TV8’de ekrana gelen ‘Böyle Çok Daha Güzelsin’in felsefesi, evin yatak odasında elbise dolabı teşhiri... Evin beyi hesapta eşini kendi istediği gibi giydirecek, bunun adı “Sevgili karıcığım böyle çok daha güzelsin” olacak. Erol Bey, “Ben sana üç çocuk verdim” diyen Yadigar Hanım’ın tüm dolabını indirdi. “Bu senin içini gösteriyor”, “Bu yaşta bunu mu giyiyorsun?” cümleleri havada uçuyor. Hani hayatında ilk defa görüyor o elbiseleri? “Yadigar o kadar kokoş ki onu yaşına uygun hale getireceğim”... Kendi halinde bir apartman dairesinde otururken şöhret uğruna bu hallere düşmenin nedenini bilemedik ev ahalisi olarak. İzliyoruz ama bu gerçeği de söylemeden edemiyoruz.
Neden bu programlar izleniyor?
Ev ahalisinin kökleri Manisa, Selendi ilçesinden... “Kışın iş yok, bütün kadınlar evde televizyon başında, erkekler de kahvehanede” dediler. “Yazın biraz bahçeye gidiyorlar tüm kış otur evde” Eskiden nasılmış? “Eskiden tütün ekerdik. Kota geldi, yerine de bir şey koymadılar böyle olunca kışları köylünün, yapacak işi yok.” Kadınlar toplanıp evlerde benzer ne program varsa izleyerek, günü geçiriyormuş. Sadece bir örnek Selendi. Denekler de bu kitlenin tekelinde. Böyle olunca televizyon
Bursa - Amedspor maçını anlatan Gökhan Telkenar ile konuştum. Taraflı maç anlattı eleştirileri gelmişti. Özellikle Amedspor’dan “Onlar” diye söz etmesi eleştirilerin merkezi olmuştu. Sözü kendisine bıraktım.
Neden onlar dedi?
“Amedspor’lu futbolculara ‘onlar’ dedim. Bu anlatıma zenginlik katar ve çok önemli bir sıfattır. Her maçımda bu kelimeyi kullanırım hem de ısrarla. Benim kelime haznemde ve anlatımımda onlar, maçı forse eden, yönlendiren, kazanan, tarih yazan ve olmayacak bir işe imza atan ya da herkesin beklentisinin aksini gerçekleştiren bir sıfattı.”
‘Irkçı değilim’
“Irkçılık, faşizm, ayrımcılık benim kelime haznemde ve dimağımda olan sözcükler olmadı, olmayacak da. İnanın hâlâ şoktayım… Bu kelimenin, bir kesimi yanlış anlayarak bu kadar rahatsız edeceğini de hiç düşünmemiştim. Bana göre tek hatam, Amedspor takımına 2’nci Lig Kırmızı Grup diyeceğime 3’ncü lig dedim ve bu hatayı da düzelttim. Yayıncılıkta hata, düzeltilmeyen yanlışlardır. Şu an ne diyeceğimi inanın bilmiyorum. Son söz: Sürç-ü lisan ettiysek af ola.”
CIA’NIN DEDİĞİ OLSAYDI!
‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ dizisi zaman zaman siyasi mesajlar iletiyor bizlere. Son bölümde istihbaratçı Davut, Ün
“Haberin sonuna geldik, şimdi ara vermeden ‘Güneşin Kızları’nın yeni bölümü başlayacak, sakın kaçırmayın diyelim” dedi Gözde Atasoy Kökçü Kanal D Ana Haber sonunda... Belirteyim, yeni bölüm de başlamadı, önce özetini verdiler!
Ekranın durumu bu; televizyon değil, dizivizyon... Her bölüm ortalama 130 dakika. Yedi gibi en geç yemek, haberlere bakmak (bakmak diyorum!), sonra izlenecek dizinin yeni bölümünü bekleme süresinde kısa bir gezinti ve yeni bölüm başladı. Meyveler, kuru yemişler eşliğinde ekran başına oturma saat 23.30 gibi dizi bitişi. Sonra biraz sağa ve sola bakmaca eh saat 24.00 olmuş, gece bitmiş. Ortalama izleyicinin akşam muhabbeti bu özetle...
