Yeni sezonda hiçbir dizide ‘alkol’ olmayacak. ‘İntikam’ dizisinin şaşalı davetlerinde bardaklar ayranla dolacak. Sıkıntılı sohbetlerin stresini atmanın çaresi ‘viski’den geçmeyecek. Kutlamalar ya da mutlu anların anısına kadehler kalkmayacak. Daha neler olacak? RTÜK şikayet mekanizması “Şurada alkol var, burada şarap var” şikayetleriyle dolup taşacak. Peki daha neler olacak?
Tematik kanallar içinde yer alan yabancı yemek kanallarında şarap soslu yemekler dikkatleri üzerine çekecek!
‘Travel’la başlayan kanallarda içkili mekânlarla şehir gezileri iptal!
Paralı kanallar işi sigaraları buzlayarak idare edemeyecek. Her filmin karesindeki içki bardağı, içki şişeleri buzlamaları için özel bir ekip çalışma yapacak. Yani bazı filmlerin sigara ve alkol oranına göre ‘buzlu filmlerin’ sayısında önemli bir artış olacak.
Vedat Milor, artık hangi yemekle hangi şarabın gideceğini anlatamayacak. (Bunu yazmıştım!)
Haber bültenlerinde ‘sarhoş şoför’ haberleri televizyon tarihinin tozlu sayfalarında kalacak.
Şampiyonlar Ligi sponsoru olan bira firmasının reklamlarının yer aldığı yabancı saha maçlarının yayınında, ‘özel buzlama’ uygulanacak!
Kanaltürk’te izledikten sonra “Yahu bir de öteki kanallara bakayım” dediğim bir haberdi. İstanbul’da adliye önünde basın açıklaması yapmak yasaklandı. Mavi Marmara davası öncesi basın açıklamasına izin verildi. Bir grup Halk Cephesi üyesi de “Biz de basın açıklaması yapacağız” dedi ve gazlı sulu kovalamacayla dağıtıldı. Kısaca olay bu.
Kanaltürk habere, “Adliye önünde basın açıklamasına yasak geldi. Üç haftadır Çağlayan’da bu görüntüler yaşanıyor” diyerek girdi. (Mavi Marmara açıklamasını saymıyor!) Devam edelim, “Buna uymak istemeyen son grup Halk Cephesi üyeleri. Gerekçeleriyse garip (...) Mavi Marmara davası öncesi basın açıklamasına izin verildiğini iddia ederek polise tepki gösterdiler.”
Böyle bir basın açıklaması yapıldı mı? Yapıldı. Ee, slogan falan atıldı mı? Evet. Yani iddia değil, gerçek. “Bazı gruplara ve kuruluşlara izin var, bazı grup ve kuruluşlara yok” diyerek bu ayrımı protesto etmek garip mi? Kanaltürk’e göre evet!
Haberin asıl dikkat çeken bölümü, “Polise taş ve şişe atarak eylem yapmakta ısrar etmesi üzerine” diye başlayan cümlenin görüntü kısmındaydı. Görüntülerde toplasanız 20 kişi bağırıp çağırıyor, polis önce itekliyor sonra meydanda su
Tamamı Türkiye’de çekilen, dönemin en ünlü oyuncuları Charles Bronson ve Tony Curtis’in yanı sıra Fikret Hakan, Salih Güney, Kayhan Yıldızoğlu, Erol ve Suna Keskin’in oynadıkları ‘Paralı Askerler’, 43 yıl sonra ilk kez D-Smart’ta (Movie Smart) pazar akşamı ekrana geliyor. Kurtuluş Savaşı döneminde macera aramak ve para kazanmak için Türkiye’ye gelen iki Amerikalı askerin savaşta yer almalarını anlatıyor kısaca film. Peki film niye yasaklandı?
Bronson röportaj vermeyince!
Filmin başrol oyuncularından Charles Bronson, o yıllar tabii ki star. Bir gazete filmle ilgili röportaj teklifi götürmüş. Ünlü oyuncu kabul etmemiş. Gazetenin olaya kızıp filmin aleyhinde bir kampanya başlatması, filmin Türkiye aleyhine olduğu fikrini yayması ve bunu da sansür kurulunun ‘yiyip’ “Film yasaklansın” demesi sonucu, ülkemizde gösterilmemiş ‘Paralı Askerler’. Dipnot: Film, her karesi didik didik edilip ‘yetkililer’in onayı alınarak çekilmiş.
