Fidan uzun süredir görüşmüyormuş

13 Şubat 2015

Çözüm sürecinde işler karışık. Başkent’te Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile HDP’lilerin art arda gerçekleştirdiği görüşmeler ve HDP heyetinin Kandil ziyareti, Nevruz’dan önce kamuoyunun önüne nihai bir deklarasyonla çıkılabilmesi için döşenen taşlar.
Kandil’den gelecek yanıt, devlet heyeti ile Abdullah Öcalan arasında yoğunlaşan görüşme trafiği ve HDP’lilerin yakın zamanda yapacakları İmralı ziyareti, Nevruz’da silahlara tam anlamıyla vedanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini ortaya koyacak.
Eski MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, gündemden düşmeyen istifası etrafında yapılan tartışmaların bir boyutu da çözüm süreciyle ilgili.
Bu tartışma, Fidan’ın Oslo görüşmelerinden bu yana çözüm sürecinin ana aktörlerinin başında gelmesi nedeniyle çok doğal.
Fidan’ın MİT’in başından ayrılmasının çözüm sürecine bir maliyeti olup olmayacağı üzerine kafa yoruluyor.
Devlet katından bu yöndeki sorulara verilen yanıt belli:
“Çözüm süreci kişilere endeksli bir süreç değil.”

Yazının Devamı

Kandil ayak diriyor

12 Şubat 2015

Dün Ankara’da çözüm süreci açısından hareketli saatler yaşandı.
HDP’nin İmralı heyetindeki iki isim olan Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’la bir araya geldi.
Önceki görüşmelerin aksine daha kısa sürdüğü belirtilen ve bitiminde HDP’lilerce hiçbir açıklama yapılmayan görüşmede gelinen son nokta masaya yatırıldı.
Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç tarafından yapılan açıklama da tam da bu görüşmeden sonra gelmesi açısından dikkat çekiciydi.
Arınç’ın sözleri, bazı soru işaretlerini gündeme getirir nitelikteydi.
Arınç, özetle şöyle dedi:
“Süreç olumlu ilerliyor, görüşmeler sürüyor. Olumsuzluk veya uyumsuzluk bizim açımızdan yok. Kararlılık gösteriyoruz. Bizim gösterdiğimiz özeni HDP ne kadar gösteriyor, bilmiyoruz. Olumsuzluk varsa hükümete değil kendi içlerine bakmaları lazım. Önümüz bahar aylarıdır. Silah bırakmaya yönelik talep olacaksa gelişen süreçte göreceğiz. Hükümet adına çözüm sürecinde yapmamız gereken her şeyi yapıyoruz, yapacağız. Muhatabımız HDP’nin ise yapması gerekenler vardır. Yapmaları gerekir. Bekliyoruz. Bizim açımızdan top bizim sahamızda değil onların

Yazının Devamı

Davutoğlu: Hâlâ aynı görüşteyim

11 Şubat 2015

7 Haziran seçimlerinin havasına çoktan giren Meclis kulisleri dün yine epey hareketliydi.
Milletvekili adayları, aday adayları ve hatta aday adayı adayları, özellikle Ak Parti grup toplantısının öncesi ve sonrasında Başbakan’ın, bakanların, genel başkan yardımcılarının mümkün olduğunca yakınında yer tutmak, görünmek, ulaşmak için sıradaydı.
Ancak Meclis’te günün konusu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarlığı’ndan istifası konusunda, sertlik derecesi giderek artan açıklamalarıydı.
Kolombiya yolunda konuşan Erdoğan, “Kendisine açık ve net olarak, ‘Ayrılmanı doğru bulmuyorum. Çünkü burası rastgele bir yer değil’ dedim. Bu makama gelmiş olan bir kardeşimizin milletvekili adayı olmak ya da onun ötesinde bazı görevleri kafasında planlamak gibi bir durumu olabilir. Ya da ona belki bu tür bazı vaatlerde bulunulmuş olabilir, orasını bilemem. Kendileri yorulduklarını söyleyerek maalesef böyle bir adım atmayı uygun buldular” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın, kırgınlıkla kızgınlık arasında bir yerde duran tepkisinin, kariyerini, “zor zamanlarda MİT Müsteşarlığı” gibi bir makamla taçlandıran Hakan Fidan açısından, siyasete atılmaya karar vermişken

