Dışişleri Bakanlığı'nın toplantı salonunda yapılan konferansa katılım oldukça yüksek. Dinleyiciler arasında emekli ve işbaşında olan diplomatların yanı sıra, akademisyenler, bankacılar ve üniversite öğrencileri var.Türkiye'deki gelişmelere olan bu ilgi bizi şaşırtıyor. Şaşırtıcı olan başka bir şey ise hem Yunanlı gazeteci ve akademisyenlerden oluşan panelimizdeki diğer konuşmacıların, hem de dinleyicilerin Türkiye'deki gelişmeleri ne denli yakından izlediklerini gösteren sunumları ve soruları. Andreas Papandreu'nun anısına kurulan "Stratejik ve Kalkınma Araştırmaları Enstitüsü"nün konuğu olarak Atina'da bulunuyoruz. Konferansın konusu ise Türkiye'deki iç gelişmeler. İlgi çeken diğer bir husus da eskiden bu tür toplantılarda özellikle Ege ve Kıbrıs konuları gündeme geldiğinde hemen ortaya çıkan "klişe" yaklaşımlardan eser olmaması. Dinleyiciler Türkiye'de olup bitenle samimi bir şekilde ilgileniyorlar. Doğal olarak da bu gelişmelerin ülkelerine nasıl yansıyacağını merak ediyorlar. Biz de bu konferans vesilesiyle kendilerine son günlerde Türk medyasında da çıkan ve Yunanlıların ağırlıklı bölümünün Türkiye'yi tehdit olarak algıladıklarını gösteren kamuoyu yoklamasını sorduk. Muhataplarımızın büyük bölümü bunun aslında "zamanı geçmiş bir söylem" olduğunu ve sokaktaki insanın bu söylemi eski zamanlarda olduğu kadar ciddiye almadığını belirttiler. Ancak önemli bir hususun altını da çizdiler. Zamanı geçmiş söylem Türkiye ne kadar istikrarlı görünürse bu korkunun o ölçüde azaldığını, buna karşılık, siyasi karışıklık ve bununla bağlantılı olarak ortaya çıkan istikrarsızlık görüntüsüyle bu korkunun tekrar depreştirdiğini söylediler.Türkiye'yi yakından tanıyan kıdemli bir diplomat, "Sanılanın aksine, 'Türkiye için kötü olan Yunanistan için iyidir' anlayışı yok artık. Aksine, Türkiye demokrasisini geliştirip ekonomisini büyüttükçe, kısacası bir Avrupa ülkesi olarak kalkındıkça, bunun Yunanistan için de iyi olduğu anlayışı hâkim" diye konuştu.Söz konusu diplomat, "27 Nisan Muhtırası" ile "sınır ötesi operasyonu söyleminin" son dönemde Türkiye'nin "antidemokratik militarist görüntüsü"nü tekrar ön plana çıkardığını, Yunanistan'da duyulan endişelerin de bundan kaynaklandığını belirtti. Yunanistan'ın endişesi Bu arada, Türkiye'de üretilen bazı komplo teorilerinin buralara da sirayet ettiğini gördük. Örneğin, Türkiye'deki son gelişmelerin aslında AKP'yi siyasi arenadan silme çabalarının bir parçası olduğuna inananlarla karşılaştık.Yunanlıların bu ilgisi, Türkiye'nin bölgesinde ne denli önemli bir ülke olduğunu göstermeye yetiyor. Özetle, bizde olanlar sadece bizi değil başkalarını da yakından ilgilendiriyor. Atina'da bunu bir kez daha gördük.Önceki gün toprağa verdiğimiz Ufuk Güldemir ile tanışırdık. Ama çok yakın değildik. Cumhuriyet'teyken o Washington'da, ben ise Ankara'daydım. Daha sonra da birlikte çalışma fırsatımız olmadı. Kendisi basınımızın çok önemli isimlerindendi. Bu yüzden zamansız ölümü mesleğimiz için büyük kayıptır. Kederli ailesine başsağlığı diliyorum. Huzur içinde yatsın. sidiz@milliyet.com.tr Komplo teorileri