İki parti ve fabrika ayarı

12 Eylül 2015

Ak Parti bugün 5. Olağan Büyük Kongresi’ni yapacak.

Olağan olmasına karşın hem Ak Parti’nin kendi evindeki tartışmalar hem de Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu çetin dönem nedeniyle olağanüstü bir kongreye tanıklık edeceğiz.

Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun işi zor.

Kongrede son viraja girilirken kamuoyuna yansıyan haberler malum.

Merkezinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın en güvendiği isimlerin başında yer alan, başdanışmanı Binali Yıldırım’ın bulunduğu bir iç sarsıntının yaşandığı ortaya çıktı.

Bir genel başkanlık mücadelesine varmayan, şimdilik sadece parti üst yönetiminin şekillenmesiyle sınırlı kalacak olan krizin 1 Kasım seçiminden çıkacak sonuca göre çok daha ciddi gelişmelere gebe olduğunu söylemek kehanet olmaz.

Bu noktada Davutoğlu açısından görünen manzaraya dikkat çekmek gerekiyor.

Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir liderin ardından koltuğu devralmanın yarattığı baskıyı taşırken, genel başkan olduktan 10 ay sonra genel seçimle yüzleşen, ardından koalisyon süreçlerini yöneten ve şu dönemde tek önceliği Başbakan olarak terörle mücadele stratejisini yürütmek olması gereken bir Davutoğlu var.

Yazının Devamı

Önce şehirler arındırılacak

11 Eylül 2015

Türkiye yine terör sarmalına girerken izlenecek yöntem merak ediliyor. Önemli bir yetkilinin aktardığına göre devlet, yeniden başlayan çatışma sürecinde önceliğini il ve ilçelerdeki terör yapılanmasına vermiş durumda...

Yazının Devamı

PKK ne yapıyor?

9 Eylül 2015

Taktikler değişkendir. Koşullara, coğrafyaya, sosyal yapıya göre değişir.

Her gün kan damlayan “son dakika”lar gösteriyor ki PKK, devletin bir gözünü kapattığı süreçte faal olduğu her yerde gücüne ve gündemine göre geliştirdiği taktiklerle şimdi yol alıyor.

Şehirlerde açtığı hendeklerle polisi dışarıda tutuyor, içeriye girebileni şehit ediyor.

İllerde, ilçelerde Kobani’deki gibi şehir savaşı veriyor. Kendine göre düzenek kurmuş savunuyor.

Aynı PKK, Dağlıca gibi yaşam alanı ve can damarı olarak hakimiyet kurduğu bölgelerde askerleri kalekollara hapsediyor, çıkmaya çalışanı da yollara, menfezlere yerleştirdiği patlayıcılarla karşılıyor.

(Sahi, kırsalda menfezlere bunu yerleştiren PKK acaba şehirlere ne yapmıştır?)

Cümle âlem biliyor ki örgütün elinde çözüm sürecine sırtını yaslayarak, konforunu ve geleceğini tahkim ettiği dönemde hem Suriye’den hem Türkiye’den devşirdiği yeterince militanı var.

Tarihinde olmadığı kadar militana, silaha, patlayıcıya, bilgi-istihbarat havuzuna sahip.

Yazının Devamı

3 aşamalı tuzak

8 Eylül 2015

Askeri kaynakların verdiği bilgiye göre 100’er metre arayla 700 kiloluk patlayıcılar döşeyen teröristler, önce askeri kışladan çıkarmak için ihbarda bulundu. Patlayıcıları imha etmek üzere gelen ilk zırhlı araca saldıran PKK’lılar yardıma gelen diğer zırhlı araçların geçişi sırasında ‘uyuyan mayınları’ çektikleri kabloyla patlattılar

Dağlıca’da son yılların en büyük terör saldırılarından biri gerçekleşti.
Saldırının üzerinden neredeyse 24 saat geçmesine rağmen şehit sayısının açıklanamaması ve bu süreçte ortaya atılan spekülatif haberler Türkiye’nin bölgeden gelecek haberlere kaygıyla kulak kesilmesine yol açtı.
Sonuç 16 asker şehit oldu.
Dün; saldırının oluş biçimi, Genelkurmay Başkanlığı’nın neden geç açıklama yaptığı ve devletin bundan sonra terörle mücadelede izleyeceği yola ilişkin edindiğim bilgileri şöyle aktarabilirim:

İhbar sonrası pusu

Yazının Devamı

MGK’nın şifreleri

4 Eylül 2015


Milli Güvenlik Kurulu’nun önceki gün yaptığı toplantı birden fazla nedenle önemliydi.

