Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Complutense Üniversitesi çerçevesinde yapılan üç günlük konferansta, İspanya'nın, Türkiye'nin AB üyeliğine olan güçlü desteğini hissediyoruz. Tabii, Ankara'daki bazı diplomatlarımızın Madrid'in desteğini "yetersiz" bulduklarını biliyoruz. Ancak, hem konferansın açış konuşmasını yapan Dışişleri Bakanlı Müsteşarı Büyükelçi Ertuğrul Apakan'ın, hem de buradaki büyükelçilik kaynaklarının aynı düşüncede olmadıklarını da görüyoruz. Türkiye-AB ilişkileri şu sıralarda başka konularla meşgul olan Türk kamuoyunun gündeminden düşmüş olsa da Avrupa'da ilgi çekmeye devam ediyor. İşte bu konuyu görüşmek için Madrid yakınlarındaki tarihi El Escorial kasabasında bulunuyoruz. İspanya Dışişleri Bakanlığı'nın AB İşlerinden Sorumlu Genel Müdürü Alfonso Diez Torres, sağdaki marjinal bazı unsurlar dışında ülkesindeki tüm siyasi partilerin AB üyeliği konusunda Türkiye'yi desteklediğini söylüyor.Fransız Cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy'nin açtığı tartışmaya karşı olduklarını belirten Torres, "Bu tartışma 2004'te kapandı. Yeniden açılmasını istemiyoruz. Kaldı ki Türkiye ile AB arasındaki ilişkinin dün başlamadığını ve tesadüfi olmadığını hatırlamalıyız. Verilen sözler tutulmalı" diye konuştu.Tarihi, kültürel ve dini gerekçeler geçerli olsaydı asıl İspanya'nın Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkması gerektiğini belirten Torres, oysa bunun söz konusu olmadığını vurguladı. Torres şöyle devam etti: 'Verilen sözler tutulmalı' "AB üyeliğinden çok yarar sağladık. Bunun için Birliğin genişlemesine karşı olmamız da gerekirdi. Zira bu süreç İspanya'nın AB'den aldığı maddi yardımı azaltıyor. Ama değiliz. Neden? Çünkü İspanya'nın büyük yarar sağladığı bir avantajdan başkalarının mahrum edilmesini doğru bulmuyoruz."AB işlerinden sorumlu bir diğer diplomat olan Fernando Nogales ise, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğini "çok somut bir Akdeniz vizyonu çerçevesinde gördüklerini" söyledi. Bu ise Sarkozy'nin AB dışında tutmak istediği Türkiye için Akdeniz'de biçtiği "liderlik rolü"ne yanıt niteliğindeydi.Kaldı ki Sarkozy, Avrupa'da "Club Med" yakıştırmasıyla hafife alınan "Akdeniz birliği" fikrini henüz somutlaştıramamışken, buradaki İspanyol muhataplarımız AB'nin zaten "Barcelona Süreci" adı altında gelişen bir Akdeniz projesinin olduğunu anımsattılar. AB, bir Akdeniz projesi Avrupa Konseyi'nin eski insan hakları komiserlerinden Alvaro Gil Robles ise Avrupa'da bazı ülkelerin açtıkları Türkiye tartışmasının "AB'nin kuruluş nedenlerinin unutulmaya başlandığını gösterdiğini" söyledi. Birliğin bir "kültür ve coğrafya projesi" değil, bir "ilkeler" projesi olduğunu anımsatan Robles, bu perspektifin kaybedilmesiyle AB'nin çok farklı bir olguya dönüşeceğini gösteren ifadeler kullandı.Sütunumuzun dar alanında burada dile getirilen önemli görüşlerin büyük bölümünü yansıtmak mümkün değil. Ancak şu kadarını söyleyebiliriz. Fransa'nın AB yolunda kendileri için yarattığı sıkıntıları unutmayan İspanyollar Türkiye'ye karşı "empati" duyduklarını gizlemiyorlar. Özetle, Türkiye AB'de sanıldığı kadar yalnız değil. sidiz@milliyet.com.tr Bir ilkler projesi