Fransa’nın Grasse kenti ve de ülkemizde HES’lere direnen Karadeniz yaylalarından muhteşem görüntüler izledik. Durul ve Taylan kardeşlerin kamerası hoş gezinti yaptırdı bizlere... Ev ahalisi “Dizi izlenir ama tüm yük Meryem Uzerli’nin (Selin) üstüne yıkılırsa ne kadar dayanabilir?” diye sordu Aziz (Uğur Polat) evinde masaya oturduğunda toplanan ekip; Mert (Burak Deniz), Hakan (Selim Bayraktar), Esra (Funda Eryiğit) ve Hümma (Seda Akman). Esra bu ekipte ‘ileride rolü ile ilgi çeker’ pırıltısı verdi. Mert yine yeniden ‘Kaçak’taki halinde, Hakan ‘Sümbül Ağa’ydı. Ben, Hümma (Seda Akman) karakterinden bir şeyler bekliyorum. Cüneyt (Deniz Celiloğlu) ilk bölümde ümit veren oyuncu profilini çizdi. Ekibin en az başroller kadar ağırlıklarını koymaları gerekiyor. Yani Selin, Kartal (Murat Yıldırım) ve Aziz’le gitmesi mümkün değil. İlk bölüm ekipten böyle bir sinyal alamadım.
‘Aşkları inandırıcı değil’
Ev ahalisi “Çok aşık oldular izlenimini vermediler” dedi. Dram dozu artınca, bakışlar kendini buldu, kıvama geldi. Uğur Polat iyi bir oyuncu. “Benden bunu yapmam isteniyor, paramı alıyorum” diyen bir tavır içinde. (Bakınız: ‘Ulan İstanbul’)
EVET ‘KÖRDÜĞÜM’
Yazılarıma kısa
TLC kanalı bir Discovery Communications’a ait kablo ve uydu televizyon kanalı. CNBC-e’yi satın aldılar ve yayındalar. Kanalda tüm gün alt yazılı Amerikan dizileri, belgesel ve programları yayınlanıyor. “Beklentisi ve amacı nedir Türkiye’de?” sorusunu Discovery CEEMEA (Ortadoğu Avrupa, Ortadoğu, Afrika Bölgesi) kanallardan sorumlu başkan yardımcısı Lee Hobbs’a sordum.
‘Alt yazı sorun değil’
“Herhangi bir ulusal kanalda bulunmayan kaliteli kurgu ve gerçeğe dayalı uluslararası bir içeriğe sahibiz” diyor Hobbs. Üst sosyo ekonomik sınıf insanı ve titiz tüketicilerden oluşan bir kitlenin ağırlıklı olarak kanalı izlediğini de belirtiyor. ‘Türk dizilerinden ve yarışma programlarından daha fazlasını arzulayan’ dediği bu kitlenin, programları orijinal hallerinde izlemeye sevdiğini de söylüyor Hobbs.
‘Bizim pastacı da seviliyor’
“Yerli kanallarda gündüz kuşağı yemek, evlendirme programı ağırlıklı geçer. “İzleyici Amerikan olanını tercih eder mi?” diye sorduğumda yanıt; “Mesela ‘Cake Boss’ dünya çapında sevilen bir program. Karakterlerin evrensel cazibelerinin olmasıyla ister İstanbul’da, ister New York’ta izleyici nerede yaşarsa yaşasın, kendinden bir şeyler buluyor.” Bizim ev
Ortalama bir saat süren dizilerin setlerini düşünemiyorum. Elçin Sangu’nun da ‘Kiralık Aşk’ çekimlerinden bitap düştüğü ve bunalıma girdiği haberleri çıktı. Sordum, doğruymuş. Şimdi biraz daha rahatlamış. Şu bir gerçek, bu setlerde adamın kafayı yememesi mümkün değil. Her bünye bir değil, gerçekten bu sömürü düzenine bir son verilmeli. Sonuçta unutmayalım, oyuncular da emekçi ve işçi sınıfının elemanlarıdır. Onların her daim Ortaköy’deki balıkçı lokantasında gezdiklerini de zannetmeyin!
