“Bu solcular bir türlü anlaşamaz. Kavga edip dururlar” genel geçer bir kanıdır bizde. Gezi Parkı galiba ‘ezberleri’ bu anlamda da bozuyor. SKYTURK360 kanalında Hilmi Hacaloğlu, enteresan bir tartışmaya imza attı. Diğer kanallarda ‘Üçü bir yerde’ler konuşurken, o konuşmayanları ekrana taşıdı.
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya ve Antikapitalist Müslümanlar adına Gezi Parkı aktivistlerinden Sedat Doğan arasındaki bir diyalog, o dünyada da bir tartışmanın olduğunu bizlere gösterdi. Kaya, Kemalist anlayışın hâlâ yerleşik olduğunu söyledi. Doğan 10 yıldır iktidarda olan bir hükümetin olduğunu, artık derdinin bu olmadığını belirtince durum gerginleşti. Sedat Doğan, “Rıdvan Hocam, ‘AKP’ye oy vermedim’ diyorsun. Allah rızası için oy ver. Hiç AKP’ye karşı çıktığını görmedim hayatında. AKP’ye oy ver hocam” dediği an Özgür-Der Başkanı Kaya, “Sen ne konuşuyorsun?” diye bağırmaya başladı. Sonra devam etti: “Nasıl karşı çıkmadım? Biz kalkıp böyle medyanın şişirdiği işte birtakım medyatik isimlerle hareket etmiyoruz kardeşim. Böyle abuk sabuk konuşma...”
Sanırım bu sözlerin nereye gittiği belli.
DHA NEDEN TAKSİM’DEN GÖRÜNTÜ GEÇMEDİ?
Salı akşamı DHA’nın görüntü
Halk TV’de canlı yayında telefon bağlantısı yapılan Selçuk Yöntem, “Çok hüzünlüyüm, mahcubum ve de çok dehşet içindeyim” diyerek özetledi yaşananları... Konuşmasında bir bölüm aslında bu ülkenin de kendi ‘ikiyüzlülüğünü’ gösteriyordu. Başbakan, Gezi Parkı eylemine destek veren sanatçıları yaptığı meydan konuşmalarında eleştirmiş, bol miktarda ‘yuh’ çekilmişti!
Selçuk Yöntem, “Sanatçıların yuhalanmasına inanamıyorum. Beni yuhalayan insanlar arasında benimle binlerce fotoğraf çektiren insan vardır. Onların beni yuhalamasına mecbur bırakılmasına inanamıyorum” dedi.
Çok değil birkaç gün önce ‘Yalan Dünya’nın ‘Vasfiye Teyze’si Gonca Vuslateri şöyle bir mesaj atmıştı Twitter’dan: “Hoş bir selam çaktı polis... Tebrik etti oyunculuğumu... ‘Çok teşekkür ederim’ dedim. Gülümsedik... Girdim parka... Gazı yedik. Emir büyük yerden!”
Bu “Sizi beğenerek izliyoruz” lafı sakattır, yalandır. “Biz hep belgeseler izleriz” gibi bir durumdur. ‘Sürü psikolojisi’ de diyorlar bu duruma. Sayın Yöntem, onun için fazla üzülmeyin, takmayın; durum o kadar vahim değil. Yine fotoğraf çektirir ve izlerler...
CNN INTERNATIONAL’A NEDEN BOZULUYORUZ?
Oğuz Haksever canlı yayında “Biz bu CNN’in de ne
Dün sabahın erken saatinden itibaren izlemeye başladım... Bir tiyatro oyunuydu. Taksim Meydanı tiyatro oyunu. Yazıyı teslim ettiğim saat 11.05’e kadar izledim. Ondan sonra yaşananlar bu yazıda yer alamıyor.
Bütün televizyon kanallarının kameraları oradaydı, hatta canlı yayın da yaptılar. Bir ‘sol’ parti bayrağının altından birileri polis tarafına taşlar atıyordu. Sonra baktım aynı parti bayrağı altında bir fotoğraf sosyal medyaya düşmüş. Molotof kokteyli atan kişinin belinde silah var!
Tiyatro dedim ya. NTV muhabirinin “Polisle eylemciler arasında ya da gruplar arasında” cümlesi, belki de bu oyunun tarifi.
