Her sektörün veya kurumun bir duayeni oluyor. Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) olduğu gibi. TİMin duayeni de Özcan Balkır. Adaylar, adayları destekleyenler ve Balkır ile seçimleri konuştum. Ortaya çıkan sonuç şu ki; toplumda siyasi tavır değişiyor, kurumlar da buna ayak uyduracak. Adaylar iddialı İhracat cephesi seçim kulislerine boğulmuş durumda. Bir yanda Okan Oğuzun "Henüz bitirmediğim önemli projeler var" gerekçesi ile yeniden adaylığı, diğer yandan Satıcının "Tekstili 1.5 milyar dolar cirosu olan grup anlayabilir" iddiası ile sunduğu yeni pazarlar ufku, öte yandan da Altuğun "İhracat tekstil ile özdeşleşti, oysa ihracatta gerçek büyümeyi tekstil dışı alanlar sağlıyor" söylemi çarpışıyor. 18 Temmuzda yapılacak kongrede, 6 yıllık TİM Başkanı Okan Oğuzun karşısına, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Oğuz Satıcı ve İstanbul Hububat ve Yağlı Tohumlar Birliğinden Metin Altuğ aday olarak çıkacak. Siyaset dışı Bu TİM için yeni bir sayfa demek. İlk kez TİM seçimlerinde tekstil dışı bir sektör yarışa giriyor.Çikotat firmasının sahibi Mehmet Altuğu yarışta öne çıkaran yanı ODTÜ mezunu ve yıllardır kendi sektörünü hem İSOda, hem de birliklerde temsil etmiş olması. Ayrıca da üzerinde bir siyasi kimlik taşımaması. "Değişimi istiyorum. Çünkü canım yanıyor" diyor. Satıcının adının MHP İl örgütünde (Benden habersiz koymuşlar diyor) yer alması, eşi Ala Satıcının Meral Akşenerin İçişleri Bakanlığı döneminde danışmanlığını yürütmesi tartışılıyor. Eskilere gidiyorum. Henüz TİM oluşmamış, İhracatçılar Birliği Konseyi kuruluyor ve Başkanı da Tekağaç firmasının sahibi, 1952 İTÜ mezunu Özcan Balkır. Balkır, TİM kurulurken 2 yıllık başkanlığını noktalıyor, bayrağı Okan Oğuza teslim ediyor. Balkır, Oğuza ilk kez bu seçimlerde "Sen artık seçime girme, 6 birliğin bağlı olduğu grubumuz Metin Altuğu destekleme kararı aldı" dedi. Niye Ekinci? Satıcının vurguladığı önemli nokta, 2005 yılında kalkacak kotalardan sonra Türkiyenin rekabet gücü... Aslında bu noktada Altuğ ile yolları kesişiyor. Çünkü her iki aday da; yeni ürünler, yeni pazarlar ve demokratik yapılanmanın sözcülüğünü yapıyorlar.Ne var ki duayenleri Balkır üzerine basa basa şu karşılaştırmayı yapıyor:"Tekstil sektörünün ihracatı yılda yüzde 2 oranında artarken, diğer sektörlerde artış oranı yüzde 19. TİM başkanı ihracatın yüzde 66sını temsil eden grup içinden çıkmalı."Umarım TİM seçimleri, TOBB gibi işdünyasının arka bahçesindeki dikenli bahçede geçmez... TİMde asıl büyük tartışma TOBB - TİM Moskava Dış Ticaret Merkezi binası ve İstanbuldaki Dış Ticaret Kompleksinde yaşanıyor. Okan Oğuzu eleştirenler yaklaşık 60 milyon dolara malolacak her iki inşaatın da Mesut Yılmazın arkadaşı Yasin Ekinciye verilmesini anlamakta güçlük çekiyorlar. Ey Mısır Tanrısı geldiysen, haber ver! Belki bu pazar eşinizle - dostunuzla sohbetini yaparsınız diye, bu Mısır gezisinde üzerinde daha da yoğunlaştığım değişim kavramını, firavunlardan günümüze yolculuğa çıkarttım.Gemimiz Luxordan çıkıp, Aswana inerken, insanlığın bilinmeyene karşı verdiği mücadelesini, bizlere miras kalan işaretlerle çözmeye çalıştık.Dünyanın en büyük hidrolik santralinin kurulduğu Asswan Barajı, "Nilde Ölüm" kitabının yazarı Agatha Christie; Churcill, Carter gibi devlet adamlarının kaldığı Cataract Oteli, bizde Nail Çakırhanın aldığı "Ağa Han Mimarlık Ödülü" ile ünlü Ağa Han ve eşinin anıt mezarı benzeri yakın tarihin motiflerini bir kenara bırakırsak, Mısır 5000 yıl ötesinden bugünün gelişmiş dünyasına yüzünü pek çevirmiş sayılmaz.Mısır tarihi; kralların tanrılarına adanan yaşamlarını taşlara kazıttığı bir tür günce demeti.Kız kardeşlerin eş, kayınvalidesini öldürenlerin kral, mumyaların yaşam olduğu bu çölde; iktidarı yürütmenin başka yol var mıydı diye düşünüyor insan...Rehberimiz Aloya (Alaattin) soruyoruz, "Krallar iktidara geldikleri gün mezarlarının inşaatına başlanıyor. Ölümden sonraki yaşamları için bu kadar emek veren krallar, kraliçeler nasıl yerlerde yaşıyorlardı?"Alo, "Kerpiç evlerde" diyor.Halen Nilin kenarına dizilen yeşilin ardında hayat yok. Çöller Amerikada yemyeşil kentlere temel olurken, Mısırda develere teslim olmuş.Yüzlerce yıl "hayat anahtarı" gibi aynı motiflerin işlendiği kalıntıları gezerken, "değişimin" ne kadar zorlanan bir süreç olduğunu gözlemliyorsunuz.Nilde zengin turistleri taşıyan 250 geminin uğradığı liman yerleşimlerinde yaşayanlar nargilelerini fokurdatıp, ayaklarıyla oynamaya devam ediyorlar. Ya bizim, bizim değişmeye niyetimiz var mı?Oturmuş, Mısır Tanrılarından Amonun ikramını bekler gibiyiz. syilmaz@milliyet.com.tr Uluslararası otel zinciri Magic Life Clupın ortaklarından Cem Kınayın, Nilde hizmete soktukları Crown Princess teknesinde düzenlediği basın gezisinden turizme ilişkin görüşleri ve beklentileri aktarmıştım.