İzzet Çapa, Nazlı Ilıcak’ın ‘Pazar Gezmesi’ne konuktu. Hoş sohbet bir program. Nazlı Hanım kısa sorular soruyor, konuğunu sık boğaz etmiyor.
Biz izleyenler için akıp giden bir program sunuyor. İzzet Bey’le de oldu. Babası Çapamarka’nın sahibi Bedii Çapa. Benim kuşak, bu markanın çorbasından ve sahlebinden tatmıştır. İlk hazır çorbayı yapan markadır.
Çorbanın hikayesini İzzet Çapa anlattı. “Annem (Gürnar Hanım) çok güzel bir kadındı. Filiz Akın diye yolda çevriliyor. Annemin en sevdiği şey ezogelin çorbası. O yıllarda kebapçılarda içiliyor. Her gittiklerinde babam çıldırıyor, bakışlar annemin üzerinde diye... Babam “Ben bu çorbayı hazır şekilde yapayım da Gürnar’ı sokağa çıkarmayayım” demiş...
Sonrası ‘patladı gitti’ olmuş. Bu vesileyle biz de hazır çorbayla tanışmış olduk!
BÖYLE DE BİR ÜLKE
Haber kanallarında alt yazı geçiyor “Kara kutu zarar gördüğü için bilgilere ulaşılamadı.” Düşen Rus uçağının kara kutusu. Putin şov yapmış, canlı yayında içini açtırıp kamuoyu önünde bakmışlardı! Çipler yanmış bir numara çıkmamış. Biz bunları dinlerken geçtiğimiz cumartesi akşamı Halk TV’de emekli Tümgeneral Atilla Özler (Balyoz’dan tutuklanmasa Hava Kuvvetleri Komutanı olabilirdi!) “Savaş uçaklarında kara kutu olmaz, FDR (Flight Data Recorder) vardır. Jet uçaklarında uçağın konumunu belirler. Uçağın hangi konumda düştüğünü görürüz” dedi. Sonra baktım kanallara “Böyle bir kara kutu yoktur” diyene rastlamadım!
OLAY ÇIKARTANI ATACAKSIN
Zuhal Topal’ın evlendirme programı, başladığı günden bugüne izlenme oranı olarak büyük yol katetti. Bunun için ‘ne gerekiyorsa’ yaptılar. ‘Reytingi bol isimleri’ bir araya getirdiler. Gündem yaratacak hikayeleri ardı ardına sıralamasını bildiler. Yaparken de bir ‘canavar’ çıkardılar. Dikkat çekecek boyutta bir stres hakim oldu programa. Sürekli bir ‘bipleme’ durumu var. Sanırım bu biraz da ilgi çekmek için. Bir de kavga, programın vazgeçilmezi olmaya başladı. Ben iki defa denk geldim. Daha da fazlası olabilir. Anlaşılan kavga ve stres
Show TV’nin yeni dizisi ‘Acı Aşk’ı ev ahalisi sayısı artmış bir şekilde izledik. “Yahu bu kız çocuğu oğlanı ne zaman bu kadar tanıdı da yatağa girdiler?” diyor ev ahalisi. Senaryo uzatmıyor lafı, kestirmeden anlatıyor. Yer, zaman ve mekan yok... Bizim hanım; “Melek (Sezgin Sena Akay) pasaportu ne zaman aldı?” diye soruyor. Alır efendim, alır. O senin benim gibi ‘normal’ vatandaş değil. Çiçek Pasajı’nda oda orkestrası kıvamında keman da çalıyor mesela. Yok öyle bir gerçeklik ama bu senaryo işte, kabul edeceksin.
Aradan tüm ‘mantık silsilesini’ çıkardığınızda ise ‘Acı Aşk’ öyle fena gelmiyor.
Ne yağmur yağdı
Şöyle bir oyuncu hallerine bakalım; Seçkin Özdemir (Bulut) “Nedir benim işim, kimi oynayacağım?” demiş ve gereğini yapıyor. Selin Şekerci (Sude) psikopat hatunu olması gerektiği gibi yansıtıyor. Bu arada ilk bölüm hayli suluydu. Bol bol yağmur yağdı. Senaryo, romantizmin dibine vurdu yani...
Yeri gelmişken devam edelim; dizi konunun gidişatı itibarıyla ev ahalisinin ilgisini çekti. Umarım, ‘diğerleri gibi’ bir kenara atmazlar. Yeni oyuncak sahibi çocuk hali olmaz diye düşünüyorum!
Best ve Miss kanalı
‘Acı Aşk’ta 2012 ‘Best Model’i Sezgin Sena Akay var. Nasıl mı
‘Başkanın Adamları’ (Wag the Dog) bir Robert de Niro ve Dustin Hoffman filmi. Ev ahalisiyle “Hadi film izleyelim” dedik, şansımıza Digiturk film deposundan bunu seçtik. Başkanlık seçimlerine çok az kalmıştır. Başkan bir taciz olayıyla karşı karşıya kalmış ve oyları hızla düşmeye başlamıştır. Çözüm deneyimli danışman Conrad Brean (Robert de Niro) Beyaz Saray’a çağrılır.
Arnavutluk ile kurgusal bir savaş senaryosu yazar. Durum sahneye Hollywood’un ünlü yapımcısı Stanley Mots’u (Dustin Hoffmann) koyacaktır. Kamuoyu bu ikilinin senaryosuna inanmıştır ve oylar yavaş yavaş başkana doğru kayar. Araya CIA girer, bunun yalan olduğunu söyler. Ekip bu sefer başka bir formül bulur, Arnavutlar’ın eline düşmüş bir çavuş Willan hikayesi uydururlar. Aralarındaki farkın oranı yüzde 11 iken (muhalefet ile) birden yüzde 86 ile başkanın lehine döner. Geniş özet bu.
