Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hafta sonu, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Konya Meram’daki evinin bahçesinde sohbet ederken konu dönüp dolaşıp, kendisinin de kurucuları arasında yer aldığı Bilim ve Sanat Vakfı’na geldi.
Malum, emeklemeye henüz başlayan düşünce kuruluşlarını ayakta tutan soru, “Ne olacak bu memleketin hali?” diye özetlenir.
Davutoğlu, 27 yıl önce kurdukları vakıfta cumartesi günleri verdiği dersleri çok özlemiş görünüyordu.
Geçmişte bol bol, “Ne olacak bu memleketin hali” sorusunu sorarken, şimdi Başbakan sıfatıyla bu sorunun en çok yöneltileceği kişinin kendisi olacağını hatırlattığımızda şöyle yanıt verdi:
“Bilim Sanat’ta öyle sıradan, ‘ne olacak bu memleketin hali’ gibi konjonktürel sorulara yanıt aranmazdı. Orada gerçekten çok büyük zevkle felsefe, düşünce, medeniyetler tarihi konuşulurdu. Aslına bakarsanız bugün (Konya gezisinin ilk günü yaptığı konuşmaları anımsatarak) dört konuşma yaptım, dördü de irticali ve doğal seyrinde giden konuşmalardı. Akşam günün yorgunluğu da varken konuştum. ‘Nereden kompanse ediyorsunuz bunu’ diye sorarsanız; bütün o Bilim Sanat Vakfı dönemdeki zihinle dil arasında irtibat kurabilme kabiliyeti derim. Bu bende içselleştirilmiş bir şeydir.”
Başbakan, öğlen temel atma ve açılış töreninde konuşurken Konya’nın 31 ilçesini hiç teklemeden saymış, performansıyla meydandaki vatandaşları epey bir ateşlemişti.

Fotoğrafik hafıza
Bu hafızanın sırrını fotoğrafik hafızayla izah etti:
“Ben de atlayabilirim, yanılabilirim o ayrı ama eğer Ak Parti Olağanüstü Kongresi’ndeki konuşma daha uygun şartlarda olsaydı 81 vilayeti tek tek sayarak atıfta bulunacaktım. Öğrencilerime de öğretmeye çalışırım. Kategorize etmeyi, analitik düşünmeyi geliştirirseniz çok daha kolay olur. Mesela Konya’nın 31 ilçesinin hepsini unutmadan nasıl okumuş olabilirim? Ne yaptım? Kuzeyden girdim, zihnimde blok blok ilçeleri kategorize ettim. Merkez; Selçuklu, Karatay, Meram. Kuzeyden girdim, Kulu, Cihanbeyli, Altınekin, sonra doğuya döndüm, üçlü dörtlü bloklar halinde; Karapınar, Emirgazi, Ereğli, Halkapınar. Sonra güneye doğru inmeye başladım; Çumra, Güneysınır, Hadim, Taşkent. Zihnimde harita var ve yürüyorum. Sonra biraz daha güneybatıya doğru döndüm; Akören, Ahırlı, Yalıhüyük, Seydişehir ve Bozkır...”
Büyük bir heyecanla 31 ilçeyi tekrar saydıktan sonra, “Bizde hafızlık böyledir. Hafız bizde ezberlemez. Hafız gerçekten hafız olduğu zaman fotoğrafı önüne koyar, o sayfayı o kadar çok görür ki, ‘harf ne’ diye bakmaz, fotoğrafa bakar. Hatta sesten çok fotoğraf önemlidir, fotoğrafik hafızadır bu. Çıkıyorum, dolaşıyorum, geliyorum.”

Devletin haritası
Sohbetin ilerleyen bölümlerinde de zihindeki harita ve fotoğrafik hafıza yine gündemdeydi.
Davutoğlu, önümüzdeki 1 ay boyunca bütün bakanlıklardan ve bağlı birimlerden detaylı brifingler alacağını, işleri yürüten personelle tek tek tanışacağını, bunu Genelkurmay dahil yapacağını anlattı.
Bu haftanın ilk iki gününü de Ak Parti Genel Başkan yardımcılıklarından alacağı brifinglere ayırdığını vurguladı.
“Eskiden sadece Dışişleri Bakanlığı vardı, şimdi nasıl yetişeceksiniz bu detayda bir çalışma temposuna?” diye sorduğumuzda ise şu yanıtı verdi:
“Başbakan olduğunuzda her bir detayı görmeniz lazım. Nasıl Konya haritasını zihnimde canlandırdım; devletin idari haritasını da zihnimde göreceğim. Kâğıda bakmadan, bir konu bana geldiğinde bunun kiminle ilgili olduğunu görmem lazım.”

Kalıcı olmak, yerinde saymamak
Davutoğlu, hükümet başarısında da parti bütünlüğünün ve heyecanının korunmasında da disiplin ve yerinde saymamanın önemine işaret etti.
“Olanı korumak” hedefinin yanlışlığına yaptığı vurgu, partinin kurucu lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın ardından başbakanlık koltuğuna oturan ve bu yapıyı 2015 seçimlerine taşıyacak isim olması açısından dikkat çekici.
Bu nedenledir ki, 2015 seçimlerine gidecek hükümetin, geçici bir hükümet olmayacağının başbakan adayı olarak ilan edildiği günden itibaren ortaya çıktığına işaret etti.
Borsanın önce toparlandığını, hükümet programının olduğu gün ise iyice yükseldiği hatırlattı.
Davutoğlu’nun, “Hükümet programı, ‘şimdi bir şeyler yapayım da sonra bakarız’ programı değil. Benim Ak Parti kongresinde yaptığım konuşma da, ‘bir dönem Başbakanlık yapayım da ismim tarihe geçsin’ diye yapılan bir konuşma değil” ifadelerini not ettik.
Yeni Başbakan’ın fotoğrafik hafızayı keşfettiği noktayla başlayan sohbet, kalıcı olma ve sürekli pedalı çevirerek yere düşmeme prensibine yaptığı vurguyla sona erdi.