Öncelikle, Cumhuriyet döneminin ilk seçim hükümetinde yer alan ilgili bakanların ilk MGK’sı olma özelliği taşıyordu.

Orgeneral Hulusi Akar da Genelkurmay Başkanı sıfatıyla ilk kez masada yer alıyordu.

Seçim hükümetinin Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, 13 yılın ardından MGK’ya katılan ilk MHP’li oldu.

13 yıllık tek parti döneminin ardından MGK’nın sivil kanadında, Ak Partili, bağımsız, MHP’li isimlerden oluşan bir görüntü vardı.

MGK’nın gündemi de en az taşıdığı nitelik kadar önemliydi.

Yazının Devamı

İhbar-ödül gerçeği

2 Eylül 2015

2006’dan bu yana Terörle Mücadele Yasası’nda yer almasına rağmen daha önce uygulanmayan para ödülü düzenlemesi yürürlüğe girdi.

Yönetmeliğin kapsamı alabildiğine geniş. Çünkü, “Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar” diye uçsuz bucaksız bir ifadeye yer verilmiş.

Bir ödül komisyonu kurulacak ve failleri yakalatanlara verilecek ödül miktarını belirleyecek.

Asker, polis, terörle mücadelede görevli kamu personeli yönetmelik kapsamında değil. Korucular istisna.

Komisyon, sağlanacak bilgiye, aydınlatılan suça veya ihbar edilecek failin önemine göre miktarı belirleyecek.

Üst sınır 200 bin TL’yi aşamayacak, ancak ihbar edilen failin örgütün üst düzey yöneticisi olması, aydınlatılacak suçun toplumda oluşturduğu infial ve etki de dikkate alınarak bu rakam 4 milyon TL’ye kadar çıkabilecek.

Ve tabii ödül verilecek kişilerin kimliği hiçbir şekilde açıklanmayacak. Gizliliğe uymayanlar için cezai işlem öngörülüyor.

İşin kitabi özeti bu.

Yazının Devamı

Erdoğan: 7 Haziran gibi olmayacak

31 Ağustos 2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan 30 Ağustos resepsiyonunda seçime tatlı bir havada girilmesi temennisinde bulundu. Seçim güvenliği konusunda tedbirleri alacaklarını vurgulayanErdoğan “7 Haziran’da yaşananlar 1 Kasım’da yaşanmayacaktır diye düşünüyorum” dedi

Resepsiyona sanat camiasından da pek çok isim katıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ilk kez 30 Ağustos resepsiyonuna ev sahipliği yaptı. Resepsiyondaki yenilikler, mekanla sınırlı değildi. Başından sonuna kadar ilklerin yaşandığı resepsiyonda sorularımızı yanıtlayan Erdoğan’ın özellikle seçim güvenliğine yönelik sözleri önemliydi. 1 Kasım’a resepsiyondaki gibi tatlı bir havada girilmesi temennisinde bulunan Erdoğan, şu açıklamaları yaptı:
- TEMENNİMİZ, YAŞADIKLARIMIZI YAŞATMAYACAK BİR KARAR VERMESİ: Sayın Başbakan, 25 kişilik geçici kabineyi takdim etti. Ben de onayladım. Kaybedecek vaktimiz yok. Malum YSK seçim takvimini açıkladı. Türkiye’nin özellikle siyasetinde hırgürden öte başında da söylediğim gibi egoları bir kenara koymak suretiyle birlik beraberlik içerisinde bir kabine oluşabilirdi. Sadece benim dediğim olsun değil, ülkenin menfaatlerini de gözönüne

Yazının Devamı

‘Ağız dalaşı istemiyoruz’

30 Ağustos 2015

Kılıçdaroğlu, ‘Biz kavga istemiyoruz. Türkiye’de yeteri kadar kavga var’ dedi. CHP lideri, Kürt sorununu bir iktidar döneminde çözebileceklerini belirterek ‘Çözemezsek gideriz’ diye konuştu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Kasım seçimlerinin sonucunda yeniden koalisyonu zorunlu kılan bir tablo ortaya çıkması halinde önceliklerinin Türkiye’nin çıkarları olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, “Ne zamandır bir ağız dalaşı, bir kavgadır gidiyor. Biz ağız dalaşı, kavga istemiyoruz. Zaten Türkiye’de yeteri kadar kavga var. Seçim kampanyamızda da var olan sorunları nasıl çözeceğimizi halka anlatacağız” dedi.

Yazının Devamı