Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu davaların önemli bölümü, ifade özgürlüğü, adil yargılama ve işkenceyle ilgili. Bazıları ise mal mülk meseleleriyle ilgili. Bunların en önemlisi ise, kuşkusuz, 46347/99 sayılı "Xenides-Arestis v. Turkey" davası. Myra Xenides-Arestis, veya Türkçe yazılımıyla Mira Kisenides-Arestis, Türkiye aleyhine açtığı davada, Kuzey Kıbrıs'taki gayrimenkulünü kullanamadığını iddia ederek bunun Avrupa İnsan Haklar Sözleşmesi'nin ihlali anlamına geldiğini ileri sürmüştü. Yaşamımızın bir parçası haline gelmiş olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde bugün tam anlamıyla bir "Türkiye günü" yaşanacak, zira bugün açıklanacak 20 kadar karardan 16'sı Türkiye'yle ilgili. AİHM de davanın "kabul edilebilir" olduğunu belirtirken buna neden olarak, Kuzey Kıbrıs'ta kurulmuş olan "Tazmin Komisyonu'nun" davacı Rumlarca başvurulacak bir yasal merci olarak "yetersiz" kalmasına işaret etmişti. Ancak, Türk tarafının aleyhine olan bu karar, aslında içinde önemli bir "tüyo"yu barındırıyordu. Türk tarafı, "Demek ki, söz konusu komisyon 'yeterli' hale getirilirse. AİHM bunu kabul edecek" noktasından hareketle, gerekli tedbirleri almaya koyuldu. KKTC'de pazartesi günü kabul edilen ve Rumlara Kuzey'deki mallarına kavuşmalarının veya tazmin edilmelerinin yolunu açan yasanın öngördüğü düzeltmelerle, AİHM'nin söz konusu komisyonu şimdi "yeterli" sayacağı umuluyor. Önemli bir 'tüyo' Bu olursa, Papadopoulos için Annan Planı'ndan beter bir durum ortaya çıkacak. Zira bir KKTC kurumu Avrupa Konseyi tarafından fiilen tanınmış ve Kuzey üzerindeki izolasyonun kaldırılması çabalarında büyük bir ilerleme sağlanmış olacak. Bu olasılığı açıkça düşündüklerinden olsa gerek, Rum tarafında, söz konusu komisyona başvuracak olan Rumların "ihanetten" yargılanabilmesi için bir tasarı sunuldu. Öte yandan, AİHM Türkiye'yi Xenides-Arestis davasında -beklendiği gibi- suçlu bulur, fakat söz konusu komisyona olumlu anlamda herhangi bir atıfta bulunmazsa, bunun Türkiye için kötü olacağı belirtiliyor. Zira, komisyona başvurma yolu kapanmış ve karar bekleyen 1500'e yakın benzeri dosya ile bunlardan sonra gelecek olan dosyalar doğrudan AİHM'de sonuca bağlanacak. Fiilen tanınmış olacak Daha önce Türkiye aleyhine açtığı davayı kazanan Loizidou adlı Rum kadının yarattığı emsal ile bu, Ankara için, kimi hesaplara göre 40 milyar dolara kadar çıkan tazminat ödemeleri anlamına gelecektir. Tazminatların ödenmemesi halindeyse ki Loizidou'ya ödeme yapıldı Türkiye, "kurucu üyesi" olduğu Avrupa Konseyi'nden atılmaya kadar giden yaptırımlarla karşı karşıya kalacaktır. KKTC'nin sosyal demokrat yönetimi, Rum mallarının iadesini öngören yasayı işte bu nedenle hazırladı ve meclise sundu. AİHM, Tazmin Komisyonu'nun yeterliliğini kabul ederse, Türkiye hem bir hukuk zaferi kazanmış, hem de büyük bir baş ağrısından kurtulmuş olacak. Talat hükümetinin attığı bu yapıcı adımları, dünya gerçeklerinden kopuk bir şekilde "Vatan, toprak elden gidiyor" diye eleştirenler, nedense, bunları görmek istemiyorlar. semihi@cnnturk.com.tr Yasa neden hazırlandı?