Yazının Devamı

Halkın içinde olmak istedi

8 Şubat 2015

Güçlü siyasetçi olmayı, güçlü bürokrat olmaya tercih eden Fidan konusunda Erdoğan’ın da aktif siyasette önemli bir görevde bulunmasının faydalı olacağı noktasına geldiği öğrenildi

Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan, beklendiği gibi 7 Haziran genel seçiminde Ak Parti’den milletvekili adayı olabilmek için görevinden istifa etti.
Fidan’ın istifa etme ile görevinde kalma arasında gidip gelirken, ibrenin istifadan yana olduğunu bu köşeden yansıtmıştık. Yine de nihai kararda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın belirleyici olacağı aşikardı.
Öyle de oldu.
Fidan’ın, geçen perşembe günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığı son görüşmede son karar oluştu. Fidan, aynı gün Başbakan Ahmet Davutoğlu ile de uzun bir istişare yaptı. Önceki gün gece yarısını biraz geçe, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, Fidan’ın siyasete girmesini doğru bulmadığı yolundaki ifadeler, CNN Türk canlı yayınında son dakika olarak verilirken, MİT Müsteşarı’nın 10 Şubat’tan geçerli olmak üzere istifasını Başbakan’a sunduğu haberi geldi. Artık tarihler 7 Şubat’ı gösteriyordu. Yani, KCK soruşturmasına dahil edilen Fidan’ın ifadeye çağrıldığı günün 3. yıldönümünü.
Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan, paralel

Yazının Devamı

Kuzu: Hazırlık 2017’ye kadar sürer

7 Şubat 2015

Gündemin sıcak konusu başkanlık sistemi.
Bu konudaki yaklaşımı merak edilen Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıklamalarını da dinledik.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un ifadesiyle, “seçim beyannamesinde de yer alacağı aşikar” olan başkanlık sistemine eğer geçilebilecekse bunun nasıl ve en erken ne zaman olabileceği merak konusu.
Ak Parti kulislerinde çeşitli formüllerin tartışıldığı haberleri kamuoyuna yansıyor.
Bu haberlere göre, ilk hedef başkanlık olmakla birlikte, cumhurbaşkanı seçilenlerin partiyle ilişiğinin kesilmesi hükmünü ortadan kaldıran partili cumhurbaşkanı sistemi bile masada. Bunun muhalefeti ikna için bir geçiş olacağı yolunda fikir jimnastiği yapılıyor.
Tabii asıl hedef başkanlık sistemine geçiş.
Yapılacak anayasa değişikliğinin hemen uygulanabilmesi için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı Türkiye’nin ilk başkanı yapacak bir geçici maddenin eklenebileceği öne sürülüyor.

Yazının Devamı

Millet istemezse başkanlık gelmez

6 Şubat 2015

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’la sıcak gündem maddesi başkanlık sistemi ile çözüm süreci, HDP’nin geleceği ve Bank Asya operasyonunu da içeren konularda sohbet olanağı bulduk. Başkanlık tartışmasını, geniş planda anayasal reformu zorunlu kılan bir sistem dönüşümü içinde konumlandıran Kurtulmuş’un açıklamaları söyle:
ŞAHIS DEĞİL SİSTEM MESELESİ:
Başkanlık meselesini şahıslar üzerinden değil, sistem değişimine ilişkin anayasal bir reformun parçası olarak ele almak daha doğru. Türkiye’de, ‘millet-devlet uyuşmazlığı’ dediğimiz devletin başka telden, milletin başka telden çaldığı bir yapılanma var. Siyasal gruplar için devlet, ‘ele geçirilmesi gereken bir mekanizma’ haline dönüşüyor. Başkanlık sistemi ve diğer sistem değişikliği tartışmalarını yaparken bence merkeze bunu koymak lazım. Devletin milletin emrine verilmesi, milletin bütünüyle hakim olduğu bir mekanizma haline getirilmesi gerekiyor. Bunun için siyasal sistemde dört alan güçlendirilmeli. Parlamento, milletvekilleri, yürütme, idari mekanizma ve toplum güçlendirilmeli. Yürütme güçlendirilirken güçlü, hızlı karar alabilen ve bunları uygulayan bir başkanlık mekanizmasına dönmek zorundayız. Türkiye, buraya doğru yol

