Hayat Sırları’, yılın iddialı dizileri arasındaydı. Beklenen olmadı.
Ev ahalisinin de izlediği bir diziydi. Hikaye ağır gidiyordu. İzlerken, Hazar Ergüçlü’nün saçlarıyla uğraşıyorduk, bir merak vardı. “Son dört bölüm kaldı, bitecek” dediler.
‘Neden böyle oldu?’ sorusuna, “Yumuşak ve naif kalmış” cevabını verdiler. Most Yapım, Mahinur Ergun’la başka projelere doğru şimdiden yola çıkmalı. Bir de bu ‘Kore uyarlamaları’ yerine, kemiksiz bizden bir iş olsun.
Alın size kaliteli oyuncu!
FOX’ta geçtiğimiz cumartesi akşamı, ‘Devlet tiyatrolarının taşeron sanatçıları’ diye bir haber vardı. İzlerken bu başlık aklıma geldi. Yedi yıldır devlet tiyatrolarında sınav açılmıyor ve 700 mezun oyuncu, saat başı 113 TL’ye 12 saat kadrosuz ‘sanat’ yapıyor.
Oyuncular, durumlarını sanatsal bir üslupta anlatan bir video hazırlamış. Yaz sezonu bitiyor, onlar işsiz kalacak. Konuşmasını, bakmasını, durmasını bilmeyen ‘şampuan güzeli’ kategorisinden başrollerin, ısrarcı takımı ekranda. Bu okullu oyuncular, hem güzel, hem yakışıklı, hem de eğitimli. Kapıları açalım ve en azından genç, güzel ve eğitimli kadrodan oluşan romantik komediler izleyelim.
‘Oynatalım abi‘ işe yarıyor
Nursel Ergin, sunduğu ‘Evin Tadı’ programında, “Hani köylüler pazarda böyle çok güzel malzemeler satarlar ya... Teyzem oturmuş, kendi tavuğunu satıyor. Ben, ondan almayı tercih ederim” dedi ve sobada köy tavuğu tarifi verdi. Ev ahalisi, Manisalı olunca, köy tavuğu, soba ve yerde oturan köylü muhabbetine, “Nasıl da öykünüyor” diye karşı çıktı. Ayrıca, “Pazar dersin, geçersin. Yahu, şehirde kaç tane soba bulacaksın?” diye de laf ettiler.
‘Kaan bana, ‘Alış bu duruma’ dedi’
Seçkin Piriler, eski eşi Kaan Tangöze’nin kendisine, “Eğer ayrılmıyorsak, alış bu duruma” dediğini söyledi. Yani, başka kadın olduğu ortaya çıktıktan sonra...
Bu sözleri, ‘Laf Bende Kalmasın’da duydum. Yeşim Salkım, “O senin Kaan, çok büyük dayaklık. Böyle adamların üzerinde tepinesim var” yorumunu yaptı. Evde oturmuş, dedikodu yapar gibi bir haldeydiler. Tangöze’nin kulağı epey çınladı.
En iyi çocuk ekibi bu dizide
‘Bizim Hikaye’nin çocuk oyuncuları gerçekten başarılı. Dizinin, altı önemli rolünde, küçükler var. Riskli bir durum ama işi aldılar, götürdüler. Proje tutuyorsa; Hazal Kaya, Burak Deniz, Reha Özcan’ın yanı sıra Yağızcan Konyalı (Rahmet), Nejat Uygur (Hikmet), Zeynep Selimoğlu (Kiraz), Alp Akar (Fikret),
Habertürk’te Didem Arslan Yılmaz’ın konuklarından biri, Ankara İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün’dü. Düzgün, “Ekonomilerinin kayıt altına alınması, demokrasilerinin bu kabile yapısından kurtularak, tarikatlar, cemaatler gibi siyasal kültür geliştiren bağlardan kurtularak, demokratik ve şeffaf bir kültür geliştirmesi konusunda Türkiye’nin öğretici olmak gibi bir vebal borcu var” dedi. Yani ‘İslam ülkelerine bu konularda örnek olacağız’ demek istedi hocam. Bu gücün nereden geldiğini de, Türkiye’nin 90 yıllık seküler kültür ülkelerinde elde edilemeyen bir birikimi bize kazandırmasına bağladı. Hocamız, İslam kültürünün müthiş bir birikime, Selçuklu ve Osmanlı üzerinden sahip olduğumuzu da hatırlattı. Bunun bizde ‘soft bir güç’ yarattığını belirtti. Ne diyelim, inşallah bir gün farkına varırız hocam.