İzlemek var izlemek var
Hep yaşadığımız şu 10 yılın halinden örnekler eşliğinde izledik diyeyim. ‘Manipülasyonlar’, ‘algı yönetimi’, ‘yeni düşmanlar yaratmak’, ‘oy oranları’, ‘suikastlar’, ‘komplolar’, ‘dijital veriler’, ‘dinlemeler’, ‘montajlar’ ve ‘savaş görüntüleri’... Hele şu Suriye meselesinin hikayesi... Filmi
‘Paramparça’ dizisinde ortalama 15 dakika görülür Nurgül Yeşilçay. İyi bir kadronun görevini yapan elemanıdır ama star değildir. Ayrılsa ne olur? Bir şey olmaz. Selçuk Galatasaray’dan ayrılsa bir şey olmayacağı gibi bir durum!
Canlı yayın ‘biip’ rekoru
Dizi bir tüketim ürünü... Etkili bir tüketim ürünü. CNN Türk’te bu konuyla ilgili geniş bir haber çalışması yapmışlar. Kendisi para kazandırıyor bir de yan sektörler var ki artık ucu bucağı yok. Turizmden başlayıp pırlantaya, oradan çerez tabağına kadar uzanan... Hatta şu sıralar pek bir ihtiyacımız olan ‘dış ilişkiler’ konusunda bile..
“Anadolu’da Hıristiyanlığın doğduğu topraklar olduğunu öğrenen Arjantinliler, din kültürü turlarına Roma’nın yanında
İstanbul ve Kapadokya’yı da eklediler.” Haberde böyle bir yorum vardı. Türkiye - Arjantin İş Konseyi Yürütmü Kurulu toplantısında ülkenin büyükelçisi, “Sizin dizileri izlerken kendimizi bulduk” diyordu. Turist sayısında yüzde 100 artış olmuş TÜRSAB başkanı söylüyordu ekranda. Rakamda 75 bin daha!
İSPANYOLCA DEYİM OLDU
‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ dizisinin İspanyolcası ‘Que Culpa Tiene’ sokaktaki vatadaşın dilinde bir deyim halini almış. Şili’de bir lokantaya gittiğinizde, ‘Türküm’ dediğinizde bundan böyle ilgi ve alaka üst düzeyde oluyormuş. Tabii ‘Binbir Gece’nin de etkisi var.
ŞEHRAZAT BARIŞ ELÇİSİ OLABİLİR!
Fransız RTÜK’ü CSA bir araştırma yapmış. 17 kanalda 1100 saat süren 1600 programı iki fraklı tarihte bir hafta izlemiş. Şöyle bir sonuca varmış; ekranda kadın oranı erkeklerin çok altında; yüzde 37. Dizi, yarışma, haber programlarında ise bu oran yüzde 39...
RTÜK’e sordum “Böyle bir araştırmaları var mı?” diye, yokmuş... Ben de kendi çabamla el yordamıyla bazı sonuçlara varan küçük bir yoklama çektim. Çok izlenen kanalların ve haber kanallarının programlarının sunucularının kadın oranını bulmaya çalıştım. Hani bir ipucu verir niyetine...
Haber kanallarında kadının adı var
Haber kanallarında oranlar hiç de fena değil. Haber program sayısı konusunda Interpress ajansından yardım aldım. Bir de kendim her bir kanalın program isimlerinin listesini çıkardım. Hata payı mutlaka vardır. Ama bir fikir vermesi açısından önemli...
Yedi haber kanalındaki yaptığım hesaplara göre program ve haber spikeri sayısında yaklaşık yüzde 42 - 43’lük bir oranla kadın temsili söz konusu. En çok kadın sunucu olan haber kanalı NTV görülüyor. (yüzde 71 civarında).TGRT’de de yine benim hesaplarıma göre yüzde 50’ye yakın bir kadın sunucu durumu var. Yine Kanal 24’te kadın sunucular epey etkin (yüzde
Prof.Dr. Aziz Sancar’ın nobel aldığı ödül töreni ekrana nasıl geldi? Sanki ilgi yok gibi bir his vardı. Sonra Orhan Pamuk’ta durum nasıldı diye merak ettim. İki Nobel Ödülü alan ismin ödül törenlerinin ekranda nasıl yer aldığına baktım. Aziz Sancar’ın nobel aldığı ödül töreni 12 kanalda bölüm bölüm ekrana gelmiş. Haber arasında Sancar’ın ödül aldığı anı yakalanıp, ekrana getirilmiş. Orhan Pamuk bu konuda ‘şansız’ diyelim. 2006 yılında edebiyat dalında nobeli kazanan yazarımızın bu anını, beş kanal vermiş ! (Kaynak: Interpress Medya Takip Merkezi)
SÜRPRİZ BİR SIRALAMA
TV Arşivi sitesi ayda 1.5 milyon kişi tarafından ziyaret ediliyor. Bilgilerini paylaşıyor bu site. Sanal ortamın verileri de önem kazanmaya başladı. Ne kadar ziyaretçinin ne kadar tıkladığının bir dökümü diyelim. Enteresan durumlar var. Kasım ayı en çok izlenen kadın programları sıralamasında Flash TV’nin ‘Ne Çıkarsa Bahtıma’ programı dördüncü sırada. Bin 575 kişi tarafından 24 bin 205 kez izlenmiş. Çok izlenen kanalların kadın programlarını solladığı için önemli. Bir uyarı işareti de Star ile Kanal D’ye. En çok izlenen haber bülteni sıralamasında ATV, Fox ve Show TV ilk üç sırada. İlk beşte yoklar.
Kim var? Flash