Serpil Yılmaz

Ama öyle böyle değil, Erbakan, bu cezanın 28 Şubat günlerinin özel koşullarında kesildiği gerekçesiyle, "yeniden yargılanma" istiyor. Son gün gelip çatıyor; AKP ile SP arasında büyük hesaplaşmada son perde. Kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan "kayıp trilyon" davası sonucunda, 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılmış ve 2003 yılından bugüne cezası 4 kez ertelenmişti. Süre doldu, ya Erbakan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'den affını isteyecek, ya içeri girecek, ya parayı ödeyecek. Yeni yasal düzenlemeyle Erbakan, Hazine'nin uğradığı 11 trilyon liralık zararın devlete ödenmesi halinde, mahkûmiyet cezasını evde tamamlayabilirdi. Erbakan buna yanaşmadı, "11 trilyonu öde kurtul" diyenlere, "65'te birini öderim" diye haber saldı!Neden? Çünkü aynı davada kendisiyle birlikte 65 kişi yargılanıyordu. Söz konusu kişiler arasında dönemin RP yöneticileri Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun olduğu AKP kadroları yer alıyordu. Gül ve Aksu'nun dosyaları dokunulmazlıkları nedeniyle, "Meclis dönem sonuna" kadar davadan ayrıldı.Erbakan "dokunulmazlık" zırhını kabul etmiyor olsa gerek ki, "Beyler pamuk eller cebe" demeye getiriyor, 11 trilyon liranın

Türkiye'nin Rusya'ya olan doğalgaz bağımlılığını artıran görüşmeler yapılırken (Enerji Bakanlığı bu görüşmelere, "Al ya da öde anlaşmasında indirim görüşmeleri" diyor) Gazprom, dağıtımın yanı sıra Tuz Gölü Havzası depolama tesisi ve Mavi Akım boru hattını Akdeniz'e indirme projelesini "sağlama" almıştı! İran'ın Türkiye'ye verdiği günlük 26 milyon metreküp doğalgaz hacmini, 6 milyon metreküpe düşürmesi problem oldu.Türkiye, İran'la 10 Aralık 2001 tarihinde yaptığı doğalgaz ithalat anlaşmasından bugüne sorun yaşıyor. Türkiye, 2002 yılında İran'ın verdiği doğalgazın kimyasal kompozisyon ve özelliklerinde "yüzde 5'ten fazla bozulma" saptayıp itiraz etmişti. Tahran'da yapılan görüşmede fiyatta yüzde 20 indirim sağlandı. Türkiye alınan gazın hem kalitesiz , hem de pahalı olduğu gerekçesiyle tahkime gitmişti. Henüz yasal süreç işlemedi. İran vanaları kısarak yine "sapma" oranını tutturdu! Bu kez İran'la tahkim süreci nasıl çalışacak? Tahkim kılıcı Doğalgaz tüketen ülkelerin birçoğunda yüzde 10 civarında depolama tesisi bulunuyor, Türkiye'de bu oran "sıfır" 1990'lardan beri işin içindeki bir uzman anlatıyor:"Allah öyle bir nimet vermiş ki Türkiye'ye bu konuda, gerçekten inanılmaz. Tuz

Bermek'in rakibi ise eski TFF Başkanı Haluk Ulusoy. Ulusoy da Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun TFF'de başkanlık yaptığı 7.5 yılın, 3 yılıyla ilgili olarak hazırladığı 400 sayfalık raporu aşarak geliyor! Başbakan Tayyip Erdoğan, bu bayramda da aile dostu Remzi Gür'ün Safranbolu'daki evinde tatilini geçirseydi, 19 -20 Ocak tarihlerine kilitlenen Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Olağanüstü Genel Kurulu'nun fotoğrafı farklı olurdu. Gürmen Grup'un patronu Gür'ün genel müdürü, kayınbiraderi ve TFF Başkan Vekili Hasan Doğan, başkan adaylarından Ayhan Bermek'in listesinde en önemli "koz"... Ulusoy, Levent Bıçakcı'nın TFF başkanı seçildiği önceki seçimlerde aday olamamıştı. Çünkü bu tarihte AKP, CHP'den gelen eleştirileri dikkate alarak, TFF başkanı için "yüksekokul mezunu olma" şartı getiren yasa değişikliğine imzasını atmıştı. Aynı CHP, Ulusoy'un seçimlere girmesini engelleyen bu kanun maddesinin değişmesi için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Mahkeme isteği yerinde buldu ve Ulusoy, "yeniden" başkanlık yarışına girmeye hak kazandı. Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in, "Ulusoy aklanmadan aday olmamalı" diyerek son duruma ilişkin tavrını ortaya koyarken, AKP içinde farklı sesler yükseldi.

