61 yıllık Eurovision tarihinde bir ilk yaşanıyor. Romanya 2016 Eurovision yarışmasında ‘parasızlıktan’ temsil edilmeyecek. Romanya Devlet Televizyonu TVR yarışmayı yayınlayacak olan EBU’ya (Avrupa Yayın Birliği) sekiz yıldır para ödemiyor. Borç 10 milyon euro’yu bulmuş. EBU, bu ülkeye bütün yayın hizmetlerini kesmiş. Hükümetin de “Valla benden para isteme” dediği söyleniyor.
Bu durumda RTV’nin 2018 Dünya Kupası eleme maçları kapsamında Romanya’nın
oynayacağı maçları yayınlaması da suya düşmüş oluyor! Yaşasın kapitalizm!
‘EN FARKLI BENİM’
Fatih Portakal ‘üstü açık’ bir şekilde söyledi: “Diğerlerinden farklı olduğumuzu düşünüyorum.”
İzlenme oranları bunu gösteriyor. İçeriklerde bu oranda ‘haber yorum’ yapabilen başka haber bülteni yok. Aldığım duyumlara göre Ankara, Portakal’ı “Bakalım yine ne diyor?” diye izliyormuş. “Haberleri özgürce sunduğumu düşünüyorum” diye de ekledi bu arada!
YİNE ‘SÜT KARDEŞLER’
‘Bizimkiler’ dizisi 13 yıl ekrandaydı. Kanal D’de ‘Renkli Sayfalar’a konuk oldu Uğurtan Sayıner. (Cemil) “Sepeti sallandırmak zor oldu mu?” sorusu dizinin bir sırrını da ortaya çıkardı. Uğurtan Bey’in yükseklik korkusu olduğu için önce dördüncü katta başlayan çekimler daha sonra birinci katta devam etmiş. “Birinci kata indik. Kamera açıları değişti. Ben dördüncü kattaymışım gibi oldu” dedi. 13 yıl biz Cemil’i aslında birinci katta izlemişiz.
YİNE BİR OSMANLI POLİSİYESİ EKRANDA
‘Saruhan’ ile açılışı yapacak yarın ‘TRT Ev Sineması.’ Komedi, dram, fantastik ve benzeri 12 farklı türde 33 senaryo yapıma uygun bulunmuş. TRT’de ‘Saruhan’ın başrol oyuncusu İlker Kızmaz (Selim) ilk bilgileri paylaştı.
“Senaristimiz Ramazan Ekmekçi ‘ben bu diziyi Türk polisiyesi yazılmıyor diyen arkadaşlara tepki olarak yazdım’ dedi.” ‘Filinta’ ile yola çıkan ‘bir Osmanlı polisiyesi’ devamı gibi ilk bakışta. Ahmet Ümit bakalım ne diyecek bu söze?
ZEKİ DEMİRKUBUZ İLE ÇALIŞMAK
‘Kor’ filmi vizyonda. Ekranda bazı filmlerin oyuncuları ‘şov’ programlarında ekip halinde ağırlanıyor, bazı filmlerin oyuncuları ise ‘sanat programlarına’ konuk oluyor. ‘Kor’ ikinci kategoride. Nitekim NTV’nin ‘Gece Gündüz’ündeydi
‘Ekranda uzman istilası’ diye bir yazı dikkatimi çekti Le Monde ‘Telerama’da (A La tele l’ Invasion des experts). 2015 yılında Fransa’da 600 konuşmacı, değişik haber kanalları ve haber bültenleri vs. çıkmışlar ekrana. Yazı, bir ‘televizyon uzmanı’ prototipi çıkarmış.
Telefon başında olurlar!
Haber kanalları için ‘uzman’dan çok, ulaşılabilmek önemli. Hatta yazıda şöyle bir tespit var; “İlk telefonu açan kazanıyor.” Yani o artık bir ‘televizyon uzmanı’. Her olayda aranılacak isim. Kendisi de bunu bilerek yaşam tarzını değiştiriyor! Ekrandaki uzman konuyu bilme ötesinde konuşma yeteneğinin öne çıkmasıyla da vücut buluyor.
Emekli istihbaratçılar
Benim de en çok merak ettiğim konulardan biri; bizde haber kanallarında çok istihbaratçı görülmez. Bir rahmetli Mahir Kaynak çağrılırdı. Bir de MİT eski müsteşar yardımcısı Cevat Öneş. O da arada bir görülür. Yazıda eski istihbaratçıların ekrana çıkmasıyla ilgili ilginç bir tespit yer almış. “Eski istihbaratçı yeni bilgilere ulaşabilir mi? Akif olarak çalışan ekrana çıkmaz. İstihbaratçılar bilir gerçek anlamda çalışan kendini açıklamaz.” Son zamanlarda Sabri Uzun çok çıkar oldu ekrana.
Bir de Hanefi Avcı vardır. Eh onlar da artık ‘emekli’
Ahmet Çakar ‘Derin Futbol’da, “Futbol, stand - up komedi arası bir şey yapıyoruz” dedi. Doğru bir tarifti.
Bir dizi teklifi
Nejat İşler sektöre geri döndü. Bir dizi bekleriz. Peki kiminle? İlker Kaleli ve Erdal Beşikçioğlu ile... Tuba Büyüküstün yeni imajıyla yer alabilir. Hemen bir yıl içinde değil tabii ki. Ama ekip nasıl? Ben lafı söylemiş olayım!
Acun Ilıcalı sürprizi
‘İlişki Durumu: Karışık’ dizisi final yaptı. Zamanı gelmişti. Arkasında ne bıraktı? Nurseli İdiz (Mediha) ile İsmail’in (Sezai Altekin) muhabbetleri ve Seren Şirince adında yetenekli bir oyuncu...