ANKET ŞİRKETİ SAHİPLERİ NE KONUŞUR?
CNN Türk’te sevgili Ahu Özyurt’un konukları Hakan Bayrakçı, Soner Aras ve İbrahim Uslu’ydu. Bir de Gülfem Saydan Sanver vardı. Üç anket şirketi sahibi ve bir de yine ‘Türkiye’deki Seçim Kampanyaları ve Siyasi Partilerin Karşılaştırmalı Seçim Stratejileri’ üzerine doktorasını yapmış, bu konuların uzmanı bir isim. Konuşulan
Haftanın ilk günü, ekranda yaşanan dizi savaşları artık bir klasik oldu. Geçtiğimiz pazartesi saat 21.15’te Show TV, Star TV ve Kanal D reklama girdi.
Aynı şekilde 22.30’da ikinci bir kuşak reklama da birlikte girdiler. Sektörde
bu işe, ‘reklam çarpması’ diyorlarmış.
Star TV’de ‘Söz’, Show TV’de ‘Çukur’, Kanal D’de ‘Siyah Beyaz Aşk’ kapışması vardı.
Eğer üç kanalın işi, reyting anlamında değerliyse, birbirine izleyici kaptırmamak adına aynı anda reklama giriliyor. Bir yerde, rakibi ciddiye almanın da karşılığı oluyor.
Bazen, Show TV’yle Star TV’nin aralarında böyle bir rekabete giriştikleri söyleniyor. ATV ve FOX, bu savaşın dışında kalıyor. TRT ise, böyle bir rekabetin içine hiç girmiyor.
BÖYLE DE GİYİNİLMEZ Kİ!
Fox’un filmlerini bilmem de, dizileri hiç fena gitmiyor. Pazartesi ve çarşamba film yayınlıyorlar. Bu durumda, dört dizinin iyi iş yapması lazım. ‘Şevkat Yerimdar’ın AB’si hariç, FOX dizileri, genelde o meşhur yüzde 5 izlenmenin üzerinde. ‘Kadın’ total izleyicide 1’inci, AB’de üçüncü. ‘Bizim Hikaye’de de benzer durum var. ‘Kalbimdeki Deniz’ de hiç fena değil; üçüncü oluyor. ‘Savaşçı’ her iki kategoride birinci. ‘Şevkat Yerimdar’ totalde üçüncü görünüyor. Peki film seçimi doğru mu? Duruma göre değişiyor. ‘Çalgı Çengi İkimiz’ pek ilgi görmezken, ‘İkinci Şans’ AB’de altıncılığı almış.
Seri, iş yapar mı?
Geçtiğimiz temmuzda ‘Badem
Şekeri’ yayınlandı ve izleyici beğendi.
Yaz dönemi izlenme oranları düşüktür ama izlendi. İkincisi, epey altlarda kaldı. Hele üçüncü ‘Badem Şekeri’, 25’inciliği gördü. Bu akşam ‘Badem Şekeri 4’ ekrana gelecek. Ortalaması, ilk filmden sonra yüzde 2 olan serinin sonuncusu ne olabilir?
‘BABALAR VE OĞULLAR’ ÜZERİNE...
Tesadüf, ‘Douglas Ailesi’nin filmini D-Smart’ta izledim. 2003 yapımı... Kirk, Michael, Diana Douglas ve torun Cameron Douglas... Bu filmi çektiklerinde Kirk Douglas 87, Diana Douglas 80, Michael Douglas 59 yaşında... Bizde bir tane bu yaş
‘Altın Kelebek Ödülleri’ (özellikle böyle yazıyorum, yeni halini sevmiyorum) Kanal D’de başladı, kardeş kanal Teve2’de bitti. Böylesi işler bizde olur. “Napalım dizi başlıyor. Cem Yılmaz espri yaptı, Tarkan da çıktı şarkı söyledi, işin kaymak tarafını yayınladık” mesajı mı?
Türkiye’nin eğlence dünyası adına verilen en uzun soluklu, en ‘prestijli’ ödül töreni. Böyle önemli bir ödül törenini Kanal D senede bir kere yayınlasa ne olur? Tarkan şarkısına kadar ödül alanları izledik. Peki daha sonra ödül alanlar ne oldu? ‘Kardeş kanalda’ kaynadı gitti. Hangi seyirci “Aman döneyim de izleyeyim” der? Cem Davran tek başına ağırlığını fena halde koydu sunuculuk tarafına... Ayça Ayşin Turan’ın bu ‘sahne tecrübesi’ karşısında yapacağı tek şey vardı; ikinci sunucu olarak ayakta durmak.