Her açıdan ilginç
Karamizah bir film ‘Paralı Askerler’. Filmde mekânlar ‘turistik olsun, güzel olsun’ mantığıyla seçilmiş. Kahramanlar, savaş mekânlarından çok Türkiye’nin doğal güzelliklerini anlatan bölgelerde. Atlı askerler ne tesadüf, Efes Antik Kenti’nde mola
Yerli diziler için çok şey söyleniyor. Hem sevilmiyor hem de izleniyorlar Peki ‘dizi alemi’nde neler oluyor?
Baktım dizi için “Zengin kız, fakir erkek dizilerinin en kötü kopyası” diye yazmışlar. Fakat en son geçen pazar günü ‘total’ izlenmede dördüncü olmuş. Show TV’nin ‘Aşk Emek İster’ adlı dizisinden bahsediyorum. “Yapalım bir dizi, aradan gitsin” diye yapmışlar, zaten itiraz eden yok. “Gittiği yere kadar gitsin” demişler, buna da itiraz eden yok. Ama gün dördüncüsü olmuş. Ben bir bölüme zor dayandım. Zaten dedim ya “İlla beni izleyin” derdi yok, dayanan izlesin isteniyor. Ee, bizim millet de iyi dayanıyormuş hani...
Umutsuz Ev Kadınları cumartesi-pazar yayınlanıyor.
FOX adeta dizi harcama dersi veriyor
‘Harem’, ‘Ali Ayşe’yi Seviyor’, ‘Umutsuz Ev Kadınları’, ‘Bir Aşk Hikayesi’, ‘Karagül’ Fox’un yenileri... ‘Lale Devri’, ‘Unutma Beni’ ‘Yer Gök Aşk’ ve ‘Deniz Yıldızı’ da kanalın ‘düşük bütçeli’, kendi halinde giden dizileri.
Kendi bölüm rekorlarını kırmışlar. Haftaya ‘Yer Gök Aşk’, “Tamam” diyor. ‘Lale Devri’ bitiyor. Yenilerden bunların yerini dolduracak, ‘Karagül’ var. Hadi ortalama olarak ilk beş içinde yer alacak şimdilik, ‘Ali Ayşe’yi Seviyor’ var. Eh,
Bu sene Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmadık. İyi de etmişiz! Yoksa, ‘Muhafazakâr bir millet’ olarak kadın kadına öpüşme sahnesine tahammül edemezdik!
Biz çözüm süreciyle uğraşırken ‘batı’ysa “Eşcinsel evlilik olsun mu, olmasın mı?” tartışması içinde. Gündem maddesi bu olunca Finlandiyalı şarkıcı, konuyu şarkısıyla ve hemcinsini öperek gündeme getirdi. Fransa’da eşcinsel evlilikler yasal olarak kabul edildi mesela.
Biz de buradan bu duruma ‘müdahale’ edemeyeceğimize göre ne yaptık? Yarışmayı yayınlamadık. Bizim örf ve adetlerimize ters düşüyor. Zaten şovlar bir fena, iyice çıplak olmaya başlamıştı. Hani bu giysileri bizim televizyonlardaki şov programlarında giyseler ceza gelir ayarında kıyafetler. Ee, bir de üzerine böyle sahneler olunca anlaşılan o ki bu yarışma, çığrından çıkmış bulunuyor. Seneye kim kimi nerede öper belli değil. Avrupa Yayın Birliği’ne “Abi bizi açmıyor artık Örovizyon, toplum rahatsız oluyor görüntülerden. Biz yarışmasak ve de yayınlamasak olmaz mı? Yeterince adam izliyor zaten biz olmasak da olur” desek ne cevap verecekler?
TRT kararlı bir tutum göstermeli ve bu yarışmaya bir daha girmemeli.
Bu arada unuttum, Yunanistan adına katılan
‘Beyaz TV’de maçlar bitti, tantanası bitmedi. Bitmez haliyle de devam etti. Her zaman söylerim Ahmet Çakar zeki bir adam. Nerede hangi lafı söylerse nasıl karşılık geleceğini biliyor. Ve hemen hemen her programda üç manşet çıkarıyor. Manşetlerin biri de şu konuşması oldu; “Bazı kanallar ve bazı şahsiyetsiz yorumcular gibi kanlar dökülmüş, adamlar ölmüş
3-5-2’nin 4-4-2’ye olan güzelliği, kanatların sağ bek tarafından kapatılması...
