Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Genelkurmay sadece Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ı 'yalanlamakla' kalmadı, daha da öteye geçerek 'Kuzey Kıbrıs'ta söz ve yetki bendedir' diyerek Papadopulos'un bugüne kadar söylediklerini onayladı." Başaran Düzgün"Yarın Papadopulos, 'Senin sözün bir köprüyü kaldırmaya bile yetmedi. Ben seni Kıbrıs sorununun çözümünde ne kadar güçlü ve yetkili görebilirim?' derse Mehmet Ali Talat'ın yanıtı ne olacak?" Hasan Hastürer Kıbrıslı Türklerin seçilmiş liderini dünya önünde "yalancı" ilan etmek neye yarar anlamıyorum. Rumların bu yüzden duydukları keyfi tahmin etmek ise zor değil. Sadece KKTC'de yayımlanan Kıbrıs gazetesindeki şu yorumlara bakmak yetiyor: "Gocunan biri olarak, Lokmacı'daki köprü kalkmazsa, bir daha sandığa gitmeyeceğimi söyleyim. Atanmış askerlerin seçilmişleri yönettiği bir ülkede demokrasicilik oyunu oynamaya daha fazla katlanamam." Necdet ErgünBir de hem Kıbrıs'ta hem de diğer bazı gazetelerde çıkan şu habere bakalım:"Esnaf ve Zanaatkârlar Odası, Bu Memleket Bizim Platformu Arasta ve Asmaaltı esnafı ile Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası dün Lokmacı köprüsü önünde 'ülkenin en yüksek makamının, dolayısıyla halkın çiğnenen iradesini protesto etmek' amacıyla açıklamalarda bulundu."Bazıları, "Kıbrıs satılmışların gazetesidir. Sen asıl Volkan'ı oku" diyecektir. Ancak Kıbrıs gazetesi, Volkan'ın aksine, KKTC'de en çok okunan gazetedir. Bu nedenle de Kıbrıslı Türklerin görüşlerini daha iyi yansıtır. Kıbrıs ve Volkan gazeteleri Konuya dönecek olursak, Papadopulos ne zaman "Ben Talat ile görüşmem, patronuyla görüşürüm" dese Ankara'nın yanıtı, "Senin muhatabın Kıbrıs Türk liderliğidir" olmuştur. Bunu desteklemek amacıyla da her keresinde KKTC'nin "kendi iradesine sahip demokratik bir ülke olduğunu" vurgulamıştır.Son derece tutarlı olan bu yaklaşıma rağmen, kendi elimizle kendimizi şimdi hangi duruma düşürdüğümüz ortada. Neyse ki, Başbakan Talat direndi ve dediği oldu. Yoksa, geri adım atmak zorunda bırakılıp bir de istifa etseydi, ortaya Türkiye açısından çıkacak skandalı düşünebiliyor musunuz?Kıbrıs Türk halkının referandum ve seçimler yoluyla defalarca verdiği mesaja Türkiye'de ısrarla kulak tıkanmaya devam ediliyor. Bu kardeş halkın söyledikleri hoşa gitmediği için başka tarafa bakılıyor ve her şeyin mucizevi bir şekilde düzeleceği ve eskisi gibi olacağı umuluyor. Kendi elimizle ne duruma düştük Oysa bunun artık olamayacağı apaçık ortada. Onun için Türkiye'nin bu gerçeğe göre politika üretmesi gerekiyor. Kıbrıs'ın Türkiye için stratejik önemine gelince, bunu cümle âlem biliyor. Othello'nun daha ilk sahnesinin 3'üncü perdesinde bu konuya değinen William Shakespeare bile bunu ta o zaman kavramış. Onun için hiç kimse bu husus önemsizdir demiyor. Fakat Kıbrıslı Türkleri aşağılamanın ve Kıbrıs konusunu Türkiye'de devam eden "postmodern iç savaşta" malzeme olarak kullanmanın ne denli akılcı olduğunu da sorgulamak lazım. Bir de, tabii ki, Kıbrıslı Türkleri niçin küstürdüğümüzü anlamaya ve kendilerini tekrar kazanmaya çalışmamız lazım. Maalesef, "Lokmacı krizi" ile tam tersi yapılmıştır. sidiz@milliyet.com.tr Kıbrıslı Türkleri küstürdük