Ekran Tarkan’ı özledi
EV ahalisi bir şarkı da olsa Tarkan’ı canlı yayında görünce pek bir heyecanlandı ve “Özlemişiz onu ekranda izlemeyi” dedi. Ben de merak edip Tarkan’ın en son çıktığı 2016 yılbaşı gecesi reyting durumuna baktım. Total izleyicide büyük orkestrayla çekilen konser, 10’uncu olmuş. AB’de büyük ilgi görmüş ve üçüncü olmuş. ‘Vefa’ albümünü seslendirmişti o gece. Yani ekrandaki ilgi, Tarkan’ın
TV8’de yayınlanan ‘Boxun Yıldızları’ programı, aniden bitti. Üçüncü bölümdeki tehlikeli oyun, şans eseri ucuz atlatıldı. Bu işten anlayanlar, özellikle üçüncü bölümdeki Sami Levi ve Bülent Çetinaslan maçını örnek gösteriyor. Ekşi Sözlük’te, programla ilgili boks sporuyla yakından ilgilenen bir yorumcu, “Bülent’in yumruğu çok güçlü değil. Ama bilinçsiz olarak saldıran Sami, bundan daha fazla etkileniyor. Çenesinin üzerine isabet eden yumruk sonrası, ani darbeye bağlı olarak bayılıyor” yazmış. Nakavt sonrası ortalık karışmış. Panik havası, ringin üzerinde bağırış çağırış... Yorum yapan Bilgehan Demir, “Bunlar boksta olabilir, nakavt var” diyor. Olabilir de, bu kardeşler profesyonel boksör mü? Kendisi de durumdan rahatsız ama çaktırmıyor! Bu arada bir diğer eleştiri de, “Kasksız nasıl oynatırlar?” şeklindeydi. Bu tür bayılmalar, beynin kendini savunma mekanizması sonucu olduğundan, basit bir şekilde atlatılabildiği gibi, ciddi sonuçlar da doğurabilir. Hakemler, profesyonel. Maça bu gözle bakıyor. Gelen bir diğer eleştiri ise,
“İlk yumrukta hakemin duruma bakması gerekir. Profesyonel maç değil. Ama öyle olmadı” şeklinde. RTÜK’ün gözünden kaçmış. Eh biraz sakatlanma, biraz baygınlık,
‘İstanbul’lu Gelin’de, Faruk, Süreyya’yı çapkın avukat Can’dan kıskanıyor. Süreyya, “Adam bana bir şey hissetmiyormuş, yanıldın. Ne o zaman bu kıskançlığın sebebi?” deyince ev ahalisi, “Söylenecek laf mı? Benim sana böyle dediğimi düşünsene!” dedi.
‘Kızlarım İçin’...
‘Kızlarım İçin’ dizisinde Yaşar, (Fikret Kuşkan) “Ben diğer yüzde 99’danım. Zenginliği ele geçirmiş olan yüzde 1’in karşısındaki, o yoksul yüzde 99. Bu hayattan çok şey istemedim. Başımı sokacak bir ev ve karakterli bir eş” diyordu. Karısı aldatmış, kızı annesini evde yakalamış ve sonra öldürmüştü. Yaşar da cinayeti üstlenmişti. Hep böyledir. Hayattan fazla bir şey istemiyoruz hikayesi. Ya bir dirensin senaryo, bir isyan etsin... Bak taşeron bile kadrolu oluyor artık.
Zonk diye bir cümle!
‘Ufak Tefek Cinayetler’de Oya soruyor: “Edip aklımızdan geçen şeylerden sorumlu muyuz?” Edip’in yanıtı: “Bizi biz yapan düşüncelerimizdir. Bize kim olduğumuzu gösterir.” Rüya deriz aslında bunlara, sabah kalktığımızda yüzümüzü yıkadıktan sonra, unuturuz.
Göksel Arsoy kitap tanıttı
‘Altın Çocuk’, Göksel Arsoy’un hayatını anlattığı kitabı. Arsoy, KRT kanalında ‘Anı Defteri’nde kitaptan bahsediyordu. Tavsiye etti, “Aşk da var, dedikodu da” d