Ben diyemem bunu.”
Şimdi bu kadar ‘sert’ konuşunca isim vermek zorundasınız. Kim oluyor bu ‘şahsiyetsiz yorumcular’ ve yorumları! Lig TV mi mesela? Bu kadar laf ediyorsanız isim de vereceksiniz, öyle hem dayı olup hem de kenardan kenardan gitmek olmaz.
Sinan Engin baklayı çıkardı
Çakar, özellikle Fenerbahçe ve Galatasaray’ın tavırlarını eleştirirken, “Allah’ı var Fikret Orman’lar çok sağduyulu davranıyor. Önümüzdeki yıl ne olur bilemem” dediğinde Sinan Engin atladı;
TMSF, önceki akşam Show TV’ye el koydu. Patronun borçları nedeniyle. Tam da hangi zaman diliminde oldu? Kanalların karasal sayısal yayın ihalesinden geçtiği dönemin sonu. Yani artık televizyon kanallarının plakaları var, satış için hazırlar. Ben, bu köşede karasal sayısal yayın ihalesinden sonraki yorumlarımda bu konuya değinmiştim. “Bu sene televizyon kanalları aynı zamanda ‘görücüye’ çıkacak” demiştim.
Tabii bu, her zaman keyifli olmuyor Show TV örneğinde görüldüğü gibi. Şimdi TMSF, Show TV’ye el koydu. Daha önce de aynı durum yaşanmıştı. En son örneği CINE5. Hâlâ kendine gelemedi. Yani ne olacağı belli değil. Katarlı sahipleri aldılar, hâlâ kanalın nasıl yayın yapacağına karar verilmedi. Evet yayın var ama CINE5 böyle mi kalacak belli değil. Peki ne olacak Show TV ve SKYTURK360?
Show TV de, SKYTURK 360 da satılır
‘Taksi plakaları’ hazır, hala ekranın en çok izlenen kanallarından biri Show TV. Hatta bu haliyle bile ekrana getirdiği dizi ve programlar yerlerde sürünmedi. Show TV’ye talip var. Hatta birden fazla.
Gelelim SKYTURK360’a. Dört aydır beş kuruş para almadan emekçi kardeşlerimiz çalışıyor. SKYTURK360, bir nebze ‘tarafsız’ olmayı
Kanal 7 için “Keloğlan ve Kemal Sunal filmleri kanalı” da diyebiliriz. Haftada ortalama üç Kemal Sunal filmi oynatır. Bu hafta yine öyle üç filmini oynatıyor. Bu filmlerden ‘reyting’ alıyor. Ama defalarca gösterdiği ‘Kemal Sunal’ filmlerinde her seferinde bir ‘ayıp’ buluyor. Son olarak ‘Şark Bülbülü’ne makas attı. Bu ilk olayı değil. Yine rağbet ettiği filmlerden biri olan ‘Namuslu’yu geçen yıl bu aylarda ekrana makaslayarak getirmişti. Ayşen Gruda’yla komik bir yatak sahnesi vardır. Her tarafı erotik olsa ne yazar bir sahne, kesmişlerdi.
Gündüz işaret yok gece 13+
Dedim ya çok oynatınca artık kesme biçmenin yanı sıra aynı film için işaret değişikliği de yapılır oldu. Kemal Sunal’ın ‘Keriz’ filmini geçen temmuz ayında yayınladı saat 21. 30’da 13+ işaretiyle. Aynı filmi 3 Ocak 2011’de yayınlamış, saat 19.00 herhangi bir işaret yok. Anlaşılan Kanal 7, nefretten doğan bir aşkla bağlı Kemal Sunal filmlerine. Nefret ediyor ama vazgeçemiyor!
VEDAT MİLOR EKRANDA ŞARAP İÇEMEYECEK!
Alkollü içki satışları ve reklamlarıyla ilgili iktidarın torba yasası geçerse ekran bu kez ‘içkiden temizlenecek’. Dizilerimizde içkinin ‘bardağını’ görmeyeceğiz. Halihazırda ekrandaki