Tartışma programı yok
Özel televizyonlarda ‘Siyaset Meydanı’ vardı. O zamanlar kızardık, şimdi mumla arar olduk. Tartışma ‘farklı görüşlerin’ iklimindeymiş meğer. Şimdi çok izlenen kanallar bu işi çoktaaan bıraktı. Haber kanallarının bol miktarda iktidar, az miktarda sözde muhalefet halinde aynı yüzleri izler olduk. Neyini izleyeceğim?
Aslında denekler oynadı
2000’li yıllar ülkemizin değişim yılları oldu. Kimi “karşı devrim” dedi, kimi de “Yeni Türkiye”. Ekran da payını aldı. Bugün ‘Yeditepe İstanbul’ ya da ‘Hatırla Sevgili’ çekilse,
“Tribünlerde gerginlik oluyor. Sebebini kestirmek çok güç. Bazı taraftarların Amedspor’lu olduğu iddia edilerek olabilir. Ama o gerginliği de vatandaşlarımız soğukkanlı olarak kendi içlerinde yatıştırırken, güvenlik güçleri tereddüt etmeden o noktaya müdahale edip olayların çok fazla büyümesine engel olarak olay çıkmasını engelliyorlar diyelim...” A Spor’da Bursaspor - Amed- spor maçını anlatan spikerin hali hem kendisinin hem de maçın özeti gibiydi. Ne demek istediği konusunda cümleleri kifayetsiz, aklı karışık ve ‘nereden beni bu maça verdiler?’ durumu vardı.
Gökhan Telkenar, hayat boyu unutamayacağı bir maç anlatımındaydı.
Bir maçın sadece ‘spor’ değil ‘siyaset’ olduğunu anlayamamanın faturasıydı belki. ‘Siyasi baskının’ cümlelere nasıl sirayet ettiğinin de belgesiydi.
Bursa’daki bir kısım taraftar için ‘ölüm kalım’ haliydi bu maç. Öyle olunca şehrin takımının oyuncuları baskı altında tel tel döküldüler.
Bu maç bir ‘Zafere Kaçış’ da değildi. Bu maç, emperyalizmin bir ülkeyi ne hale getirdiği ve o ülke halkının ne hallere düştüğünün göstergesiydi. İnternet ortamında ‘paylaşım’ sitelerinde yazılanları okuduktan sonra, başka söze gerek kalmıyordu.
PRİM VERECEKMİŞ
A
Bilgileri aldığım arkadaşım bu piyasanın en eskilerinden... Işığını ayarlamadığı, teknik ekip kurmadığı dizi kalmadı diyeyim... Ev ahalisiyle dizi izlerken dikkat ediyoruz vatandaş uyuyacak, oda gündüz gibi. Ormanda takip var gece yarısı fakat, orman ışıl ışıl... Dizi, senaryosu ve oyuncularının yanı sıra teknik başarısıyla anılmaz mı? ‘Hayır’ diyor arkadaş. Seyirci “Ne güzel ışığı var vayy mekanlara bak’’ diye izlemiyor. Bu bizim sektör içinde kendi aramızda konuşuluyor. Önemli olan konusu o ilgi çeksin yeter diyor. Örnek veriyor “Mesela ‘Kiralık Aşk’ düşük bütçeli ama sıcak bir iş”... Peki bir de “Teknik açıdan başarılı diziler hangisi?” diye sordum...
‘Gecenin Kraliçesi’ çok iyi
“Işık ve mekanlar muhteşem bir dizi” diye ilk sıraya koydu ‘Gecenin Kraliçesi’ni... ‘Diriliş Ertuğrul’ için “Özellikle karakterler çok iyi tasarlanmış ve giydirilmiş ışık ve çekim olarak çok iyi” dedi. Dikkatini çeken bir diğer yapım ‘Kördüğüm’ “Işık ve çekim olarak göze batıyor” dedi... ‘Poyraz Karayel’ için “Senaryosunun çok iyi olduğunu, başka bir örneği bulunmadığını, çok ince iğneleyici diyalogları var” diye söyledi...
KAMU SPOTU; BİR TİCARET Mİ?
