Tarihler 20 Ağustos 2012’yi gösteriyordu.
PKK, Gaziantep’in Şehitkamil ilçesinde bomba yüklü aracı patlattı.
Ramazan Bayramı’nın ikinci günüydü. Otobüs durağında bekleyenler dahil 10 vatandaşımız vefat etti.
İnfial yaratan saldırıdan tam bir hafta sonra dönemin Meclis Başkanı Cemil Çiçek, 11 maddelik, “Teröre Karşı Ulusal Mutabakat” metnini kamuoyuna duyurdu.
Metnin özü; terörle mücadelenin partiler üstü bir devlet sorunu olduğu ve sadece güvenlik tedbirleriyle mesafe alınamayacağı yönündeydi.
11 madde; örgüte katılmış herkese silah bırakma çağrısı, terörün kınanması ve desteklenmemesi, mücadelenin hukuk devleti ilkeleri içinde yapılması, tüm partiler ve sivil toplumun ortak irade göstermesi, teröre karşı duruşun demokratik ve barışçı yollarla gösterilmesi, yeni bir anayasa yapılması, etkin uluslararası işbirliği geliştirilmesi, Güneydoğu’da ekonomik kalkınma sağlanması ve güvenlik güçlerinin imkan ve yeteneklerinin geliştirilmesini içeriyordu.
Metin, “Bu mutabakata taraf olan siyasi partiler ve STK olarak, her türlü işbirliğine partiler üstü bir yaklaşımla yaklaşacağımızı ilan ediyoruz. Bütün yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini korumak ve geliştirmek için birlikte
Beşiktaş’ta 44 canımıza mal olan saldırının yankıları sürüyor.
Bu elim manzara içerisinde öncelikli beklenti, bombacıların arkasındaki gücün bütün boyutlarıyla ortaya çıkarılması.
Son 1 yıl içerisindeki saldırılardan sonra yaşanan gelişmeler gösterdi ki bunları azmettirenlerin ve planlayıcıların bulunması konusunda güvenlik bürokrasisi büyük bir zorluk çekmiyor.
Asıl mesele, olay gerçekleşmeden önleyebilmek.
Bu açıdan baktığımızda, son dönemde 50’ye yakın saldırının önceden alınan istihbaratla önlendiğini resmi açıklamalardan duyduk.
Buna karşılık, kırsalda sıkışan, Suriye’de planlarına taş konulan örgütün önümüzdeki dönemde şehirlerde başka eylemler gerçekleştirmeye çalışacağı yönünde değerlendirmeler yoğun.
Dün sohbet ettiğimiz Ak Parti’nin etkili bir ismi, PKK’ya son dönemde başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerden sağlanan sofistike silahların yoğunluğuna dikkati çekerek, teyakkuzda olunması gerektiğinin altını çizdi.
PKK’nın, şehre inince TAK olan kolunun üstlendiği Beşiktaş vahşetinde nice canlarımızı kaybettik.
İnsanlıktan nasibini almamış akıl hocalarının robotlaştırdığı teröristlerin, Türkiye üzerine oynanan oyunların kurbanı oldu yine vatandaşlarımız, güvenlik güçlerimiz.
Allah rahmet eylesin, sevenlerine sabır versin.
Türkiye 15 Temmuz’dan bu yana zor bir dönemeçten geçmeye çalışıyor.
Ankara, 15 Temmuz’u hazırlayan konsorsiyumu alt etmeye çabalıyor.
Dehşet dengesi; bir yandan ekonomiyle oynuyor, diğer yandan Avrupa’yla sınıyor, öte yandan Suriye’nin sadece komşusu değil bölgenin belirleyici gücü olma iddiasının bedelini Ankara’ya ödetmek için her yolu deniyor.
Yönetim sistemi değişikliğini içeren anayasa paketinin kamuoyuna açıklandığı günün akşamında gerçekleşti Beşiktaş saldırısı.
Teklifi beğenelim, beğenmeyelim; anayasayı, demokrasiyi, cumhuriyeti, Meclis’i, yürütmeyi, yargıyı daha çok konuşmaya başlayacağımız günlerin arifesinde patladı canlı bombalar.
Ak Parti ile MHP arasında bir süredir devam eden, başkanlık sisteminin “Cumhur-başkanlığı” kavramı üzerinden kurgulandığı anayasa değişiklik teklifi görüşmelerinde artık sona gelindi.
Teklifin, Ak Parti grubunun tamamının imzasıyla Meclis’e sevk edilmesi, ocak ayında da görüşülmesi bekleniyor.
Referandum için zorunlu 330 vekilin desteğini tek başına sağlama olanağı bulunmayan Ak Parti için tarihi bir süreç yaşanacak.
Ak Parti, 14 yıllık tek başına iktidarın ardından, sistemi değiştiren parti olarak yoluna devam etmeyi amaçlıyor.