Ne ‘hayır’mış!
Yapımcı Haluk Şirin “Bu ekip çok daha iyi olacak” dedi ‘İşte Benim Stilim 2016’nın yeni hali için. Mesela Neslihan Yargıcı önemli. Katılması işe bir ciddiyet katmış. Ev ahalisi, Hakan Akkaya’nın yorumlarını beğeniyor ve yerinde buluyor. Uğurkan Erez keza bu sektörün önemli bir ismi. Yeni bölüme ‘All Star’ demeleri de yarışmacıların podyumda yer alan, dizilerde oynayan, şarkı söyleyen isimlerden olması anlamına geliyor. Ama hani böyle ‘star’ değiller! Bol ‘Miss’ kartvizitli olanları da var. Bu vesileyle kendilerini tekrar hatırlatmak ve yeni kariyerlere doğru yol almak için güzel bir vesile. Eleştirmiyorum. Eğlence ve moda dünyası böyledir. Onlar da kurallara uyuyor ama uyarken dozu kaçırıyorlar. Giydikleri kıyafetlerin fiyatını duyan Hakan Akkaya, sonunda uyardı, sizi Etiler izlemiyor, Bağcılar da izliyor demeye getirdi!
Defile değil, altın günü
“Ne olur artık bir klip toplantısına ve defileye gitmeyin. Çünkü, bizi izleyen seyircilerimiz ev kadınları. Böyle giyinmek için albüm çıkarmaya başlayacaklar. Yeni doğum yaptı da mahallede 40 mevlütü var ona gidiyorum, altın günü var buna gidiyorum, kızlar toplandık çay bahçesine gidiyoruz olsun konseptiniz. Çok ‘creme de la creme’
Kanal D Ana Haber Bülteni bitmedi. Serdar Cebe, bir saat 15 dakika sonra “Kanal D Ana Haber Bülteni’nin sonuna geldik sayın seyirciler. Bizden hemen sonra ‘Manda Yuvası’ isimli Türk filmi var, sakın kaçırmayın” diyerek haberleri bitirdi.
Nasıl düşünmek lazım? Ne çok haber verdiler, filme zaman var, top çevirdiler, amma da uzun sürdü... İzlediğimiz haberler, kurmaca bir durum değil. Ölümler, savaşlar, hendekler ve çocuk müzesi hayata dair ne varsa izledik. “Dizi yayınlamıyorlar ondan uzattılar” diye de bir görüş oldu ev ahalisinde. Tüm bunları yan yana koyunca, haberin değeri ortaya çıkıyor. Bir dizi ya da bir film uzaklığında... O gün ekrana gelen görüntülerin gerçeği, kamera çektikten sonra günlerce ve aylarca devam ediyor. Biz ekran başında haberin uzunluğunu, kısalığını konuşuyoruz. Spiker “Bir saati aşan sürede sizlerle birlikte olduk kıymetini bilin” der gibi. Sonra pazarlama işine giriyor “Manda Yuvası filmini sakın kaçırmayın bizden ayrılmayın” mesajı. Ve ertesi gün saat 18.45’te buluşmak üzere ayrılıyor! Haberler ortalama bu saat diliminde yayınlanıyor. Hissettiklerim bunlardı anonsu duyduktan sonra...
Rekabet sonucu
Show TV, ‘Haber Önü’ diye bir olay başlattı.
CNN Türk’te Nevşin Mengü’nün konuğu uzman psikiyatrist Emre Konuk. Cep telefonuyla konuşurken suya düşen kız görüntüsünden hareketle cep telefonu bağımlılığını konuşuyorlar. Hocamız cep telefonunun ciddi bir sosyalleşme aracı olduğunu söylüyor. (düşen kız hariç!) “Genç erkeklerin ve genç kızların hayat becerilerinden biri, kız ve erkek tavlamaktır. (...) Kimi çeşme başında tavlıyor, kimi de diskoteğe, kahveye gidiyor. Şansın o kadar.”
Bu kadar önemli aslında cep telefonu!
