Kanal D’de ekrana gelen ‘Güneşi Beklerken’ tartışmasız bu sezonun en iyi iş yapan dizilerinden. Son bölümü izlerken deyim yerindeyse ‘reklam manyağı’ oldum.
Çok reklam alındığından değil. Reklamın ne zaman, nereden, ne şekilde çıkacağını bilememek üzerine bir yöntem oluşturmuşlar (kanal, reklamcılar).
ÖZET BİTTİ, HANİ YENİ BÖLÜM?
Malum, her diziden önce bir bölüm uzunluğunda özet oluyor. ‘Güneşi Beklerken’ saat 20.00’de başladı, özet 45 dakika sürdü. Ardından 49 saniyelik reklama girildi.
‘Yeni bölüm başlıyor’ anonsunun ardından jenerik 3 dakika sürdü. 20.44’te reklama gidildi. Saat 20.58 gibi nihayet yeni bölüm başladı.
Aslında ne oldu?
İki dizi aynı saat diliminde yayınlanıyor. Birbirlerine rakip. ‘Fatih Harbiye’ ve ‘Bugünün Saraylısı’. Baştan söyleyeyim bu bir tesadüf. Aynı anda iki dizi arasında gezerken olan bir durum. ‘Bugünün Saraylısı’nda Fatih ile Süreyya çay içip ‘aşklarını’ konuşuyorlar. Süreyya Fatih’i kendine aşık etmek için nasıl uğraştığını anlatıyor. Fatih geçmişteki bazı olayların yanlış anlaşıldığını anlatıyor sonra çiftimiz ayağa kalkıyor ve birbirlerine sarılıyor. Süreyya’nın göz yaşları sular seller olmuş akıyor. Saat 22.02... Elim birden ‘Fatih Harbiye’ dizisine gitti. Macit ile Neriman dizinin ‘aşk teması’. Neriman umutsuz. “Eminim onlar sana ‘Sen nasıl istersen’ dememişlerdir. (Macit’e söylüyor) bana da demiyecekler. Napcaz (aynen böyle söylüyor) Macit?” Macit de “Aşkla. Her zaman yaptığımız gibi” diyor ve sarılıyorlar... Saat 22.04... Dönüyorum ATV’ye hâlâ sarılıyor Fatih ile Süreyya. Her iki sahne tesadüf denize nazır mekanlarda çekilmiş.
CAZCI BUZLANDI
Habertürk’te caz günleri başlıyor temalı bir bölüm. Geçtiğimiz çarşamba ‘Güne Bakış’ta 30 Nisan’da başlayan
‘Uluslararası Caz Günleri’ hatırlanıyor. Güzel ve hoş. Dilek Sert Erdoğan söylüyor gitarda Bora Çeliker. Konukların
Bu yılki farklı 1 Mayıs kutlamaları kanalları da böldü. Şöyle ki...
Ulusal Kanal, İşçi Partisi’nin katıldığı Kadıköy mitingini verdi gün boyu. Baktım Ülke TV, Kayseri’deki Hak-İş mitingini yayınladı. A Haber ile TGRT ise Diyarbakır’daki Memur-Sen mitingini ekrana getirdi.
Ankara ve İstanbul’daki gazlı, plastik mermili durumları ise gün boyu Halk TV verdi.
ROMATİZMA GİBİ KATLİAMLAR
A Haber’i izlerken baştıktaki kelimeleri not almışım. Fonda bomboş Taksim Meydanı, Avni Özgürel’i dinledim, “1 Mayıs 1977 gibi, K.Maraş gibi, Sivas gibi hadiseler romatizma gibi. Rutubeti görünce tekrar nüksediyor, ağrımaya sızlamaya başlıyor” dedi...
“Ama hatırlanmalı” diyerek, ekledi:
Show TV Ana Haber Bülteni'nde manşet; “O bile aldatıldıktan sonra.” Eşi Marko Jaric, Adriana Lima'yı aldatmış!
Haber, Brezilyalı top modelin sere serpe görüntüleri eşliğinde verildi. Boşuna "Aldatıldım" diye üzülmeyin hanımlar. Adriana'ya bakıp durumunuza şükredin.
Seri cinayet var çözecek polis yok
"İlk cinayetini Fransa'da işledi. Anne-babasını öldürdü. Karısı 9 yıldır kayıp..."
Katil Kenan Öner yakalandı. Habertürk'te Balçiçek İlter konuyu işledi. 2007'de TRT 1'de yayınlanan “İpucu” dizisinin yapımcılarından, gazeteci Sevinç Yavuz'u konuk aldı.
"Bizde seri katil yok" denir, seri katil ABD'de çıkar. Filmlerin bize kazandırdığı önyargı bu. Yavuz, "Bizde seri katil var. Bizde polis yok" dedi. Seri cinayetleri aydınlatacak profilcilerin, adli tıpçıların olmadığını söyledi.
Acun Ilıcalı’nın yapımcılığını üstlendiği ‘Survivor: Ünlüler-Gönüllüler’i izlerken hep akıllara şu soru geliyor: “Bu kadar koşuşturma sonucu yarışmacılar kilo vermiyor mu?”
