Halıların dili olsaydı...

3 Haziran 2023

İnsan meramını bir şekilde ifade etme imkânına sahiptir, bunun ille de bir söz olarak ifade edilmesi gerekmez, özellikle dış dünya ile irtibatları az olan toplumlarda düşünceleri ifade edecek farklı yollar geliştirilmiştir. Bizim kültürümüzde de halı bu ifade tarzının bir başka yoludur. Günümüzde yalnızca desen ve renk açısından değerlendirilmeye çalışılan halıların, bir de dili olsaydı kim bilir bize neler neler anlatırlardı?

“Halı dokumasını bilmeyen kadına yemek yasaktır.” - Eski Türk Atasözü

Çoğunlukla yere, bazı durumlarda sedir ve kerevet üzerine, bizim kültürümüzde az rastlanmakla birlikte duvara asılmak üzere yün veya ipekten dokunmuş kısa tüylü yaygılara halı denir. Halının kökeni konusunda çok sayıda iddia olsa da yapılan kazılar sonucu ilk halı örneklerine göçebe Türklerin yaşadığı Orta Asya steplerinde rastlanmıştır. Geçmişi günümüzden üç bin beş yüz yıl önceye giden bu örneklerin en bilineni Moğolistan’da Selenga Nehri

Yazının Devamı

Dört Anlaşma II

28 Mayıs 2023

Don Miguel Ruiz’in “Dört Anlaşma: Toltek Bilgelik Kitabı”ndaki “Kullandığın sözcükleri özenle seç” başlıklı birinci anlaşmadan sizlere 4 Mayıs 2023 tarihli yazımda bahsetmiştim. Bu yazımda da ikinci anlaşma “Hiçbir şeyi kişisel algılama”dan bahsetmek istiyorum. 

Hiçbir şeyi kişisel algılama 

Don Miguel Ruiz’e göre insanın kendisiyle yapacağı ikinci anlaşma “Hiçbir şeyi kişisel algılama”dır. Günlük hayat içinde olup biten hiçbir şeyi kişisel algılamamamız gerekir. Kendimizi önemli bir insan olarak kabul etmek ve her şeyin bizim çevremizde oluştuğunu düşünmek en üst düzeydeki bencilliktir. Ne yazık ki gerek çocukluk gerekse eğitim sürecimiz içinde her şeyi kişisel olarak algılamayı öğreniriz. Hayatın merkezinde olduğumuzu düşünürüz. Ben, ben, ben, daima ben... 

Hey, sen aptalsın! 

“Yolda yürürken tanımadığınız biri size ‘Hey, sen aptalsın’ derse, bu bizimle değil, aptal sözünü söyleyen kişi ile ilgilidir. Eğer

Yazının Devamı

Piramitlerden alınacak ders

27 Mayıs 2023

İnsanlık var oldukça cazibesini kaybetmeyecek olan piramitler ve antik dönem anıtları Mısır turizmine olan katkılarıyla bizlere örnek olmalıdır. Biz de hemen hiçbir ülkede var olmayan soyut ve somut kültür varlıklarımızın farkına vararak yeni bir turizm anlayışı geliştirmeliyiz

İlkokulun sanırım dördüncü sınıfında öğretmenimiz bize dünyanın yedi harikasından söz etmişti. O gün bugündür hep merak ederim onları, zaman zaman yaptığım gezilerde dördünü ziyaret etme imkânım oldu. Halikarnassos (Bodrum) Mozolesi’nden geriye çok az şey kalmıştı ama kazı alanını dolaştım. Hatta bir dönem Bodrum gönüllülerinin onu tekrar inşa etmek için düzenledikleri toplantılara da katıldım. Efes’teki Artemis Tapınağı’nın yanına yaklaşmak bile zordu, çevresi bataklık hâline gelmiş olduğundan etrafını güçlükle dolaşabildim. Rodos seyahatimde Rodos Heykeli’nin yapıldığının söylendiği limanı dolaştım ve onun nasıl bir anıt olduğunu anlamaya çalıştım. Bir şans eseri, sevgili dostum Prof. Dr.

Yazının Devamı

Türklere güvendiler

21 Mayıs 2023

Değerli dostum, emekli büyükelçi Ender Arat uzun bir araştırma ve çalışma sonrası “Türklere Güvendiler” adlı bir kitap yayınladı. Uzun bir süre önce bana armağan ettiği bu kitap ve kitabında yer alan ülkemize güvenenleri tanıtmak için müze yapılması için harcadığı çabalara dikkat çekmek istedim. Bazılarına birlikte katıldığımız pek çok toplantı sırasında hemen her konuştuğumuz ilgili, böylesi bir müze için her türlü desteği vereceğini söyledi ama ne yazık ki sonuç hüsran oldu. Her karşılaştığımızda bitmez tükenmez bir şevk ile müze için yaptığı görüşmeleri anlatıyor. Ben de “İnşallah” diyorum ama bugüne kadar bir adım ileri gitmek ne yazık ki mümkün olmadı. Halbuki böylesi bir müzeye uluslararası ilişkiler ve yüce  gönüllüğümüzü göstermek açısından aciliyetle ihtiyacımız var.

Macarlar

Gelelim, hepimizin okuması gereken kitabın içeriğine. Ender Arat zaman içinde toplam otuz üç millet mensubunun,

Yazının Devamı

Sanatın ekonomiye katkısı büyük olur

20 Mayıs 2023

Verona Amfitiyatrosu’ndaki yıllık gişe geliri en az 200 milyon TL’dir. Ülkemiz 147 adet antik tiyatroya sahiptir. Bu yapıları zaman zaman restore etmekteyiz ama hemen hemen hiçbir getirisi olmadığı için yatırım yapılacak alanların en alt sırasında yer almaktadırlar.

