Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Böylece, tek başına hükümet kurabilecek olan Başbakan Erdoğan'ın istifa etmesi gerekmeyecek. Buna karşılık, AKP Anayasa'yı değiştirecek kadar oy da alamadı. Yani seçmen AKP'ye açık çek de vermedi. Seçimin asıl kaybedeni olan CHP ise kemikleşmiş oy tabanı ve "mitinglerin rüzgârı" sayesinde ana muhalefet partisi olarak yoluna devam edecek. Fakat aldığı sonuçtan sonra parti içi huzursuzluğun dışa vurması çok zaman almayacaktır. Seçimlerden çıkan tek sürpriz -ki o da Tarhan Erdem'i ciddiye alanlar için geçerli değil- AKP'nin aldığı yüksek oy oranıdır. Yoksa sonuçlar, başta Erdem olmak üzere, birçok kişinin tahmin ettiği gibi çıktı. MHP'ye gelince, bu parti de birçok kişinin beklediği çıkışını yaparak Meclis'e girmeyi başardı. Yükselişinin arkasında da, kuşkusuz, AB'den gelen olumsuz yansımalardan, artan PKK saldırılarına kadar birçok faktör var.Bu da Türkiye'yi rencide ederek yabancılaştırmanın ve PKK gibi hayati bir konuda yalnız bırakmanın nasıl bir toplumsal tepkiye yol açtığını anlamaları açısından ABD ve AB'ye bir mesajdır. MHP'nin dışişleri kökenli milletvekilleri de zaten bunu kendilerine sürekli anımsatacaklardır. ABD ve AB'ye mesaj Fakat MHP'nin başarısını da abartmamak lazım. Sonuçta, milliyetçiliğin seçmen nezdinde çok büyük prim yaptığına inanılan Türkiye'de, MHP tarafından "PKK yandaşı" olarak gösterilip "vatan haini" ilan edilen AKP, her şeye rağmen, oyların yüzde 47'sini aldı.Bu sonuç yeni AKP iktidarına önemli sorunlar karşısında "yaratıcı" çözümler araması için gereken cesareti de verecektir. Zira istikrar istediğini ortaya koyan seçmen, Türkiye'nin sorunlarının çözülmesini beklediğini göstermiştir. AKP'ye de "esnek" davranabilmesi için gerekli "yönerge"yi vermiştir.Bu da, AB ile ilişkilerden Kuzey Irak'a, Kıbrıs sorunundan Kürt meselesine kadar birçok alanda yeni gelişmelerin beklenebileceğini göstermektedir. Özetle, AKP'nin 2002'deki başarısından sonra ortaya koyduğu, "Statükoyu korumak için gelmedik" söylemine yeniden dönme olasılığı yüksektir.Bu arada "daha fazla demokrasi" vaadiyle ortaya çıkan AKP'nin AB reformlarındaki aksamaların giderilmesi için de bundan böyle daha fazla çaba göstermesi beklenebilir. Zira seçmen, AKP'ye verdiği yüksek oyla bu süreçten de yana olduğunu göstermiştir. AB sürecine destek Yazıyı tamamlamadan önce kişisel bir izlenime yer vermek istiyorum. Bu seçimlerle ilgili çok büyük bir heyecanın yaşandığını söylenemez. Ancak seçimlere çok büyük bir ilginin olduğunu da kimse inkâr edemez. Kanımca bu Türk toplumunun ermiş olduğu "demokratik olgunluğun" önemli bir göstergesidir. İnsanımız, adeta bir İskandinav'ın soğukkanlılığıyla, heyecanını dışa vurmadan, fakat inandığı şeyler uğruna ilgisini de eksik etmeden, sandığa gitti.Halk böylece kavga-dövüş istemediğini ortaya koydu. Sonuçta da demokrasimiz kazandı. Umudumuz, iktidarı devam edecek olan AKP ile, muhalefeti yürütecek olan CHP, MHP ve bağımsızların bunu takdir edip halkın özlemi olan uzlaşmacı yaklaşımları benimsemeleridir. Bu olursa, gelişme yolunda zaten önemli yol kat etmiş olan Türkiye kazanmış olur. sidiz@milliyet.com.tr Demokratik olgunluk