TV Net kanalında “Sis bombaları atıyorlar. Sanki polis Gezi Parkı eylemcilerine müdahale ediyormuş havası vermek için” dedi muhabir. Tam da sahnelenen tiyatro oyunun sona yaklaşan bölümünden bir sahne gibi...
Bugün TV’den “5 kişi var, orada polis baş edemiyor” sözleri geldi kulağıma. Taksim Gezi’den sesler; “Sinirlerimiz bozuk durumda, destek bekliyoruz” dedi aktivist Güney Ongun telefonda.
Halk TV’ye bağlanan bir başka aktivist Sevgi Yüreklik, “Tiyatro gibi izliyoruz. Parkımıza inanmak, güvenmek istiyoruz” diye seslendi.
Polis Atatürk Kültür Merkezi’ndeki tüm
Aklıma James Bond serisinin altıncı filmi, ‘On Her Majesty’s Secret Service’ geldi... Beyaz TV, tüm kanalı seferber etmişti. Kameralar havadan karadan takipteydi Başbakan’ı. Ve hatta TRT’den daha iyi açılar yakaladılar. ‘Devlet televizyonu’ bile sönük kaldı. Birden fazla etapta konuştu Başbakan. Bunun takibi kolay değildi. Ama Beyaz TV hazırlıklarını belli ki hayli ciddi bir şekilde yapmıştı... Koca haber kanalları, ‘mecburen’ Beyaz TV’nin yayınlarını verdi. Tüm gezinin görüntülerinde Gökçek vardı hemen arkada. Süzülmüş gördüm kendisini. ‘On Her Majesty’ halindeydi. Bu çalışmanın mutlaka
seçimlerde bir yerlerde
karşılığı olmalıydı.
ZAMAN TÜNELİ
TRT Türk’te bir haber dikkatimi çekti. Libya’da milislerle göstericiler arasında çıkan çatışmada 25 kişi öldü haberi. Haber şöyle bitiyordu; “Ülkenin büyük bölümünü milis güçlerinin elinde...” Sanırım bu ve benzeri haberlerin sonunun geleceği yok.
MUTLAKA BİR PROGRAM SUNMALI
Gezi Parkı sakinleri Cihan Emre, Derya Engin Alkılıç, Olcay Bingöl, aktivistler Serap Taşdelen, Fatma Kurcan Doğan ve Başbakan’a sitem mektubunun yazarı Bülent Peker, yani kısaca ‘yeni muhalefetin sesleri’ geçen cumartesi akşamı Şirin Payzın’ın programında buluştu. Payzın, ‘AKP Gençlik Kolları’nı da çağırdığını ama gelmediklerini söyledi! Bildik isimlerin resmi geçidi arasında hiç olmazsa küçük bir ‘nefes payı’ oldu. Şirin Payzın istemese bu isimleri çıkarmaz, kimse de niye çıkarmadın demezdi. İyi hoş...
Aynı kanalda Rıdvan Akar imzalı ‘Hayatın Tanığı’nın yayın günüydü. Bir hafta tanıtımlar döndü. Eylemin başladığı günden bu yana sadece Gezi Parkı’nda değil tüm şehirlerden görüntüler ve röportajlar yer alıyordu. Son anda yayından kaldırıldı. Rıdvan Akar’la konuştum: “Söylenecek fazla bir şey yok” dedi. Kanal kendi içinde ‘yaramaz’ ve ‘uslu’ çocuklar ayrımı mı yapmıştı yoksa? Şirin Payzın’ı tenzih ederek söylüyorum bunları. Sonuçta kanalın bir tasarrufu ve bu konuda açıklama yapacak olan CNN Türk yönetimidir.
Eylemin ahlaki boyutu
Aynı zaman dilimi içinde bir başka haber kanalı, ‘Haber’de ‘isyanın ahlakı’ konuşuluyordu. “Tam sayfa ilan için hangi finansal
Bunu bekliyordum. ‘Orada vahşet yapanlar, bize akıl veremez’ mantığının yürütüleceğini yani. TGRT, cuma 18.00 haberlerinde İngiltere ve ABD’de yaşanan iki örnek ekrana getirildi.