Türk dizilerinden sonra Türk sağlık p
‘İşte Benim Stilim 2016’da jüri üyeleri Neslihan Yargıcı’dan kurtuluyorlar! Nurellaları geri geliyor! Diyorum çünkü hiç uyuşmadılar. Programda Sevil Uyar örneği çarpıcıydı. Sultanahmet’e gidiyorum diye sade giyinmiş. Yargıcı, “Pantolon, ceket ve saçların toplamışsın güzel. Gideceğin yere uygun” diye sekiz puan verdi. Hakan Akkaya, “Sultanahmet’e şık da gidebilirsin, böyle paspal gitmene gerek yok” diyerek altı puan verdi.
Ev ahalisi olarak Neslihan Hanım’ı her daim beğendik. Bundan böyle ‘avam’ kıyafetlerin dibine vururlar artık!
‘Arka Sokaklar’ın son bölümünde ekip, iş üstünde otele baskın yapacak.
Girişin karşısında seyyar kestaneciden vatandaş kestane alıyor. Hüsnü komiser ve arkadaşları geliyor.
Kestaneci, “Amirim içerideler amirim” diyor. Her kestanecinin önünden geçerken şüpheyle bakarım, bir de simitçiye!
Nur Yerlitaş’ın ayda 400 bin TL alacağı yazıldı. ‘İşte Benim Stilim 2016’ya tekrar dönen Nur Hanım, daha önce aldığı 200 bin TL aylık ücreti alacakmış. Yerlitaş’ın yarışmaya kendi isteğiyle katıldığı söylendi. Yapım şirketinin izlenme oranı düşünce Nur Yerlitaş’a döndüğü ve istediği parayı verdiği yazılmıştı. Ne olursa olsun bize bu para da ‘muhteşem’ geliyor! ‘Eğlence sektörü, kapitalist sistemde yüksek paraların konuşulduğu sektördür. Ama kapitalist ülkelerin doktorları, öğretmenleri, memurları ve işçilerinin maaşları onların sinemaya, konsere daha çok gitmelerini sağlayacak seviyede tutulur. Yani eğlence sektörünün tüketicileridir. ‘Asgari ücretin 1300 TL olsun mu olmasın mı?’ diye tartışıldığı bir ülkede aylık 200 bin TL’ye moda programı sunmak, muhteşem olmalı!
YENİ DİZİ EYLÜL AYINDA
‘İftarlık Gazoz’ sevgili Yüksel Aksu’nun filmi. Arka arkaya Cem Yılmaz’ı filmlerde görüyoruz. Hani dumanı tütmeden yeni film. Ciber Kemal rolünde. Olsun, oynasın hem Yüksel Aksu’nun hali bir başkadır. CNN Türk’te ‘Afiş’ programında rolü soruldu. “Ben kusurlu karakterlerden hoşlanıyorum. Biraz böyle kusuru artırdık, (filmindeki rolünde) eksiklerini falan. Eksik olunca tuhaftır, film
CNN Türk’te Mesut Yar ‘Acı Aşk’ oyuncularını konuk etmiş. Hüseyin Avni Danyal olaya parmak bastı. TRT 1’de ‘Zengin Kız Fakir Oğlan’ eski bölümleri yayınlanıyor. Yetmiyor, Beyaz TV daha eski bölümleri aldı. Danyal’ı ‘Kemal Bey’ olarak izliyoruz her gün. Yeni karakteri Ferman Bey olarak karşımıza çıktığı akşam durum şöyle oluyor; gündüz Kemal Bey, akşam Ferman Bey... Oyuncuların tekrar dizilerden ‘telif hakları’ yok. Kanal, etinden, sütünden yararlanıyor yapımcı da yararlanıyor, oyuncu avucunu yalıyor! “Telif ahh telif” dedi Hüseyin Avni Danyal...
‘PARAMPARÇA’ REZİDANS!
‘Paramparça’ dizisinde Ahu Yağtu’nun bir süre yaşadığı ‘rezidans’ Bağdat Caddesi’nde yükseliyormuş. Konuyla ilgili bir basın bülteni gözüme çarptı.
350 metrekarelik dört geniş odası ve teraslı bir salonu varmış. Çekimi yapılan evin içinde kullanılan duvar kağıtları, dünyaca ünlü sanatçılar tarafından elle boyanılan bir markanın adını taşıyor.