PİLATES İLE FALCILAR
Ayşe Böhürler ile Alev Alatlı’nın Habetürk’teki ‘Kelebek Etkisi’ sohbetine denk geldim. Alev Alatlı, “Reiki ile pilatesin nereden geldiğine bakmak lazım bizde çok revaçta... Pilates hristiyanların işidir. New age hikayesi. Hristiyanlığı yenilir yutulur bir hale getirmek yani...” Ayşe Hanım bu işi ‘beyaz Türklerin’ yaptığını ima edince Alev Hanım; “Kendini muhafazakâr zannedenlerin ne işi var falcılarda, medyumlarda?” diyerek durumu eşitledi. N’oolacak şimdi pilates lastiği, pilates topu? N’oolacak Ebru Şallı?
“Kısa bir ara diyor adam hâlâ konuşuyor” dedi ev ahalisi. Sanırım bir reklam arası öncesi ve sonrasına denk geldik. Programın adı ‘Kısa Bir Ara’ (Habertürk) olunca izleyicide çağrışım, ‘Hâlâ bitmedi mi?’ oluyor. Televizyon lügatının yalanı olarak da bilinir. “Kısa bir aradan sonra buradayız” lafına inanıp beklenir, cipsle deterjan resmi geçidi... Bir türlü gelmez saatinde durağın altına sunucu. Burada tersi işliyor, “Kısa bir ara” diyerek 45 dakika konuşuluyor. Verilen sözün tutulmaması bilinçaltını böyle çalıştırıyor. Bu arada tespit, sunucumuz Seçil Sezgin, burnundan konuşuyor. Niye diye merak ettik!
TARİHLE SOBE OYUNU
Geçtiğimiz pazar CNN Türk’te ‘Sağım Solum Tarih’ programı ekrandaydı. ‘Önüm arkam, sağım solum sobe, saklanmayan ebe’ yani... Tarih programı, ilgi çekeceğiz diye böyle saklambaç oluyor! Ne Taha Bey (Taha Akyol) ne sevgili Altan abi (Altan Öymen) ne de Mehmet Ö. Alkan Bey’in aklına gelmemiştir diye düşündüm böyle bir algı operasyonuyla karşı karşıya kalacakları!
İzlerken adından dolayı aklımıza bu saklambaç oyunu geliyor. Tarih, çocukluğumuzun oyununa karışı veriyor ister istemez. Ya da tarihi saklarsan o bir gün seni sobeler gibi mi düşünmeliyiz?
Abartmıyorum efendim. Oturduk izledik. İlk temas önemlidir. ‘Yeter’ dizisinin yılbaşı gecesi gereksiz bir şekilde ilk bölümünün yayınlanması fark edilmesini geciktirdi. Tekrarında izledik. İlk soru tutar mı, tutmaz mı? Ben bu diziden kaç ‘pırıltılı oyunculuk’ çıkar cevabını aldım. Bir Yurdaer Okur çıktı bile mesela dizide psikopat cerrah koca Yekta rolünde.
Ekip iyi
Doğan Can Sarıkaya (Kaan) psikopat babanın baskısı, ona duyduğu nefretin aslında kendisinde tezahür ettiğini, izleyiciye başarıyla nakledebiliyor. Bakışları, ses tonu vs... Dizi tecrübesi var küçük oyuncunun. Ama bu rolle, bir derece daha atlayarak oyuncu kıvamında olduğunu ispatlıyor mesela. Selen Domaç (Filiz), Korel Cezayirli (Uras), Tolga Evren (Yılmaz), Osman Albayrak (Coşkun) ‘okullu’ oyuncular olarak eğitimin ne kadar önemli olduğunu (ses tonu, konuşma vs.) gösteriyorlar. Ayşin Yeşim Çapanoğlu (Handan), Tuğçe Kurşunoğlu (Ebru), Cansu Kurgun (Ada) kendi oyun sıraları geldiğinde sahnelerinin hakkını veriyorlar. Yani Koliba Film tüm rollerin hakkını verecek kapasitede bir ekip kurmuş. İş, senaryonun ilk bölüm de ki ‘merak edilen soruların cevaplarını hangi ölçüde dizinin içine dağıtacağı ve sürekliliği ne