Ignatius yazısında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın ABD'ye dönük kızgınlığına da dolaylı olarak açıklık getiriyor. Aynı şekilde, Yaşar Paşa'nın "Amerikan ordusu Kuzey Irak'a yerleşirse bölgeye terörü çeker" açıklamasına da ışık tutuyor. Her zaman ormanı görmekten ziyade ağaca takılmayı yeğlediğimiz için, Ignatius'un "TSK nisan sonunda Kuzey Irak'a operasyon yapabilir" sözlerini ön plana çıkardık. Oysa Ignatius'un yazısının daha ilk paragrafında açıkladığı bir şey var ki Yaşar Paşa'nın sözleriyle birleştiğinde Genelkurmay Başkanlığı'nın ağaçları değil, ormanı gördüğünü ortaya koyuyor. Washington Post yazarı David Ignatius ABD başkentinin nabzını en iyi tutan gazetecilerden biri. 18 Nisan tarihli, "Irak'a dönük yeni tehdit" başlıklı yazısı da bu yüzden çok önemli. Ignatius, özetle, artan Kürt milliyetçiliğinin Kuzey Irak'a dış müdahale ihtimalini artırarak ABD'nin bölgede üs kurma planlarını tehlikeye soktuğunu belirtiyor. Böylece ABD'nin bölgeye üs kurma emelleri olduğunu ortaya koymuş oluyor. Amerikan ordusunun Kuzey Irak'a konuşlanması ihtimalinin Genelkurmay'ın "tehdit algılamasında" önemli yer tuttuğu artık sır değil. ABD'nin eski başkanı Bill Clinton'un, Hürriyet'ten Dafne Barak'a, "Irak'a dönük en son ciddi tehdidin Türkiye'nin askeri müdahalesi olduğunu" belirtmesi ve buna karşı tedbir istemesi ise bu endişeyi iyice körükledi. Clinton'un zamanında Dışişleri Bakan Yardımcılığı yapan, "Bosna kahramanı" Richard Holbrooke da geçen ekim ayında, Başkan Bush'a dönük bir açık mektup yazmış ve "bir Türk-Kürt savaşını önlemek için Amerikan güçlerinin Kuzey Irak'a konuşlandırılması gerektiğini" belirtmişti. ABD'nin üs kurma emeli Holbrooke, buna paralel olarak, PKK'nın bölgeden çıkarılması gerekeceğini de vurgulamıştı. Buradaki hesap tabii ki belli. PKK'yı bölgeden çıkarıp Türkiye'nin geçerli olan tek askeri müdahale gerekçesini ortadan kaldırmak ve "Irak Kürdistan"ını "ABD dostu" bir bölge olarak güvence altına almak.Ankara'nın ve özellikle de TSK'nın bunu kesinlikle istemeyeceği ise ortada. Zira bu durumda Kerkük'ü ele geçirme planları dahil olmak üzere Iraklı Kürtlerin siyasi emellerini gerçekleştirmeleri ihtimali daha da artmış olacak. Öte yandan, "Irak Kriz Grubu" raportörü Joost Hilterman, TOBB Üniversitesi'nde hafta başında yaptığı sunumda, Ankara'nın Kerkük endişelerini gidermek için ortaya bir formül attı. Buna göre, Kerkük Kürtlere kalmayacak, ama ABD de "Irak Kürdistan"ının güvenliğini temin edecek. Böylece Kürtlerin Kerkük petrolüne olan ihtiyaçları ortadan kalkmış olacak. ABD dostu bölge Bunun da Ankara'nın hoşuna gitmeyeceği ortada. Fakat ne yazık ki Irak'taki gelişmeler Türkiye'nin arzularına göre gelişmiyor. Ortadoğu'nun kaygan siyasi zemini yüzünden Ankara'da yapılan hesaplar hiç ir zaman tutmuyor. Bu yüzden, Ignatius'a dönecek olursak, "milliyetçi çıkışlarıyla" ABD'nin üs kurma planlarını gerçekten bozuyorsa, o zaman Barzani'ye sövmek yerine Türkiye'nin belki de kendisine teşekkür etmesi gerekiyor. Ne dersiniz? sidiz@milliyet.com.tr Hesaplar tutmuyor