İsrail'e yaptığı resmi ziyaret sırasında büyük bir hüsnü kabul gören Başbakan Erdoğan, dün Filistin tarafına geçtiğinde soğuk rüzgârlarla karşılaştı. Ancak, nedeni, İsrail'de son derece başarılı geçen görüşmeler gerçekleştirmiş, ardından da Başbakan Ariel Şaron ile kameralara dostane pozlar vermiş olması değil. Sorun esas itibariyle Başbakan Erdoğan'ın Filistin ziyaretine ayırdığı zamandan İsrail lehine feragat etmesiydi. Başbakan'a yakın kaynaklar, bunun suçunu dün sabah Erdoğan ile görüşen İsrail Dışişleri Bakanı Silvan Şalom'a yüklemeyi tercih ediyorlar. Verdikleri bilgiye göre, Şalom, yarım saat olarak planlanan görüşmeyi, konu üstüne konu açarak bir saate uzatmış. Türk tarafında Şalom'un bunu, Erdoğan'ın Filistin programını aksatmak amacıyla kasıtlı olarak yaptığına inananlar bile var.Sorun sadece bu olsa, Erdoğan'ın Filistin programını aksatması Filistinliler tarafından anlayışla karşılanabilirdi. Ancak, Erdoğan'ın Şalom sonrasında programına beklenmedik bir şekilde eski Dünya Bankası Başkanı Wolfenson'u eklemesi, ardından da Mescid ül Aksa'ya gitmesi, bir yandan Filistin Başbakanı Ahmet Kurey ile olan randevusunun iptal edilmesine, diğer yandan da Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ı uzun süre beklemesine neden oldu. Filistinli yetkililer bir ara 'İsrail'e tam gün, bize ise birkaç saat ayırabildiğine göre, zahmet edip gelmesin' deme noktasına dahi gelmişler. Ancak, Ramallah'ta yapılan ve soğuk başlayan Erdoğan-Abbas görüşmesinin, Türk tarafının gecikmeden dolayı cömert bir şekilde özür dilemesiyle ve gündemdeki konulara geçilmesiyle ısındığı belirtiliyor. Konuştuğumuz Filistinli yetkililer, bu geziyi başından beri sabırsızlıkla beklediklerini, Erdoğan'a veya Türkiye'ye kızgın veya küskün olmalarının söz konusu olmadığını belirttiler. 'Zahmet edip gelmesin' Bu yetkililer, Başbakan Erdoğan'ın bu gezisinin, özellikle somut ekonomik projelerin gündemde olması nedeniyle, kendileri için ayrıca önemli olduğunu söylediler. Erdoğan'ın Filistin programını aksatması nedeniyle herhangi bir kızgınlık yaşandıysa, bunun 'aile fertleri arasında yaşanan küçük sorunlardan biri olduğunu' ifade ettiler. İşin ilginç yanı, Başbakan Erdoğan'ın İsrail'e dönük kimi sert ifadelerini açıklayan İsrailli yetkililerin, bunu da 'aile içi bir kavga' olarak tanımlamalarıdır.Özetlemek gerekiyorsa, hem İsrail tarafı hem de Filistin tarafı Türkiye ile ilişkilerini 'ailevi' bir zemine oturtuyorlar. Her iki taraf böylece Türkiye ile olan ilişkilerini her halükârda sürdürmek ve geliştirmek istediklerini ortaya koymuş oluyorlar. Başbakan Erdoğan da bunun bilincinde olarak Mahmut Abbas ve Ahmet Kurey ile yaptığı ortak basın toplantısında Türkiye'nin İsrail ile siyasi, askeri ve ticari ilişkilerini sürdüreceğini belirtirken, Türk-Filistin ilişkileri için de son derece olumlu perspektifler çizdi.Bu arada Başbakan Şaron ile arasında çekilecek olan kırmızı hatta ilişkin bir soruyu yanıtlarken, Erdoğan, benzeri bir hattın Türkiye ile Filistin arasında da çekilebileceğini söyledi. Bu 'kardeş payı' yaklaşımını sorduğumuz bir Türk diplomatın yanıtı ise dikkat çekiciydi. Söz konusu diplomat, 'Ne yapalım, paylaşılamıyoruz. Her iki taraf kiminle ne yaptığımızı kolluyor ve duruma göre kıskançlık sergiliyor' diye konuştu. Öyle anlaşılıyor ki, Filistin programını aksatan Erdoğan'a duyulan ancak sonra geçen kızgınlığın temelinde de bu yatıyor... semihi@cnnturk.com.tr Önemli gezi