Çok eleştirilen MHP ve lideri Devlet Bahçeli açısından da siyaseten başarılı bir süreç yaşandı.
MHP, 40 vekille parlamentodaki 4. parti olmasına rağmen “oyun kurucu” işlevi gördü.
MHP, hem de OHAL süreci yaşanmasına rağmen en etkili parti konumuna geldi.
Avrupa Birliği ile şimdi biraz gergin olan ilişkilerin en kısa zamanda düzeleceğini ümit ettiğini söyleyen Başbakan Yıldırım, “Şanghay Birliği ile ilgili telaffuzumuz yeni değil. AB ile ilişkilerimiz normal giderken de yapıyoruz. Şanghay Birliği AB’nin bir alternatifi değil” dedi
Moskova-Kazan
Rusya ve Tataristan gezisine eşlik etme olanağı bulduğumuz Başbakan Binali Yıldırım’ın yolculuğunun ilk durağı olan Moskova’daki temasları yoğundu. Yıldırım, Rusya’da hem Devlet Başkanı Putin, hem de mevkidaşı Medyedev’le bir araya geldi, Federasyon Konseyi’nde, üniversitede programlara katıldı.
Moskova
Başbakan Yıldırım, Moskova’ya giderken uçakta gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Avrupa ile ilişkilerin gerildiği, Suriye’de çarpıcı gelişmelerin yaşandığı, Rusya ile ilişkilerin büyük önem taşıdığı, ekonomi ile ilgili kritik kararların alındığı, Ak Parti’nin MHP’nin ‘cumhurbaşkanlığı sistemi’ olarak adlandırdığı başkanlık sistemi ile ilgili teklifi Meclis’e sunmaya hazırlandığı bir dönemde Başbakan Binali Yıldırım’ın Moskova gezisine eşlik etme imkanı bulduk.
Göreve geldikten sonra, Başbakanlar için geleneksel nitelikteki KKTC ve Azerbaycan gezilerine çıkan Yıldırım’ın o tarihten sonraki ilk yurt dışı gezisini Rusya’ya yapması başlı başına önemli. Başbakan’a, Moskova yolunda gündemdeki başlıkları sorma imkanı bulduk. Başbakan’ın yanıtlarını şöyle aktarabilirim:
Adana Aladağ’da, biri 4 yaşında 11 çocuk ve bir eğitmenin can verdiği yurt yangını, bütün Türkiye’yi yasa boğdu.
Önceki akşam, yangın haberini aldığımız andan itibaren umutlu bir haber bekliyorduk ancak diğer yandan bu tip haberlerin ardından daha kötüsünün geleceği de aklımızdaydı.
Yaşamını yitiren çocukların haberleri geldikçe, yangınla ilgili iddialar da hemen gündeme yansımaya başladı.
Aladağ’daki tek devlet yurdunun yenisi yapılmadan yıkıldığı ve çocukların cemaat yurdunda kalmaya mecbur bırakıldığı, yangın merdiveninin kapısının kilitli olması nedeniyle kaçmak isteyen çocukların burada yaşamlarını yitirdiği, yurdun uzun süredir denetlenmediği, denetim yapılmışsa da yetersiz olduğu bölgedeki kaynaklardan, sosyal medyadan kamuoyuna yansıyan ilk iddialar oldu.
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Salman Kaya, olayın hemen ardından yola çıktı ve gece 03.30 sıralarında, sıcağı sıcağına ilk bilgileri aldı.
Kaynak ve diğer bakanlar dün gün boyu, savcılık, valilik, emniyet ve itfaiyeden bilgi aldı, yaralı öğrencilerle görüştü, çocuklarını kaybeden aileleri teselli
Meclis dün yine hareketliydi.
Kulislerin gündemi, Ankara’nın odaklandığı iki sıcak başlıktan oluşuyordu.
Başkanlık sistemini içeren anayasa değişikliği ve ekonomi.
Başbakan Binali Yıldırım’ın grup toplantısındaki konuşmasında da bu iki başlık öne çıkıyordu.
Başbakan, ekonomide kriz yaşandığı iddialarına karşılık, son borç ve vergi yapılandırma rakamlarını açıklayarak, devletin kasasına buradan girecek parayı aktardı ve tüm kötü senaryolara karşı önlemlerin alındığını belirterek, 2017’nin daha iyi bir yıl olacağını söyledi. Yıldırım, küresel etkilerin kriz olarak sunulmasına da tekraren tepki gösterdi.
Anayasa değişikliği konusunda ise en kısa zamanda MHP lideri Devlet Bahçeli ile görüşeceğini ve teklifi TBMM’ye sunacaklarını vurguladı.
Grup toplantısından sonra her zamanki gibi ziyaretçilerle toplu fotoğraflar çektirmek için Meclis bahçesine çıkan Başbakan, geçirdiği soğuk algınlığına rağmen kimseyi kırmadı.
O sırada aralarında benim de yer aldığım bir grup gazeteciyle de fotoğraf çektirdi.