Bizim izlediğimiz kadarıyla yarışma sonunda erimeleri lazım. Durum hem öyle, hem değil...
TV8’de yarışmanın günlüğünü tutan ‘Survivor Panorama’ programında bazı rakamlar açıklandı. Çok kilo veren de, az kilo veren de var.
En çok kiloyu Akın vermiş. 84 kilo ile gelmiş, şimdi 74 kiloymuş. İsmail Baki ikinci sırada; 12 kilo vermiş. En az kilo veren Serenay; 3 kilo...
2015’TE YARIŞMALAR ÇOK KONUŞULACAK
Acun Ilıcalı yarışma konusunda iddialı. Eh, Endemol daha bir iddialı. Şu an ekranda çok sayıda iddialı yarışma var. Bu, 2015 için de bir ipucu veriyor.
Baktığımızda 2015 yarışmaların yılı olacak. Toplamda en çok yarışmanın olduğu yıl diyebiliriz.
Komik dizilerin, şovların ve reklamların adresi BKM’dir. Komedi, espri, mizahın toplamı eşittir BKM. Gülelim, daha çok gülelim daha çok espri olsun, siyasi mizah yapılsın eyvallah.
Son ürün ‘Analı Oğullu’ dizisi...
GÖNDERMELERDEN BİR DEMET
‘Ünzile kaç koyun ediyor?’, ‘ Paralel ağa’, ‘Barış süreci’, ‘Zamanlama manidar’, ‘Açaydım kollarımı gitme diyeydim’ ve daha fazlası... Sezen Aksu şarkısından ‘Babam ve Oğlum’a, oradan açılıma... Aşiretten indim şehre hali de sos olmuş. Her şey olur her şey...
Sermiyan Midyat yazmış. Hep söylerim; komedi var komedi var. Böyle yazılmışsa vardır bir bildikleri. Beni aşar. Televizyon izleyicisinin ruhundan anlıyorlardır ve öyle yazıyorlardır. Her cümlenin bir ‘reyting’ karşılığı olduğu, kılı kırk yaran masa başı işiyle kotarıldığına inanıyor; gülmeme nedenimi de kendi basiretsizliğime bağlıyorum.
Bu dizi de mutlaka komiktir ve ben anlamamışımdır.
İzlemeye devam edeceğim tabii ki. Ben de gülmek istiyorum çünkü...
RTÜK’ün araştırmaları, TV sektörüyle ilgili önemli ipuçları veriyor. Üst Kurul, 2014’te ülke televizyonunun profilini çıkarmış. Ne halde olduğumuzu görmek açısından çok yararlı bir çalışma.
324 televizyon kuruluşuna hazırlanan sorular gönderilmiş, gelen yanıtlar tasniflenmiş ve ilginç veriler ortaya çıkmış.
APARTMANDAN YAYIN
Televizyon kanallarının yüzde 78.3’ü kiracı. Sadece yüzde 25.1’i mülk sahibi. Apartman dairesinden yayın yapanların oranı yüzde 20.2.
STÜDYO PARA DEMEK
Yayın yapan kanalların yüzde 11’inin stüdyosu yok. Uydu ve kablo TV ortamında yayın yapanlar bu oranın içine giriyor. Bir stüdyosu olanın oranı yüzde 57 iken, yüzde 47’nin 4 ve üzerinde stüdyosu bulunuyor.
Stüdyo demek para harcamak demek. Dikkatimi çeken, ulusal yayın yapan kanalların yüzde 22.7’sinin bir stüdyosunun olması. Her işi burada bitiriyorlar. Yüzde 36’sının iki stüdyosu var. Yani yarısı işlerin büyük bölümünü dışarıya yaptırıyor.
Dünya televizyon sektörünün önemli yayın organı Television Business International (TBİ) dergisinde 2013 yılında bir haber yer almış.
Warner Bros. yapım şirketinin format geliştirme ve pazarlama kıdemli başkan vekili Andrew Zein’in bir yorumu var. Konu, bize ‘Medcezir’ olarak uyarlanan ‘The O.C.’ dizisi. Zein, kendi yapımlarının dünya ölçeğinde başarılı örneklerinden bahsederken bu örneği vermiş.
Malum, ‘Medcezir’ Star’da bir numara. Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin Türk dizilerine iştahla baktıklarının altını çizmiş Zein. Yani bir yerde kendi ‘formatlarının’ ne kadar iyi iş yaptığını Türkiye örneğiyle anlatmış.
Ama ‘O.C.’ ilk değil. En çarpıcı örnek ‘Umutsuz Ev Kadınları’. Orijinali ‘Desperate Housewives’dan daha ünlü oldu. Orijinalinin beş katına Ortadoğu ülkelerine satılıyor. Benzer bir durum ‘Medcezir’ için de geçerli olabilir.
DİZİLERDE KANSER MODASI BİTTİ Mİ?
Dizilerimizin hastalık sıralamasında neredeyse kanserin tekeli var. ‘Güneşi Beklerken’ bu duruma bir nokta koydu. Melis bulimia oldu. Daha çok kadınlarda görülen bir hastalık. Kısaca yemek ye kus kısır döngüsü şeklinde seyrediyor.
Yakında ülkemizde bu hastalığın durumuyla ilgili haberlerin artacağını