Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ankara şimdi bu tezlerin bundan sonra yapılması beklenen dışişleri bakanları toplantısına da taşınarak o düzeyde de teyit edilmesini istiyor. Ankara ayrıca, o toplantının İstanbul'da yapılmasını istiyor. Bu yoldan hem prestij kazanmayı hem de Irak'ın kaderi üzerinde söz sahibi olmayı umuyor. Bağdat'ta geçen hafta sonu üst düzeyli memurların katılımıyla yapılan ve Amerikalı, Suriyeli ve İranlı yetkililerinin ilk kez aynı masada oturup konuşmalarını sağlayan uluslararası toplantıdan çıkan sonuçlar Türkiye'yi memnun etti. Irak'ın toprak bütünlüğünün önemi ile terörizme karşı toplu mücadelenin kaçınılmazlığı gibi hususların vurgulanmış olması, Türk tezleriyle örtüşüyor. Ancak bu konuda daha şimdiden bazı zorluklar belirmiş bulunuyor. Zira hafta sonunda yapılan toplantıdan sonra söylenenlere bakılacak olursa Irak ile İran'ın bu toplantının Türkiye'de yapılmasını istemedikleri anlaşılıyor. Öte yandan, Ankara'nın bu konudaki talebini destekler görünen ABD'nin bile bunu gerçekten isteyip istemediği kuşkulu. Zira diplomatik çevreler, "Türkiye'nin o toplantıyı bir Kürt aleyhtarı platform haline getirip yapılacak görüşmeleri PKK ile Kerkük meselelerinin ipoteğine sokmaya çalışmasını ABD istemez" diye konuşuyorlar.Washington'un, Türkiye'nin yapacağı olası bir sınır ötesi operasyona giderek daha açık ve kararlı bir şekilde karşı çıkmasını da bu çerçevede görmek gerektiğini söylüyorlar. Irak ile İran'ın söz konusu toplantının İstanbul'da yapılmasına niçin soğuk baktıkları sorusuna verdikleri yanıtlardaysa şu hususları ortaya çıkarıyorlar: İstanbul'a soğuk bakılıyor 1- Irak Cumhurbaşkanı'na dönük dostane olmayan tutumu Türkiye'nin tarafsızlığına gölge düşürmüş bulunuyor. Türkiye'nin, Şii düşmanı Sünnilerin aralık ayında İstanbul'da, üstelik Şii olan Başbakan Nuri el Maliki'nin ziyaret edeceği bir sırada toplanmalarına izin vermesi, bu arada Ankara'da da Kürt aleyhtarı Kerkük toplantılarının yapılması bu inancı pekiştirmiş bulunuyor.2- İran ile Türkiye belirli konularda yakınlaşıyor gibi görünseler de var olan karşılıklı tarihi kuşkular tümüyle giderilebilmiş değil. AKP'yi farklı bir kefeye oturtan Tahran, Türkiye'deki egemen laik erkin Amerika'nın dümen suyunda olduğuna inanmaya devam ediyor. Eski Savunma Bakan Yardımcısı Ali Rıza Asgeri'nin İstanbul'da ortadan kaybolması da doğru veya yanlış, bu çerçevede yorumlanıyor. Bu nedenle Tahran söz konusu olan dışişleri bakanları toplantısının da İstanbul'da değil, Bağdat'ta yapılmasını istiyor. İran ve Irak'ın gerekçeleri Türkiye'nin tutarlı ve bütünlüklü bir Irak politikasının olup olmadığı tartışmaları sürüyor. Bu arada Türk siyasetçileri Irak üzerinden politika yapmaya da devam ediyorlar. CHP ile MHP'nin yaklaşımları ortadayken, şimdi bunlara "Ben Diyarbakır'ı vermeye değil, Musul'u almaya çalışıyorum" açıklamasıyla DYP lideri Mehmet Ağar de katılmış bulunuyor. Bu görüntü karşısında Irak'ın geleceğini belirlemeye dönük önemli bir uluslararası toplantının İstanbul'da yapılmasını kimlerin niçin istemeyecekleri çok daha iyi anlaşılıyor. Özetle, Türkiye Irak'ta ektiğini biçmeye devam ediyor. sidiz@milliyet.com.tr Ağar da katıldı