu gibi konularda konuşmadığımız gibi bir izlenim sahibi olduğunuzu anlıyoruz. Gerçek bunun tam tersidir. Türkiye Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu'nda ve TBMM Avrupa Birliği Uyum Komisyonu'nun yurtiçinde ve yurtdışında yabancı parlamenterlerle ve devlet adamları ile yaptığı toplantılarda her ikimiz de Türkiye'nin tezlerini savunmak için en çok söz alan milletvekilleri arasında bulunuyoruz ve bunu şerefli bir görev sayıyoruz. AB Uyum Komisyonu'nda Fransız Meclis Başkanı'nın ve Türkiye-AB Karma Komisyonu'nda Fransız milletvekilinin Ermeni soykırımı konusunda dile getirdikleri iddialara karşı yaptığımız konuşmalar basında da yer almıştı, bunların dikkatinizden kaçtığını görüyoruz. Ayrıca, bu konuda yurtdışında sık sık konferanslar veriyoruz. Yabancı televizyonlarda tartışma programına katılıyoruz, radyolara mülakatlar veriyoruz ve oralarda da Türkiye'ye yönelik haksız iddiaları cevaplandırıyoruz. O bakımdan en çok emek sarf ettiğimiz bir alanda bizi hiçbir şey yapmamakla suçlayan ifadelerinizi büyük bir haksızlık ve insafsızlık olarak değerlendiriyorum. Eğer bu yazıyı yazmadan önce bizimle aynı toplantılara katılan Adalet ve Kalkınma Partisi'ne mensup milletvekilleri ile görüşebilseydiniz, eminim ki hepsi size yukarıda belirttiklerimizin gerçek olduğunu söylemekten de öteye, bu alandaki çok yoğun çabamızdan övgüyle bahsedeceklerdi. Bizim sosyal demokrasi ilkelerine içtenlikle bağlılığımızdan da hiç kimsenin kuşku duymasını kabul edemeyiz. Cumhuriyet Halk Partisi, hem Atatürk ilkelerini hem de sosyal demokrasinin prensiplerini içtenlikle savunmaktadır. Biz de bu partinin hedeflerine ve programına inançla sahip çıkıyoruz. Bazı çevrelerin partimizi ve bizi tutucu gibi göstermeleri ve bu yolla iktidar partisine dolaylı bir destek verme girişimleri gerçekleri hiçbir şekilde yansıtmamaktadır. Bizler hayatımızın hiçbir döneminde hiç kimse tarafından tutuculukla eleştirilmemiş ve Atatürk'ün düşüncelerine ve sosyal demokrasinin ilkelerine her zaman inanmış kişiler olarak bu haksız eleştirileri kesinlikle reddediyoruz. Siyasi partilere ve politikacılara sahip olmadığı düşünceleri atfetmek ne yazık ki son zamanlarda basınımızın bir bölümünün tedavi edilmesi güç bir hastalığı haline gelmiştir. Sizin gibi tecrübeli bir gazetecinin bu gibi haksız eleştirilerden ve suçlamalardan kaçınacağını umut etmiştik. Bu açıdan yazınız bizlerde hayal kırıklığı yarattı.Onur Öymen, Şükrü Elekdağ" semihi@cnnturk.com.tr 'Tezlerimizi savunuyoruz'