Verona Amfitiyatrosu’nda “Carmen” operası da sahnelendi. 

Günümüzde Verona, İtalya’nın kuzeyinde Veneto yönetim bölgesinde yer alan nüfusu üç yüz bin dolaylarında olan, tarım ürünlerinin yanı sıra, makine, kimya, kâğıt ve şeker sanayileri bulunan bir şehirdir. Ancak son zamanlarda tüm dünya Verona’yı sahip olduğu gerek ekonomik gerekse kültür varlıkları açısından değil, her yaz yaptığı “Opera Festivalleri” ile tanımaktadır.

Verona, Kuzey İtalya’nın en zengin Roma dönemi kalıntılarının bulunduğu bir şehirdir. Bu kalıntıların en önemlisi olan “Arena di Verona”, MS 30 yılında o dönemde şehir surlarının dışındaki bir alanda inşa edilmiştir. Türünün en iyi korunmuş yapılarından biri olan arenanın

Yazının Devamı

Dört anlaşma (1) Kullandığın sözcükleri özenle seç

14 Mayıs 2023

Kitaplığımı karıştırırken bu kez elime küçük bir kitap geçti, kısa süre önce almış, okumuş ve bazı satırların altını çizmişim. İçinde bulunduğumuz bu sıkıntılı günlerde bir kez daha okumam gerektiğini düşündüm. Tekrar okudum ve okuduklarım üzerinde uzun uzun düşündüm. İnsanlığın geçmiş dönemlerine ait ne kadar az şey biliyoruz. Binlerce yıldır hemen her toplum birlikte yaşamak için kurallar geliştirmiş ve toplum düzeni büyük oranda bu kurallara bağlı olarak gelişmiş, ne zaman bu kurallar göz ardı edilmeye başlanmışsa o günden itibaren bazı toplumlar yok oluşa doğru gitmeye başlamışlar.

Toltek Bilgelik Kitabı

Sözünü ettiğim kitabın adı ‘Dört Anlaşma: Toltek Bilgelik Kitabı’. Antik Toltek öğretilerini günümüze taşıyan Don Miguel Ruiz’in bu kitabında, bir insanın hayat boyu uymak zorunda olduğu dört anlaşmadan söz edilmektedir. 1952 yılında Guadalajara, Meksika’da dünyaya gelen Don Miguel Ruiz, 13 çocuklu bir ailenin en sonuncusudur. Ruiz, tıp okur ve cerrah olur. Kitabın

Yazının Devamı

Mâverâünnehir’de bir gezi

13 Mayıs 2023

Mâverâünnehir’i, Orta Çağ Arap coğrafyacılarından bazıları “Bilad-ı Türk” veya “Türkistan” olarak belirtirler. Turanî ile İranî kavimler arasındaki sınır olduğu belirtilen Ceyhun Nehri’ne eski Türklerin “Ögüz” ismini verdikleri de bilinmektedir. Her ne kadar üzerinden bin yıla yakın zaman geçse de köklerimiz bu bölge ve yakın çevresinde yeşermiştir.

Semerkant’taki Registan Meydanı özellikle gece görülmeli. 

Mâverâünnehir, Arapça bir sözcüktür. Arapça Mâverâ; “Bir şeyin ötesinde, arkasında, gerisinde bulunan yer” anlamına gelmektedir. Aral Gölü’ne dökülen Amuderya Nehri’nin (Ceyhun/Oxus) arkası, daha sonraları iki nehrin Ceyhun ile Seyhun’un (Siriderya) arasındaki toprakları belirtmek için kullanılmıştır. “Dîvânu Lugâti’t-Türk”te bu sözcük; “Çay ardı” olarak geçer. Muhtemelen İslam öncesi Arap kavimleri

Yazının Devamı

Mustafa Necati Bey

7 Mayıs 2023

30 Ekim 2022 tarihli “Hasan Âli Yücel” başlıklı yazım sonrası çok sayıda  geri bildirim aldım, bunlardan birinde “Artık Mustafa Necati Bey hakkında da bir yazı şart oldu” diyordu. Bu kez sizlere Cumhuriyetimizin en önde gelen Millî Eğitim Bakanlarından biri olan bu değerli insanı bilenlere hatırlatmak, bilmeyenlere ise tanıtmak isterim. Mustafa Necati Bey, Horasan’dan Anadolu’ya gelip Darende’ye yerleşen bir ailenin çocuğudur. 1894 yılında İzmir’de dünyaya gelir. İlk ve orta öğrenimini İzmir’de tamamlar. İzmir İdadisi’ni bitirdikten sonra İstanbul Hukuk Mektebi’ne devam ederek 1914 yılında mezun olur. Mezuniyet sonrası İzmir’e dönerek avukatlık ve İzmir Kız Öğretmen Okulu’nda öğretmenlik yapmaya başlar. Bir yıl sonra yakın arkadaşı Hüseyin Vâsıf (Çınar) ile Özel Şark Mektebi İdadisi’ni kurarak 1918 yılına kadar bu okulda müdürlük ve edebiyat öğretmenliği yapar. Bu arada “Aydın-Kasaba Demiryolu Hukuk Müşavirliği” görevini de üstlenir.

İşgale karşı direniş

1912 yılında

Yazının Devamı