Bu açıklama bende, Rusya'nın savunma atağına geçtiği ve Türkiye'nin Gazprom ile yeni bir pazarlık dönemine başladığı izlenimlerini uyandırdı. Gazprom Başkan Yardımcısı ve Gazexport Genel Müdürü Aleksandr Medvedev'in, "Tüm Avrupa ülkelerine ve özellikle Türkiye'ye doğalgaz, taşıma maliyetleri dikkate alınarak rekabet şartlarında satılmaktadır" dediğini, dün Enerji Bakanlığı özel bir bülten ile açıkladı. TUSAM Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi işbirliği ile çıkan bu haftaki "Cumhuriyet Strateji" eki, doğalgaz ve küreselleşme konularına odaklanmış. Ekte "Rusya doğalgazda tekelleşmek istiyor" başlığı altında Botaş Strateji ve İş Geliştirme Daire Başkanı Dr.Cenk Pala ile yapılmış bir söyleşi yer alıyor.Enerji alanında "derin" kurumlardan biri Botaş. Pala'nın sözleri de o nedenle önemli. Pala'nın ifadelerinden, 2007-2008'den sonra yeni enerji bloklarının ortaya çıkacağı izlenimi alıyorum. Pala, Azeri, Suriye ve Mısır gazına işaret ediyor ve şöyle diyor:"Bizim açımızdan tek kaynağa bağımlı olmak yanlış. Avrupalılara göre daha çeşitlendirilmiş bir portföye sahibiz. Öyle de olsa Rus gazının ağırlığı ortada... Elektrik üretiminin kritik bir kısmını yerel kaynaklara

1.3 milyar insanın yaşadığı (ki 1.5 milyar olduğunu da ileri süren kaynaklar mevcut) "Kızıl Dev", hızlı çekilmiş bir filmin adı gibi.1.4 trilyon dolar hacimle, dünya dış ticaretinin ABD ve Japonya'dan sonra gelen en büyük oyuncusu Çin'de neler oluyor?İnsanlar "karın tokluğuna" çalışıp sırtında valiziyle yaşarken, temel yaşama hakkı ihlalleri, nasıl bir hoşgörü yaratıyor?Uluslararası Af Örgütü'nün 2002 yılı verilerine göre, bir yılda 1060 kişi idam edilmiş. Yılda 10 bin olduğunu ileri sürenlere de rastlarsınız. Çin'deki komünizm, 1978'de başlayan Deng Xiaoping'in "reformlarıyla" liberal ekonomiye geçit veriyor ancak "oyunu" bozan olursa "demir yumruk" gösteriliyor. Çin'de puzzle'ın parçalarını tamamlayamadan dönmüştüm! 2005 yılında en çok, Çin Ticaret Bakanlığı'nın davetlisi olarak meslektaşlarım Yalçın Bayer, Hikmet Çetinkaya, Necati Doğru ve CHP Milletvekili Bülent Tanla ile birlikte gittiğimiz, Pekin, Şanghay ve Xian'da edindiğim bilgilerden etkilendim. Çin Inc. (Inc, İngilizce kısaltma: Hâkimiyet, ele geçirme, gelir artışı, anonim) Eski bir gazeteci olan yazar Ted C. Fishman, "Çin Inc'i" (Klan Yayınları) yazmış. "Bir zamanlar yoksulluğun ve komünist ülkünün pençesinde

