Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Aşırı sıcaklardan bunalanlar gün boyu buz gibi bir duşun hayaliyle yaşıyor. Akşam eve varır varmaz kendini banyoya atıyor. Sakın yapmayın!

Kalp Cerrahı Prof. Dr. Melih Us uyarıyor: “Çok sıcak bir ortamdan çok soğuk duşun altına girmek şok etkisi yapar. Bunun ölüme varan sonuçları dahi olabilir”

Soğuk duşta ölüm riski

Son günlerde gündem çok sıcak. Üstüne üstlük ‘sıcak’ da başlı başına bir gündem. Geç gelen yaz, açığını kapatmak istercesine bastırdı. Termometreler 30-35 derece arasında kalsa da yoğun nem, hissedilen sıcaklığı kimi günler özellikle güneyde 60 dereceye çıkarabiliyor. Metropoller, güney kadar abartılı rakamları görmüyor belki ama gördüğümüz de bize yeter! Dev binalardan oluşan labirentlerde ekmeğini arayan metropol insanı, trafik, kalabalık ve stresin yanı sıra sıcaklarla da baş etmek zorunda bugünlerde.
Uzmanların böyle günler için tavsiyeleri belli: Öğlen saatlerinde dışarı çıkmayın. Yüksek efor gerektirici aktivitelerden kaçının. Bol bol sıvı alın. Bunların hepsi doğru ve bilimsel. Peki ne kadar gerçekçi? Şehir hayatında kaç kişi bu tavsiyeleri yerine getirebilir?
‘Kalbimiz’ alarm veriyor
İnsanlar çalışmak zorunda. Demek ki dışarı çıkmaya mecburuz. Birinci tavsiyeyi böylece rafa kaldırıyoruz. Hem de çoğu insan şehir merkezindeki ofisine gitmek üzere şehrin kuzeyindeki ya da güneyindeki uydu kentlerden kalkıp saatler süren yolculuk yapıyor.
E ofis ortamının da kendine göre bir düzeni, kuralı var, kadınsanız bluz, etek ve topuklu ayakkabı, erkekseniz gömlek, kravat ve ceket sizin üniformanızdır. Kalktı mı ikinci tavsiye de rafa!...
Yüksek efor gerektirici aktivitelerden kaçınmak ise ‘yüksek efor’u nasıl tanımladığınıza göre değişiyor. Elimize çapalarımızı alıp tarlada çalışmıyoruz belki ama yüz binlercemiz son bir haftadır yürüyen merdivenlerinden sadece biri çalıştığı için Üsküdar Marmaray istasyonunun 5 katlı bir apartmana denk gelen dik merdivenlerini çıkmak zorunda kalıyor.
İsterseniz yüksek efordan kaçınıp aşağıda diğer 4 merdivenin tamir edilmesini bekleyelim! Demek ki bu sıcakta yaşayabilmek için bize daha hayatın içinden tavsiyeler gerek. İşte bunları öğrenmek için Fleboloji (Dolaşım sistemini inceleyen bilim dalı) Derneği Başkanı, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Melih Us’un kapısını çaldım. Melih Us ameliyattaydı, üstelik ameliyatı uzadı, dışarı çıktığında diğer ameliyata girmek için sadece 4 saati vardı ama Milliyet okurlarına altın değerinde öneriler sunmak için zaman ayırdı. Hocanın ameliyat trafiğinden de gördüğümüz gibi sıcak hava kalp damar hastalıklarını doğrudan etkiliyor.
Melih Us, bu etkiyi azaltmak için yapılması ve yapılmaması gerekenleri anlattı. Bazı noktaların altını kalın kalın çizdi. Dedi ki, “Çok sıcak, bunaldım, diye sakın kendinizi soğuk duşun altına atmayın. Çok sıcak bir ortamdan soğuk duşun altına girmek şok etkisi yapar. Bunun ölüme varan sonuçları dahi olabilir”.
Beş yıl önce Mustafa Denizli’yi TV’de izlerken renginin sarılığından ve soğuk ter dökmesinden kalp hastası olduğunu anlayarak ünlü futbol adamının hayatını kurtarmasıyla da belleklerde yer eden Prof. Dr. Melih Us ile sıcağın sağlığımıza olumsuz etkilerini azaltmanın yollarını konuştuk.
Nem daha yıpratıcı
Sıcaklar nedeniyle son 15 günde kalp ve damar rahatsızlıkları sebebiyle başvurular arttı mı?
