Yaşama dilediğiniz gibi devam edin

31 Aralık 2022

Neredeyse yüz yıla yaklaşan bir süredir kullandığımız takvim gereğince bu gece yeni yıla gireceğiz. Bu gecenin sanılanın ve söylenenin aksine Hristiyan kültürü ile herhangi bir alakası yoktur, bu nedenle keyfinize bakın, bazı aklıevvellerin önerilerini dikkate almayın

İnsanlık varoluşundan beri bazı günleri kutsal kabul etmiş ve bu günlerde bir araya gelerek çoğunlukla eğlenmiştir. Bugünlerden biri de elbette yeni yıl kutlamasıdır. Bu gece saat 24.00’de yeni bir yıla giriyoruz. Ancak bu tarih subjektif bir tarih olup insanoğlu tarafından yapılan bir düzenlemedir. İnsanlık çeşitli tarihlerde çok sayıda takvim kullanmış, her defasında da yeni düzenlemelerle güvenilir bir takvim elde etmeye çalışmıştır. Türkler her on iki yıla bir hayvanın adı verilerek oluşturulan “On iki hayvanlı Türk takvimi” ile başlayıp sonrasında sırasıyla “Hicri, Celâlî, İlhanlı, Rumi, Takvim-i Garbi” ve son olarak da “Miladi ya da Gregoryen” takvim sistemlerini kullanmışlardır.

On iki hayvanlı Türk takvimi

On iki hayvanlı Türk takvimi

Yazının Devamı

Atina Anlaşması

25 Aralık 2022

“İnsan daima gördüğünü söylemeli, özellikle, daima görmesini bilmelidir ve bu ilkinden daha da güç bir iştir.” Le Corbusier

Son günlerde sık sık korunması gerekli kültür varlıklarının, korunması ve geleceğe aktarılması için uyulması gereken uluslararası kurallar çerçevesinde “Atina Tüzüğü”nden söz edilmekte. Bu tüzüğün oluşturulduğu toplantıdan kısa süre sonra bir de “Atina Anlaşması” yapılır. Acaba kaç kişi “Nedir bu anlaşma?” diye merak edip okumuş? Kaç kişi nakli bilgiler yerine, bu anlaşmayı değerlendirip, “Amacı nedir?” diye düşünmüştür?

Uluslararası Modern Mimarlık Kongresi

1933 yılında, Atina’da “Congrès Internationaux d’Architecture Moderne/Uluslararası Modern Mimarlık Kongresi/CIAM” toplanır. Uluslararası şehircilik ilkeleri büyük oranda bu toplantı sırasında belirlenir. 1941 yılında Paris’te “Atina Anlaşması” başlığı altında anonim bir yayın yapılır ve böyle bir anlaşmanın varlığı kamuoyu ile

Yazının Devamı

Eski yapı, farklı fonksiyon, yeni bir mimari anlayış

24 Aralık 2022

Humboldt Forum Berlin Müzeler Adası’nda yeni bir anlayış sergilenmektedir. Cephelerinin üç tanesi eskinin tekrarı olan yapının bir cephesi ise günümüz mimarisini yansıtmaktadır. Aynı anlayış yapının tüm kat planlarına da yansıtılmıştır.

Berlin’in merkezinde yer alan ve günümüzde “Humboldt Forum” olarak isimlendirilen yapının orijinal ismi “Berliner Stadtschloos / Berlin Şehir Sarayı”dır. Bazı kaynaklara göre bu saray 1443 yılında inşa edilmiştir. Daha sonra bu sarayın yerine 1698-1713 yılları arasında mimar ve heykeltıraş Andreas Schlueter tarafından yeniden inşa edilen yapı, 1853 yılında ilave edilen kubbesi ile Berlin’deki en önemli barok yapılardan biri olarak tanınır. Prusya Devleti döneminde Hohenzollern Hanedanı tarafından kullanılan saray, 1918 yılında monarşinin son bulup, cumhuriyetin ilan edilmesiyle müzeye dönüştürülmüştür.

Bu yapı İkinci Dünya Savaşı sırasında çeşitli kereler bombalanarak büyük oranda tahrip edilir. 1945 yılı mayıs ayında Sovyet Ordusu’nun Berlin’e girişine müteakip

Yazının Devamı

Hiç üzerine

18 Aralık 2022

Kuzguncuk’taki evimizin duvarında asılı olan hat örneklerinden biri sadeliğiyle, her zaman  ilgimi çekerdi. Bir gün anneme “Ne yazıyor?” diye sorduğumda “Hiç” dedi. Çocuksu saflığın verdiği güvenle “Ne demek hiç? Orada bir şey yazıyor, neden bana söylemiyorsun?” diye hayıflandım. “Hayır, gerçekten ‘Hiç’ yazıyor” dedi. Aldı mı beni bir merak, zaten çocukluğumdan beri meraklıyımdır. “Hiç” yazıyorsa niçin yazmışlar? “Hiç” ne demek ki yazmaya değer bulmuşlar? “Hiç” o güne kadar sık sık kullandığım ancak anlamına vakıf olamadığım bir kelimeydi. Zaman zaman bir köşede oturduğumda, “Sinan ne düşünüyorsun?” diye sorduklarında “Hiç” derdim. Demek ki “Hiç” bir şeyi ifade ediyordu ve ben onu kullanmayı öğrenmiştim, ama tam anlamıyla neyi ifade ettiği konusunda henüz bir bilgim yoktu. Ancak bu kelime çok önemli olmalıydı ki, özel bir şekilde yazılmış, süslü bir çerçeve

Yazının Devamı

Hannibal’in Anıtı bugün olur muydu?

