Öğretmelerimizin öğretmenleri

3 Aralık 2022

Son zamanlarda yapılan sistemli kazılar Etrüsk uygarlığının Roma emperyalizmi ve Hristiyanlık etkisiyle silinmeye çalışılmasına rağmen önemini ortaya koymaktadır. Bazı Batılı tarihçiler onlar için “Öğretmelerimizin öğretmenleri” demekteler.

İlkokulda mı, yoksa ortaokulda mı hatırlamıyorum ama, tarih dersi okumaya başladığımdan beri Etrüskleri merak ederim. Kimdir bu insanlar, nereden gelmişler, hangi dili konuşurlar, inançları nedir? Nasıl olmuş da yok olmuşlar?

Nereden geldiler?

Britannica Ansiklopedisi’nde; “İtalya’da kuzeyde Arno, güneyde Tiber arasındaki Etruria bölgesinde yaşamış eski halk olarak belirtilen bu insanların MÖ VI. yüzyıl gibi erken bir tarihte uygarlıklarının doruğuna ulaştığı ve oluşturdukları kültürün birçok özelliğinin Romalılar tarafından benimsendiği” yazmakta. Etrüskler büyük bir olasılıkla MÖ 800 dolaylarında Anadolu’dan gelerek Etruria’yı işgal etmişler ve Demir Çağı’nı yaşamakta olan yerli halkı egemenlikleri altına almışlar. Hükme bakın, “Etruria’yı işgal

Yazının Devamı

İktidar üzerine

27 Kasım 2022

“İktidar, her zaman söylenmesi mümkün olan ‘Hayır’ı, ‘Evet’e dönüştürebilme becerisine sahip olmalıdır.”

1959, Seul doğumlu Byung-Chul Han metalürji mühendisliği eğitimi alır. Daha sonra 1980’li yıllarda Almanya’da felsefe ve teoloji eğitimi görür. 2005 yılında Stuttgart’ta, “Was ist Macht / Güç Nedir?” adlı küçük bir kitap yayımlar. 2020 yılında bu kitap “İktidar Nedir?” adıyla dilimize çevrilir.

İktidar nedir? Sözlüklerde “İktidar”, “Bir şeyi yapabilmeye gücü yetme durumu, muktedir olma, kuvvet, kudret, güç”, “Ülke yönetimini elinde bulundurma”, “Ülke yönetimini elinde bulunduranlar, hükümet” olarak açıklanıyor.

Byung-Chul Han; “İktidar ne kadar güçlüyse, o kadar sessiz ve derinden etki eder. Özellikle kendini belirtmek zorunda kaldığı zaman, zaten zayıflamıştır…” demekte (s. 9). Ülke yönetiminde söz sahibi olmayı bir yana bırakın, yaptığımız herhangi

Yazının Devamı

Bathonea Kazıları

26 Kasım 2022

Küçükçekmece Gölü çevresi İstanbul’un arkeolojik mirası açısından oldukça zengindir. Bathonea Kazıları bu bölgedeki en önemli çalışmalardan biri olarak dikkat çekiyor.

Bir dünya kenti olan İstanbul’un geçmişi konusunda hâlâ yeteri kadar bilgiye sahip değiliz. Bu şehirde yaşayanların çok büyük bir çoğunluğu herhangi bir şehirde yaşar gibi yaşamakta ve geçmişini merak etmemekte. Yalnız yaşayanlar değil, şehrin yönetiminde görev alan gerek merkezi gerekse yerel yöneticilerin büyük bir çoğunluğu da ne yazık ki aynı arazdan mustarip. Çoğu kişi, hiçbir surette artık doğduğu, bir dönem yaşadığı şehre geri dönmeyi düşünmese bile hâlâ kendini doğduğu, atalarının bulunduğu şehre mensup addediyor ve bununla övünüyor. Halbuki gerek kendisi gerekse ondan sonra gelen kuşaklar, bundan böyle bu şehirde yaşamlarını sürdürmek mecburiyetindeler. Bunun bilincinde olmayan çoğu kişi bu şehri yağmalamayı hüner sanıyor ve ne yazık ki bu

Yazının Devamı

Moskhoslar ve Magoslar

20 Kasım 2022

Pythagoras (MÖ 580-500) hakkında araştırma yaparken, onun Milet’te Thales’in yanında eğitimini tamamladıktan sonra Mısır’a giderken bir dönem Sidon’da (günümüz Sayda), Fenikeli filozoflardan Moskhos’un (Mokhos) soyundan gelen din adamlarıyla ve kutsal gizemleri yorumlamada usta keşişlerle sohbet etme fırsatı bulduğuna dair bilgi edindim. Merak, her zaman iyi bir şeydir, insanı geliştirir, çalışıp bilmediği şeyleri öğrenmesine sebep olur. Akdeniz havzası ilkel bir hayat sürerken gerek Mezopotamya gerekse Mısır’da çok ileri bir uygarlık oluştuğunu hepimiz bilmekteyiz. Ancak Akdeniz’in doğu kıyılarında çok erken dönemlerden itibaren ticaret hayatının geliştiği ve denizin ticaret için yoğun olarak kullanıldığını bilmekle birlikte bölgede erken tarihlerde bir felsefi geleneğin var olduğu konusunda çok az bilgimiz bulunmaktadır. Bu arada belirtmek istediğim bir diğer husus ise Samos doğumlu olması Pythagoras’ı Helen yapmadığıdır, yüz yıl kadar sonra yaşayan ünlü tarihçi Herodotos, Samos’un Helenlere Herakles Direkleri (Cebelitarık

Yazının Devamı

Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü

19 Kasım 2022

Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü’nün amacı Japonya, Türkiye ve diğer ülkelerden gelen araştırmacıların birlikte çalıştığı bir bilim merkezi olarak; arkeolojik kazı ve yüzey araştırmalarını yürütmek, bu araştırmalar sonucu elde edilen bilgileri ve eserleri inceleyerek yayınlanmasını sağlamak, arkeoloji, konservasyon ve ilgili diğer bilim dallarında kurslar düzenlemek, sempozyum ve konferans gibi faaliyetler gerçekleştirmektir.

