Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kızların yüksek lisans ve doktora yapması için NAYED’in düzenlediği iftara iş ve cemiyet hayatından yüzlerce bağışçı katıldı. Kız çocuklarının eğitiminin önemine vurgu yapan Emine Erdoğan, “Kadınlarımızın etkin karar mercilerine gelmeleri için daha çok çalışmalıyız. Cam tavan engelini aşmak yolunda çaba göstermek durumundayız” dedi

Bu bağışlar cam tavanı zorlayacak


Ramazan ayında veriler iftarların, sofrayı paylaşmanın önemi büyük. Ancak ihtiyacı olan yoksulların da yemek yediği iftar çadırları, toplumun dezavantajlı kesimlerine yardım amaçlı yapılan iftarlara katılmak daha da anlamlı. 5 yıldızlı otellerde verilen lüks iftarlardan farklı manevi bir hava var bu iftarlarda. Haliç Kongre Merkezi’nde, Nil Eğitim ve Yardımlaşma Derneği’nin (NEYAD) geçen akşam yükseköğretim çağındaki kızların eğitim seferberliği için düzenlediği, Emine Erdoğan’ın da katıldığı iftar daveti böyleydi. İftara ilgi büyüktü. Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden bağışçı Esra Üstünkaya’nın davetiyle oturduğum masada Elif Dürüst, Fatoş Dündar, Cenan Abas vardı. Saba Tümer, Çiğdem Simavi, Oya Eczacıbaşı, Nilüfer Bulut, Reyhan Kalyoncu, Türkan Sabancı selamlaştığım isimlerden sadece birkaçıydı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan yaklaşık 500 davetlinin elini tek tek sıktı. Masasına ezan okunduktan 10 dakika sonra oturabildi.

Doktoralı sayısı artacak

İftarın ardından yaptığı konuşmada, sivil toplum kuruluşlarının eğitime büyük yatırımlar yaptığını dile getirerek şunları söyledi; “2002’de kız çocuklarının ilk ve orta öğretimde okullaşma oranı yüzde 87 iken, 2015’te oran yüzde 95’e çıktı. Himayemizde gerçekleşen ‘Haydi Kızlar Okula’ kampanyası ile 300 bin kız çocuğumuz okulla tanıştı. Çok daha çarpıcı bir rakam vermek istiyorum. 2002-2015 aralığında, kadınlarımızın yüksek öğretimde okullaşma oranı, yüzde 13’ten yüzde 40’a çıktı. Bugün üniversitelerimizdeki kadın akademisyen oranı ise yüzde 40’ların üzerindedir. Bu rakam dünya ortalamasının hayli önünde. Bunlar, son derece sevindirici gelişmeler. Fakat kadınlarımızın etkin karar mercilerine gelmeleri için daha çok çalışmamız gerekiyor. Ekonomide, siyasette, medyada kadın bakışının varlığı son derece önemlidir. Cam tavan engelini aşmak yolunda çaba göstermek durumundayız.”

İlk kurucu kadın

Dünyada ilk üniversitenin kurucusunun, bir kadın olmasının bu anlamda son derece önemli olduğuna vurgu yapan Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bildiğiniz üzere, Fas’ın Fes şehrinde kurulan Karaviyyun Üniversitesi, dünyanın ilk üniversitesi olarak kabul edilir. Fatıma el-Fihri adında bir kadın tarafından kurulmuştur. Bu, hepimiz için ilham kaynağıdır. Gerek sosyal bilimler alanında gerekse diğer sahalarda kadın mucitler, teorisyenler, dünyaya bakışımızı etkileyecektir. Zira biz inanıyoruz ki kadın ve erkek birbirini tamamlar ve bütünler.”

Bu bağışlar cam tavanı zorlayacak


NEYAD Başkanı Nilgün Diptaş ise, “Erdoğan hanımefendinin önderliğinde kız çocuklarımızın eğitimine çorbada tuzumuz misali katkımız olabiliyorsa bundan mutluluk duyarız” ifadelerini kullandı. Gecede toplanan bağışlar yüksek lisans ve doktora yapan kız öğrencilerin eğitimine harcanacak.

Yaşlılardan öğüt: Neşeli ol hayatını yaşa

Önceki akşam da, Avrupa Birliği eski bakanı Egemen Bağış ile eşi Beyhan Bağış’ın geleneksel Darülaceze İftarı’na katıldık. Darülaceze Başkanlığı’nın avlusunda gerçekleşen iftarda teşekkür konuşması yapan Egemen Bağış, “Devlet zaten bütün ihtiyaçlarını gideriyor. Ama onların muhabbete de ihtiyacı var. Eşim ve çocuklarımla birlikte bayramlarda buraya geliyoruz. İstanbul’un en merkezi noktasından birindeyiz. Buradan geçerken bir beş dakika uğrayıp onlarla sohbet ederseniz inanın siz de huzur bulacaksınız” dedi. Masamızda oturan yaşlıların hepsine aynı soruyu sordum, Başa dönme imkanı olsa neyi farklı yapardınız? Aşağı yukarı farklı kelimelerle aynı şeyi anlattılar: Daha çok gezer, daha az takardık olayları. Hayat çok çabuk geçiyor, uğraş edinmeyi, çocuklar kadar kendine de zaman ayırmayı unutmamalı insan”. Verilen cevaplar bana, Antakya’da bulunan üzerinde Grekçe, ‘Neşeli ol hayatını yaşa’ ibaresinin olduğu mozaiği hatırlattı.