17 Aralık 2022

Hannibal’in anıt mezarının açılışı 24 Temmuz 1981 günü gerçekleştirildi. Günümüzde Gebze’de Tübitak arazisi içinde yer alan Hannibal Anıtı, eğer Cemal Bey ve yirmi beş gün süren bir seyahat sırasında oluşturduğumuz dostluk olmasaydı bugün olur muydu? Karar sizlerin...

Annibal olarak da bilinen Kartacalı komutan Hannibal Barca, Antik Çağ’ın en büyük askerî önderlerinden biri olup, MÖ 247-181 tarihleri arasında yaşamıştır. Kartacalı komutan ve devlet adamı Birinci Pön Savaşı kahramanı Hamilkar Barca’nın oğlu olan Hannibal, bir dönem Roma’ya karşı Kartaca kuvvetlerinin komutanlığını yapar. Babası tarafından küçük yaşta İspanya’ya götürülen Hannibal, yaşamı boyunca Roma’ya düşmanlıktan vazgeçmeyeceğine dair “Yaşım yettiğince Roma’nın kaderini elimde tutmak için ateş ve çelik kullanacağım” diyerek ant içer. Babasının ölümü üzerine eniştesi Hasdrubal tarafından görevlendirildiği İspanya’da 26 yaşında başkomutan ilan edilir

Yazının Devamı

Keşke üzerine

11 Aralık 2022

Keşke”, Farsça kökenli bir kelime. Dilek cümlelerinin başına getirilen ve “Ne olurdu?” anlamında özlem veya esef bildiren bir temenni sözcüğü. Bence keşke hiçbir zaman söylenmemesi gereken, geçmişe ait bir davranışımızı veya kararımızı beğenmediğimiz zaman kullanılan bir sözcük. Artık olan olmuş, yapılan yapılmıştır. Keşkenin bir nevi günah çıkartmaktan öteye bir faydası yoktur. En iyisi keşke diye daha sonra pişman olacağımız hataları yapmamaktır.

Herkesin pek çok keşkesi var!

Ne yazık ki toplumumuzda hemen herkes “Keşke” demeyi bir marifet sanıyor. Hemen herkesin geçmişe ait pek çok keşkesi var. Üstelik bu keşkeler o kadar büyük ve kalıcı kararları kapsıyor ki, hayret etmemek mümkün değil. “Keşke bu okula değil de falanca okula gitseydim! Keşke bu mesleği değil de bir başka mesleği seçseydim.” Elbette bazı keşkeleri yeteri kadar bilgi sahibi olmadan verdiğimiz kararlar oluşturmakta. Ancak bir kez bu kararı vermişiz ve artık keşke demenin ne kendimize ne de bir başkasına faydası yok.

Gelecekte keşke dememek

Yazının Devamı

Aklımızı kullanıp çalışırsak, ufkumuz açılır

10 Aralık 2022

Ernst E. Hirsch’in “Anılarım” isimli kitabındaki “Çalışan kazanır” bölümünü zaman zaman tekrar okurum. Anlaşılması gereken çalışanın kazanacağıdır. Hemen her şeyden şikâyet etmenin, bitmez tükenmez bir şekilde ağlamanın hiç kimseye faydası yok. Aklımızı kullanıp çalışırsak, ufkumuz açılır.

"Coşku, yetenekten daha önemlidir.”

İbranice “Ein Gedi”, Arapça “En Gedi” olarak yazılan bu sözcük “Çocuğun pınarı” anlamına gelmekte olup günümüz İsraili’nde, “Bir vaha ve doğa koruma alanı” olarak tanınmaktadır. Son yıllarda ülkenin en popüler doğa alanlarından biri olan bu alana yılda bir milyonun üstünde ziyaretçinin geldiği tespit edilmiştir.

Uzunca bir vadi boyunca oluşan Ein Gedi doğa alanındaki Mikveh Mağarası’nda, çanak çömlek öncesi Neolitik döneme ait, çakmaktaşı aletler ile bir ok ucu bulunmuştur. Kalkolitik (MÖ 4. bin yılın ortaları) döneme ait bir tapınak kalıntısı gün yüzüne çıkartılmış

Yazının Devamı

Ubuntu

4 Aralık 2022

Nihayet Dergisi’nin Eylül 2022, 93. sayısını okurken, Yıldız Kulkul’un “Ubuntu: Ben, biz ve öteki” isimli makalesine rastladım. Dilimizde tam olarak karşılığı bulunmayan, ilginç bir kavramı anlatıyordu. Seyahat amacıyla Tanzanya ve Zanzibar’a gittiğimde bu sözü duymuştum, ancak seyahat rehaveti nedeniyle, fırsat bulup “Neyin nesidir?” diye merak etmemiştim. Özellikle Zanzibar’da hemen herkesin her vesile ile dilinden düşmeyen “Hakuna matata!” sözü daha çok ilgimi çekmiş ve hangi düşünceyi veya eylemi ifade etmek için kullandıklarını araştırmıştım. Hakuna matata “Hiç üzülme” veya “Hiç sorun yok, kendini üzme, bildiğin gibi devam et” anlamında kullanılan bir kelime. Ben daha çok Zanzibar’da duydum ama, Tanzanya ve Kenya’da olduğu gibi Svahili dili konuşulan bölgelerde de yaygın olarak kullanılırmış.

“Hakuna matata”nın söylenişinin kulağa hoş gelen bir tarafı da vardı. Bir gezi sırasında yolumu kaybettim ve ıssız bir bölgede tek başıma kaldım. Hoş

Yazının Devamı