NURAN DEVRES’TEN İLGİNÇ ROMAN
Hürriyet’te 1999 yılında bir spot; “’Kara Melek’, ‘Marziye’ gibi dizilerin senaristi Nuran Devres satanistlerle ilgili roman yazıyor.” 17 yıl sonra kitap raflarında olan ‘Melek - i Tavus’; Mardin’den, İstanbul ve New York’a uzanan intikam ve sevgi
hikayesini anlatıyor. Kendisiyle yapılan
o söyleşide bu kitaptan bahsetmiş: “Osmanlıca’da Melek - i Tavus’tur şeytan. Simgesi tavus heykelidir. Yezidiler’le ilgili okuduklarımdan etkilenmiştim, birkaç yıl önce başladım.” Devres’in kitabı film
ya da dizi olur mu? ‘Entrikalar kraliçesi’ olarak bilinen ve dizilerimizin ihanet, entrika ve cinayet çerçevesini çizmiş bir isim. Kitap çok ses getirecek. Şu sıralar
entrikayı ithal eder olduk da!
ESRA EROL NE YAPACAK?
Trabzon’da, Fener maçında çizgi hakemini döven kardeş sadece bu programa konuştu. Adını özellikle yazmıyorum. Oturup izledim. Bir psikoloğa göstermekte fayda var. Deneyimli muhabir Devrim Zengi soruları sordu. Cevaplar nasıl bir ruh halinde olduğunu gösteriyordu.
Ya uyuşturucu ya futbol
Gencin dayısı da vardı sohbet sırasında. İlk gün de konuşmuştu.’Trabzon’da gençlerin iki eğlencesinden söz etti ‘Derin Futbol’da. “Ya uyuşturucu içecek, ya stada gidecek!” Gençlerin durumu böyle!
Cezalandırma duygusu üst düzey
“Trabzon, Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarları olsa, herkes sahada takımını desteklese, hak eden kazansa buna da tepki koyar mısın?” sorusuna gelen cevap: “Buna tepki koyanın asılması lazım. Hakemler düzelsin.”
Pişman ama yine vurur!
Genç, Devrim Zengi’nin ısrarı üzerine yaptığına pişmanlık duyduğunu belirtiyor. Zengi’nin, “Arkadan vurmuş oldun. Keşke öyle bir şey yapmasaydın” sözüne karşı gelen cevap; “Önü dönük olsa önden vururdum inanın bana.” Çizgi hakemi Volkan Bayarslan için, “Ekmeğini yediği Trabzon’a haksızlık yaptığını” söylerken hakemin maçta herhangi bir ters kararı olmadığını hatırlamamıştı. Çünkü önemli olan hakem dövmekti. “Bir daha yapmam da. Ama hani
Sürmene’de bir düğün salonundaki kayık şov faciasının kıyısından döndü. Salonun altı metre yükseklikteki balkonunda, balıkçı kayığıyla salona inen gelin ve damat yere iki metre kala alabora oldular. Ucuz atlatıldı.
İş yeri sahibi kardeşimiz; “Bizim kaderimizde bu yaşanacaktı. Kazasız belasız atlatıldı” dedi. İncelemede iş yerinin kusuru çıkmadı. ATV’de Cem Öğretir: “Bu açıklamalardan sonra şunu sormak lazım, kaza niye oldu?” diye sordu ve “Kazasız belasız atlatıldı
sözüne itirazım var” dedi. Bir diğer itiraz ise, “Damadın ve benim kaderim bu”sözüydü. “Peki ya gelininki, onun kaderi değil mi?” sorusuyla geldi!
ÇAĞLA MI KAZANDI, ARDA MI?
Çağla Büyükakçay teniste bugüne kadar görmediğimiz bir başarı elde etti. Haber bültenlerinde haberi yer aldı! Bültenlerde Arda Turan’ın da onu desteklediğinin altı çizildi ve final maçını izlediği kareler geldi. Arda’nın bu olağanüstü pazarlanmasında kim var çok merak ediyorum? Birazdan da reklamı başlayacak zaten!
Televizyon haberleri ülkelerin görüntü haritasıdır. Son dakika verilen ‘Kilis’e bomba düştü’ haberini “Yine mi düşmüş?” diye izlemekle, her gün tepene inmesini beklemek arasındaki farkın ortadan kaldırılması. Ne olmuş, vatandaş isyan etmiş, gösteri yasağı varmış vermişler gazı. Kime? Bombayı yiyen vatandaşa. Peki tek satır
var mı?
Kıyısından köşesinden. “Bomba düşmüş yine” diyecek kadar!
Haber kanallarında ne var? Gayet normal bir akış. Belgeseller, ‘Kelebek Etkisi’, 23 Nisan’ı anlamak... Şehit haberleri zaten rutine bağlamış, arada veriliyor. Ee hendeklerden HDP de rahatsız olduğunu açıkladı, milletvekili ekranda söylüyordu. İş bitti yani! Bilançoyu konuşuruz artık. Tam bunları izlerken günün futbol bombası düştü.
Trabzon’da seyirci sahaya indi hakeme saldırdı, tribünlerde anarşi! Oh yeni gündem düştü piyasaya.
Derin analizler başladı. “Trabzon’la Fener maçlarını ligden kaldıralım” diyenler mi, “Yine rezil olduk, bak gazeteler ne yazıyor?” diyenler mi? Saat 19.00’dan başlayıp, gece saat 00.00’a kadar televizyon kanallarını şöyle bir dolaşanların izlediği görüntülerden bir kolaj yapın bakalım nasıl bir Türkiye çıkıyor karşımıza?
“Bunlar düzelecek” hallerini çoktan