Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şaşırtıcı olan, kendisine katılıp "laikliğin elden gittiğini" düşünenlerin sayısıydı. Frattini'yi savunanların sayısının onu eleştirenler kadar çok olması, kanımca düşünülmesi gereken bir gelişmedir. Bu okurların söyledikleri kendi ifadeleriyle -özetle- şudur:"Adama kızmayın, çünkü haklı. Milyonlarca insanın laiklik adına sokağa dökülmesine rağmen seçimlerden böyle bir sonuç çıkıyorsa, biz bu ülkeyi tanımıyoruz demektir. Oysa Batılı görüntüyü algılamış ve iki kelimeyle fotoğrafını çekmiş. Gerçekten 'laik azınlık' konumuna düştük. Aksini iddia edenler farklı bir dünyada yaşıyorlar. Memleketi bu hale getirenlere lanet olsun. Burada AKP'yi de kastetmiyorum." AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Franco Frattini'nin "laik azınlık" sözünü eleştiren son yazım üzerine çok sayıda elektronik posta mesajı aldım. Frattini'ye yönelttiğim eleştirilere katılanlar, doğal olarak, şaşırtıcı değildi. Psikolog değilim, ama bu sözlerin bir "çaresizlik" duygusunu yansıttığını söylemek için uzman olmak gerekmiyor. Bu arada, CHP'nin kızgınların hedef tahtasında olmasına da şaşmamak gerekiyor. Kızgınlığı anlayabiliyoruz, ama çaresizliğe kapılmayı doğru bulmuyoruz. Aksine, seçim sonuçlarının iyi analiz edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Yoksa eleştirdiğimiz Batılıların yaptığı gibi, bu sonuçları basit bir "laik-dinci" eksenine oturtursak Türkiye gerçeğini biz de kaçırmış oluruz. Seçim sonrasında "Her iki kişiden biri AKP'ye oy verdi" sözü çok kullanılıyor. Fakat bu durum toplumun yarısının şeriat sevdalısı olduğu anlamına gelmez. Bunu iddia etmenin de hiçbir mantığı yok. Bu seçimler değerlendirilirken kıstas olarak kullanılması gereken ana kavramlar "laiklik" ve "dincilik" değildir. Asıl kullanılması gereken kavramların bazıları şunlardır: İyi analiz edilmeli Demokrasi, istikrar, reform, maceradan kaçınmak, halkla temasta olmak, toplumun nabzını tutmak, yıkıcı değil yapıcı olmak, geleceğe dönük toplumsal projeler üretmek ve dünya gerçeklerini kavramak.Peki, AKP bu kavramların hepsi açısından sınıfı geçti mi? Kesinlikle hayır. Fakat diğer partilere oranla seçmenin gözünde her şeye rağmen bu kavramlara daha yakın göründü. Başta CHP olmak üzere diğer partiler ise tüm yumurtalarını -üzerinde ister "laiklik" ister "milliyetçilik" yazsın- tek bir sepete koydular. Laiklik mitinglerine, şehit cenazelerinde bakarak "Bu iş oldu" diye düşündüler. Fakat günümüz Türkiye'sinde halkın beklentileri çok daha karmaşık faktörlere dayanıyor. Kısacası, AKP milletin beklentilerini daha iyi anladı. AKP sınıfı geçti mi? Onun için çaresizlik duygusuna kapılanlara söyleyebileceğimiz tek şey, bundan böyle yukarıda sıraladığımız kavramların takipçisi olmaları ve AKP'yi bu kıstaslara göre değerlendirip eleştirmeleridir. Bu arada, özellikle solda -ve büyük olasılıkla yine CHP'nin içinden- çıkacak olan yeni oluşumları da bu kavramlar ışığında değerlendirip desteklemeleridir. Başka bir ifadeyle, meydanı Türkiye'nin gerçek sorunları açısından boş bırakmamalarıdır. Yoksa Türkiye'de laik yaşam tarzını benimseyenlerin "azınlık" konumuna düştüklerini düşünmek gerçekten saçmalıktır. sidiz@milliyet.com.tr Çaresizlik duygusu