Turizm sektörünün duayenlerinden Lykia World zincirinin sahibi Burhan Silahtaroğlu ile yaza girmeden ve bayram öncesi yaşananları konuşuyoruz..."2005 yılında gelen turist başına harcama 70 dolar geriledi. Ucuz turist, pahalı turisti kovuyor" diyerek söze başlıyor. Silahtaroğlu, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile bir karşılaşmasında, "Aman turizm sektöründe KDV'yi indirmeyin. Maliyetler düşünce, zaten 25-50 euro arasında gezinen fiyatlar daha da aşağı iner, ucuz turist memleketi oluruz" diyor. Tabii Unakıtan da bir "Aferin" alıyor!Silahtaroğlu, son bir iki yılda açılan "5 yıldız üstü" otellere bakıp da, "Turizmciler iyi kazanıyor" yanılgısı içine düşmememiz gerektiğini söylüyor. Bu otellerin kimi işletmek değil, "satılmak üzere" inşa edilmiş yatırımlarmış. Kaldı ki bir bir satılıyor da. Rixos ve Magic Life satış yapanlar arasındaydı. Turizm sektörü genellikle doluluk oranlarının en yüksek olduğu yaz aylarında gündeme gelir ve tabii bir de bayramlarda, seyranlarda. 2005 yılında 17 milyar dolar olan turizm gelirlerinin, 2006 yılında 20 milyar dolara çıkması bekleniyor. Silahtaroğlu, 2023 yılına kadar bu rakamın 50 milyar dolara çıkmasının hedeflendiğini söylüyor. Bu hedefi tutturmak

Rusya'nın doğalgaz tekeli Gazprom'un Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Aleksander Medvedev'in "Türkiye'nin gazı da 260 dolar" açıklamasına Türkiye'nin verdiği tepki, Romanya ve Bulgaristan'ın "çıkışlarından" farklı oldu, dikkat çekici olan da buydu. Rusya'nın kış ortasında Ukrayna'nın doğalgaz fiyatını yüzde 400 oranında artırması ile tüm Avrupa'yı saran "doğalgaz krizi", Romanya ve Bulgaristan'ın yanı sıra Türkiye'de de fiyat tartışmasını alevlendirdi. Gazprom'un açıkladığı doğalgaz teslim fiyatlarına göre, Bulgaristan 257 dolar, Romanya 280 dolar ve Türkiye 260 dolar bedelle en yüksek faturayı ödeyen/ödeyecek olan ülkeler.Romanya ve Bulgaristan, Rusya'ya "Bizim fiyatımız diğer ülkelere göre neden yüksek?" sorusunu yöneltip pazarlık kartını sürüyor. Türkiye ise "Bize 47 dolar ile 160 dolar arasında değişen tarifelerinizi uygulamıyorsunuz da, neden 260 dolar istiyorsunuz?" diye itiraz etmek yerine, "260 dolardan daha az para ödüyoruz" hatta "Türkiye'nin fiyatı en ucuz" diye savunmaya geçiyor. Bilmediğimiz bir hesap!Oysa "Ukrayna rüzgârı" Gazprom ile yeni pazarlık şansı olarak da görülebilirdi. Kaldı ki, kasım ayında Samsun'da Putin-Berlusconi-Erdoğan buluşmasında, Mavi Akım'ın

Sis oldu, 07.15 Ankara uçağı kalkmadı, 09.00'da da kalkması şüpheliydi, 08.30'da gazeteye döndüm. Ankara'da aynı saatlerde içinde Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun beraberindeki heyetin yer aldığı uçak havalandı; yetişemedik... Hisarcıklıoğlu, Türk Dışişleri'nin desteğini de arkasına alarak, İsrail'in 38 yıl sonra işgaline son verdiği Gazze toprakları içinde yer alan Erez Sanayi Bölgesi'nin inşasına talip olmuştu.TOBB önderliğinde, Filistin ve İsrailli ticaret ve sanayi odalarının katılımıyla oluşturulan Ankara Forumu, Ortadoğu barış sürecine katkı sağlamak için "Barış İçin Sanayi" adıyla bir şirket kurdu.Sekretaryasını Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Direktörü Güven Sak'ın yaptığı projenin adı, "Erez" yerine, "Filistin" Sanayi Bölgesi olarak değiştirildi.Bu girişimin sonuçlanmasıyla birlikte, Gül'ün, Ramallah'ta Filistin Devleti Dışişleri Bakanı Nasır El Kıda ve Sanayi Bakanı Mazen Sinokrot'ın da katılacağı imza törenine gitmek üzere yola çıkmıştım.Filistin-İsrail gezisi çok ani olmuştu. Bir günde... Bu kadar acil olan neydi? Bundan yaklaşık bir ay önce belirlenen imza töreni programı İsrail tarafından "sağlık sorunları"