4 Ağustos 2011’de başlayan, ‘Blackberry Olayları’ olarak bilinen ve dalga dalga tüm İngiltere’ye yayılan eylemlerde polisin uyguladığı ‘şiddet’ üzerine bir analiz yapıldı. Polisin gaz, tazyikli suya ek olarak ‘elektroşok’ verdiğinin altı çizildi. Yani ‘şiddet’ kıyas edildi, tabii üzeri örtülü.
Bunun nedeni batı basınının bizdeki olaylara bakışıydı kuşkusuz... Haberin özü, “Kardeşim, sen önce kendine bak, sonra konuş”tu... Sonra başbakanlar karşılaştırıldı haberde; İngiltere Başbakanı, İtalya’da tatildeydi olaylar başladığında. Ülkesine döndü. Polisin arkasında durdu. “Sosyal medyayı sansürleyelim” dedi. Yani ‘medeniyetin beşiği’ İngiltere’nin başbakanı bile böyle demişti!
‘Wall Street’i İşgal Et’ eylemiyle mesaj: “Sen önce kendine bak!”
Çok uzaklarda buzulların arasında paytak paytak dolaşırken insanlar ellerinde kamerayla geldi. Onların yaşamlarının ‘en ayrınıtılı’ hallerini belgelemekti amaç. Hatta penguen şeklinde kamera bile vardı. Şaşırdılar, kendilerine benzeyen ama hiç hareket etmeyen bu nesneye. Çevre sinde dolaştılar, kamera penguenin gözleriydi. Penguen sahtesini, kamera kılığındaki pengueni biz görüyorduk. Karışık bir durumdu.
BBC, belgesel uzmanı. Discovery ya da National Geo ‘vahşetin ve trajedinin kurgusu belgeseller’le eleştirilirken BBC ‘Tomorrows World’, ‘Human Instinct’ ve birçok örneğiyle yaşamı belgelemekte ayrı bir yere konur.
‘En başarılı politik belgesel’leriyle ün salmıştır. Onlara ‘David Attenborough belgeselleri’ de denildiği olmuştur. Böyle bir geleneği ve tartışmasız
üstünlüğü vardır belgesel dünyasında BBC’nin. Vardır da işte şu penguenle hiç aklına gelmeyecek bir siyasi resmi geçide tanıklık
etmiş oldu.
Bu yaşadıklarımız, TV tarihine “Bir zamanlar Taksim’de neler neler olmuştu. Televizyonlardan bazıları olan biteni ilk günler görmemişti. Hatta biri penguen belgeseli yayınlamıştı ve adı penguen kanalına çıkmıştı” diye yerini alacak. Ne BBC, ne penguenler, olup bitenden
Dexter’ın sevgilisi rolünü oynayan Julie Benz’in İstanbul’a gelişi bir başka bahara kaldı. Kendisine Türkiye’ye getirecek FIN Production, açıklamasında “Ülkemizde son bir haftadır yaşanan olaylar sebebiyle gezinin iptal edildi” dedi. Benz 2-8 Haziran tarihlerinde gelecekti. Kimbilir neler söylediler kendisine...
CNN TÜRK’TEKİ YEMEK PROGRAMI BU HAFTALIK YOK
Kanal, cuma akşam yayınlarında değişiklik yaptı. Buna göre 19.30’da başlayacak Taha Akyol’un ‘Eğrisi Doğrusu’ programının süresi uzatıldı. Saat 21.50’ye kadar. Daha sonra ‘Ne Oluyor?’ yani Şirin Payzın’ın programı başlayacak. ‘Lezzet Durakları’ ve ‘Sanatımızın Hatıra Defteri’ programları bu hafta iptal edildi.
‘KURTLAR VADİSİ PUSU’ FİNALDE EYLEME GİDER Mİ?
‘Kurtlar Vadisi Pusu’, bu gece sezon finalini yapıyor. Suriye üzerine çalışmalarını sürdüren Polat Alemdar’ın ülkedeki ‘flaş gelişmeler’ üzerine İstanbul’a gelmesi mümkün olamaz mı? Belki ‘son gelişmeleri’ Suriye üzerinden anlatır bize... Sürprizler de olabilir. Böyle gündem kaçar mı?