Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Washington'daki "Pew Araştırma Merkezi"nin son "Küresel Eğilimler" araştırması da Türkiye'de dünyaya dönük olumsuz algılamalarda ciddi artışların olduğunu ortaya koyuyor. Yüz yüze görüşülen 971 denek üzerinde yapılan Pew araştırmasına göre, ABD'ye olumlu bakanların oranı yüzde dokuza düşmüş. Kısacası, liste sonunda ve Filistinlilerin bile gerisinde yer alıyoruz. Bunun Irak savaşı ve Kuzey Irak ile bağlantılı olduğu kesin. Geçenlerde AB genelinde Türkiye'ye olumsuz bakanların sayısında artış olduğunu gösteren "Eurobarometre yoklaması"nın sonuçları yayımlandı. Dönemsel olarak yapılan bu yoklama, Türkiye'de yaşananlarla bağlantılı olarak Türkiye ile ilgili algılamalardaki olumsuz sürecin devam ettiğini ortaya koydu. AB'ye olumlu bakanların oranı ise 2004'te yüzde 58 iken, şimdi yüzde 28'e düşmüş. Bunun da bazı AB üyelerinin Türkiye'ye çıkardıkları zorlukların yanı sıra, AB kriterlerinin Türkiye için uygun görülmemesiyle ilgili olduğunu düşünmek mümkün. Öte yandan, Çin'e olumlu bakanların oranı 2005'te yüzde 40 iken, bu şimdi yüzde 25'e düşmüş. Bu da piyasanın ucuz Çin mallarıyla kuşatılmış olmasıyla bağlantılı olsa gerek. Yoksa kaç Türk bir Çinliyi tanıyor ki? Rusya'ya gelince, Pew araştırmasına göre deneklerden yüzde 64'ü olumsuz görüş bildirmişler. Bir diğer ilginç bulgu ise, İran hakkında olumlu görüş bildirenlerin oranı 2006'da yüzde 53 iken, bunun şimdi yüzde 28'e düşmüş olmasıdır. AB'ye destek serbest düşüşte Rusya ve İran ile ilgili sonuçların nedenleri spekülasyona açık. Askerlerimizin Moskova ile "stratejik ilişkiler" önerdikleri bir dönemde bu sonucun neye bağlı olduğu belli değil. Deneklerin, Rusya'nın Kıbrıs konusundaki Rum yanlısı siyaseti ile sadece son günlerde "popüler bilinç" düzeyine inen "enerji yolları oyunu" hakkında bilgili olduklarını düşünmek ise pek mümkün değil. İran konusu ise ayrı bir muamma. "İslami duyarlılığın" arttığı bir Türkiye'de bu ülkeye dönük olumsuz algılamanın olsa olsa Tahran'ın nükleer emelleri nedeniyle ortaya çıktığını düşünebiliriz. Ama sosyologların bu konuya da Rusya konusu gibi el atmaları gerekiyor. Sonuçta, gerekçeleri ne olursa olsun, Pew araştırmasını geçerli kabul edeceksek -ki birçok kişi kabul etmeyebilir- Türklerin dünyayla "yabancı düşmanlığını" çağrıştıran sorunları olduğunu söyleyebiliriz. Yabancı düşmanlığı çağrışımı Bu "uyumsuzluk" da etki-tepki döngüsü içinde, yabancıların Türkiye ile ilgili düşüncelerini olumsuz etkiliyor. 1930'ların Almanya'sına bakarsak, toplumların en tehlikeli oldukları anların "yalnız bırakılmışlık" hissinin arttığı ve herkesi "düşman" kabul etme eğiliminin başladığı zamanlara rastladığını görürüz.Milliyetçi kökenli, militarist tahriklerden ırkçılığa, başka dinlere ve kültürlere karşı hoşgörüsüzlükten aydın düşmanlığına kadar uzanan ve "faşizm" denen siyasi olguyu ateşleyen faktörlerin de bundan gübrelendiğini görürüz. Ne yazık ki "sosyal demokrat" geçinen siyasetçilerimizin bile bunun bilinciyle davrandıklarını göremiyoruz. Belli ki olumsuz popülist tahrikler çok daha kolay geliyor kendilerine. Umarız bedelini sonunda Türkiye ödemez. sidiz@milliyet.com.tr Faşizmi ateşleyen faktörler