12 Kasım 2022 Cumartesi günü Milliyet Arkeoloji ve İş Sanat Kültürel Miras Buluşmaları kapsamında Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü ve Yassıhöyük kazı alanını ziyaret ettik. Ekim 1978 tarihinde Tokyo’nun yakınında yer alan Mitaka şehrinde Japon Prensi Takahito Mikasa’nın öncülüğünde “Japon Ortadoğu Kültür Merkezi” adıyla bir araştırma enstitüsü kurulur. 1998 yılında ise bu merkezin faaliyet alanında bulunan bölgelerden biri olan Türkiye’de “Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü” adıyla bir alt kurum hayata geçirilir. Bu arada 1985 yılı itibariyle

Yazının Devamı

Cehalet üzerine II

13 Kasım 2022

“Hiçbir şey bilmeyen cahildir, ama bilip de susan ahlaksızdır.”

Bertolt Brecht

Cehaletin muhteşem karanlığı, her şeyin üstünü örtüyor ve bazı insanların derin bir uykuya dalmasını sağlıyor. Bu insanlar da uykudayken gördükleri rüyaları gerçek sanıyor ve gelecek hayatlarının bu hayal dünyasının içinde geçeceğini umuyorlar. Diğer yandan uyanık kaldıkları kısa süreler içinde ise nasıl olursa olsun, hiçbir ahlak ve hukuk kuralına bağlı olmaksızın günlerini geçirmek için didiniyorlar.

Elbistan gezisi

1970’li yılların sonuna doğru Elbistan’a gitmiştim, bir mermer ocağını görmek için şimdi adını hatırlayamadığım bir mezraya uğradık. Derme çatma bir koyun ağılı ve ağılın bir köşesine sığınmış anne, iki oğul, iki gelin ve torunlar. Bir de pınarın başına yapılmış en fazla bir buçuk metrekare büyüklüğünde beton yalak. İki genç adam, iki de

bir yalağı gösterip “Ne güzel olmuş değil mi?” diye soruyorlardı. Birkaç kez tekrarlanan bu sorudan sıkıldım ve cevap vermek istemedim. Sonra

Yazının Devamı

Çağlar boyu Anadolu’da Kadın

12 Kasım 2022

Bu ülkemizin uluslararası anlamda yaptığı son sergi oldu. Bunun gibi sergiler, bir ülkenin hem kendi vatandaşlarına hem de dünyaya nelere malik olduğunu göstermesi açısından önemlidir.

İnsan kolay kolay akıllanmıyor, hoş şimdilerde de akıllandığımı söylemek doğru olmaz. 1973 yılında yaşadığım Aya İrini macerasından sonra benzer bir olayı, 1993 yılında Kültür Bakanlığı tarafından “Çağlarboyu Anadolu’da Kadın- Anadolu Kadınının 9000 Yılı” isimli bir uluslararası sergi düzenlenmesine karar verilmesi sonrasında da yaşadım. Sevgili dostlarım ve hocalarım bu serginin düzenlemesini benim yapmamı istediler. 1983 yılında yapılan “Anadolu Medeniyetleri Sergisi”nde rahmetli İlban Öz’ün yardımcılığını yapmış ve ondan çok şey öğrenmiştim, bu arada İlban Ağabey vefat etti. Bir şartla yaparım: “Eğer benim yanıma özellikle Kültür Bakanlığı’nın genç mensuplarını verirseniz bu işi üstlenirim, uluslararası bir sergi düzenlemek büyük bir deneyim işi, İlban Ağabey’den sonra bu iş bana düştü, benden sonra da

Yazının Devamı

Macellan

6 Kasım 2022

Dünya denizcilik tarihinde olduğu kadar, keşifler tarihinde de büyük yer verilmesi gereken Fernao de Magalhaes yani çoğunlukla “Macellan” olarak bildiğimiz bu cesur insan 1480 yılında soylu bir ailenin çocuğu olarak Portekiz’de dünyaya gelir. 1505 ile 1512 tarihleri arasında Portekiz Kralı’nın hizmetinde bulunur. Portekiz’in ilk Hindistan valisi Francisco de Almeida’nın filosuna katılır. Mozambik, Hindistan ve Malakka’da çeşitli savaşlara katılır, bu savaşlar Portekiz’in Hint Okyanusu’nun büyük bir bölümünde üstünlüğü ele geçirmesiyle sonuçlanır. Goa, Macao gibi kontrol noktaları oluşturmalarına yardımcı olur. 1512’de Portekiz’e dönen Macellan, ertesi yıl Azamor Kalesi’ni almak için Fas’ta görevlendirilir. Kasım 1514’de Lizbon’a geri döner, maaşının ve rütbesinin yükseltilmesini ister, bu isteği geri çeviren Kral Manuel, Fas’a geri dönmesini, dilerse bir başka hükümdarın hizmetine girebileceğini söyler.

İspanya Kralı’nın

Yazının Devamı