Yazının Devamı

‘Fidan kararı’ fotofinişe kaldı

5 Şubat 2015

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın 7 Haziran seçimlerinde milletvekili adayı olabilmek için 10 Şubat’a kadar istifa edip etmeyeceği konusundaki kararın Başbakan Ahmet Davutoğlu’na ait olduğu ifadesini esas alırsak Fidan istifa edecek demektir. Çünkü Fidan’ın siyasete girmesini en çok isteyen isimlerin başında Davutoğlu geliyor.
Kestirmeden giriş yaptığım, “Fidan’ın siyasetteki geleceği” konusu son günlerde Ankara kulislerinin en sıcak meselesi. Konu, Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere birçok isme soru olarak yöneltildi. Erdoğan, Davutoğlu’na düşüncesini söylediğinin altını çizmekle yetindi.
Ankara’daki yaygın kanaat Fidan’ın istifa edeceği, Erdoğan’ın, 62. hükümet kurulurken bakan olmasına karşı çıktığı Fidan’ın bu kez siyasete girmesini istediği yönünde. Ancak, MİT Müsteşarlığı’ndan esen rüzgâr, bu kararın henüz o kadar netleşmediğini gösteriyor. Temas ettiğim güvenilir kaynaklardan aldığım bilgiler ışığında manzarayı şöyle özetleyebilirim:
‘Bir karar verilmiş değil’
- Fidan’ın müsteşarlık görevini bırakarak hükümette etkili bir bakanlığı üstlenmesi uzunca bir süredir tartışılıyor. “Hangisi daha doğru olur? Siyasette mi daha faydalı

Yazının Devamı

Bağımsız aday defteri kapandı

4 Şubat 2015

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin TBMM grup toplantısında hükümeti ve Erdoğan’ı eleştirdi. Demirtaş, yanına gelen bir çocukla sohbet etti. Fotoğraflar: MUSTAFA İSTEMİ

Seçime giderken en kritik soru işareti, yarışa parti olarak girmeye karar veren HDP’nin yüzde 10 barajını aşıp aşamayacağı. HDP’nin alacağı sonuç; başkanlık sistemi dahil anayasa değişikliğine kilitlenen Ak Parti’nin Meclis’teki sandalye sayısı ve çözüm sürecinin geleceği açısından çok önemli.
Dün HDP grup toplantısının ardından sohbet ettiğimiz Eşbaşkan Selahattin Demirtaş, barajı aşacaklarından emin ifadeler kullandı. Kesin olarak yüzde 9’un üzerinde olduklarını, genç seçmenden ve Ak Parti seçmeninden oy alarak barajı aşacaklarını söyledi.
Baraj altında kalmaları halinde erken seçimi zorlayacaklarını kaydeden Demirtaş, kampanya sürecinde Kobani eylemleri tarzı hareketlere izin vermeyeceklerini, ancak IŞİD provokasyonundan korktuğunu söyledi.
Demirtaş’ın değerlendirmeleri şöyle:
- YÜZDE 10.4’ÜN ÜZERİNİ GÖREBİLİRİZ: Oy oranımız en az yüzde 9’un üzerinde. Bu kesin. Yüzde 10.4’ün, yüzde 10’un üzerinde olan anket sonuçları var. Bu sonucu alabiliriz. ‘HDP’ye oy verebilirim’ diyenlerin

Yazının Devamı