Sıcaklık değil de daha çok nem oranı arttığında hasta müracaatları çoğalır. Bizim gibi ülkelerde sıcaklık çok fazla yükselmiyor. Mesela İstanbul’da 30-35 dereceyi geçmiyor. Sorun nem oranında. Eğer nem yüksekse o zaman hem tansiyon hastaları hem de kalp hastaları benzer bulgularla gelirler.
Kan, reçel gibi oluyor
Nedir o bulgular?
Tansiyon oynamaları, nabız oynamaları, halsizlik, isteksizlik, baş dönmeleri gibi şikayetler. Genelde sıcaklarda sadece basınç yüksekliği değil sıvı kaybı da ön planda olduğu için kalp ve damar hastalarında bu da çok önemli.
Sıvı kaybı olduğunda yine ciddi anlamda tansiyonda, nabızda oynamalar olur. Ayrıca sodyum, potasyum, kalsiyum gibi elektrolitler terleme ve solunumla sıcaklarda kaybedilir.
Eğer kişide bu elementler eksik ise yine kalp semptomları yapabilir. Kişinin kalp ve damar sistemi sağlıklı, damarları açık, tansiyonu normal ise bu durumda dahi basınç, nem yüksekliği bazı bulgular yapabilir.
Bunu engellemek için ne yapmalıyız?
Kışın 2.5, 3 litre sıvı tüketimi önerirken, yazın 3.5 litre civarında sıvı alımı öneriyoruz. Ancak böbrek hastaları için durum farklı. Bir kişinin böbrek fonksiyonları iyi değil, sıvı alımı sıkıntılı ise, günde 3.5 litre sıvı alımı önermek son derece zarar verir. Kişiye özel konuşmak lazım yani.
Sıvı alımı hem kalp, hem tansiyon, hem de varis hastalıklarında önemli. Çünkü sıvıyı az aldığınızda kan yoğunluğu artıyor ve reçel gibi oluyor. Gerektiği kadar sıvı alırsanız kanın damarlar içindeki akışı son derece kolay oluyor.
Ani bacak şişmeleri...
Sıcak bünyemize ne yapıyor?
Sıcak ve nemde kan daha çabuk pıhtılaşıyor. Aynı zamanda damarları genişlettiği için hasta ödeme meyilli ise ödemler oluşuyor. Bizim sıcaklardan daha çok korktuğumuz pıhtılaşmadır. Pıhtı oluştuğu zaman, pıhtıyı oradan eritmek çok zor. Alınması, ilk 24 saatte müdahale edilmesi lazım.
Pıhtı toplardamarda olunca bacak aniden şişer, eğer oradan akciğere atarsa Allah korusun ölüm ile sonuçlanabilir.
Eğer büyük bir pıhtı gelirse çoğu hastamızı kaybediyoruz bu sebeple. Pıhtılaşma kalpte olursa kalp krizi, bacaklarda olursa akciğer tıkanması yapar. Günde 3-3.5 litre sıvı alınca bu risk azalıyor.
Kalp açısından durum nasıl?
Basınç, nem yüksek olduğundan kalbin daha performanslı çalışması gerekiyor. Sıvı alımı bunu engellemek için de önemli. Mesela, bir hastanın yüzde 50 darlığı var ise, bu durumda stent takmıyor, ilaç tedavisi vererek evine yolluyoruz.
Ama diyelim ki bir spazm oluyor, darlık yüzde 60-70’e çıkıyor bir anda, hasta kalp krizi geçiriyor.
Veya yeterince sıvı almıyor ki özellikle ramazan ayında çok karşılaşıyoruz. Basıncın ve nemin yüksek olduğu günlerde, hasta sıvıyı az alırsa, dar olan yerden kanın geçişi zorlaşacaktır. Normal havalarda problem olmayan yüzde 30 - 40’lık darlıklar sıcak havalarda semptom verir hale gelecektir. Sıvı alımı bu nedenle de çok önemli.
Suyun dağılımı nasıl olmalı?
Öğlene kadar bir litre, akşama kadar diğer litreyi, akşamdan geceye bölerek kalan bir litrenin tüketilmesini öneriyoruz.
Prof. Dr. Melih Us böbrek hastalarını dışında tutarak uyarıyor: “Bu havalarda günde 3.5 litre su içmeliyiz. Yoksa damarlarımızda dolaşan kan koyulaşır, reçel kıvamını alır.”
Soğuk duşta ölüm riski
Soda yüksek tansiyonluya yaramaz
Sıvıdan kastınız ne? Soda, ayran buna dahil mi?
Natürel suyu kast ediyoruz. Soda özel bir konu. Şöyle ki; kalp hastalarının çoğu aynı zamanda tansiyon hastasıdır. Eğer hastanın tuzu yüksekse bu hastaya soda tüketimi önerirsek elektrolit vermiş oluyoruz.
Tuzu daha artırmış oluruz yani. Bu da hipertansiyona sebep olabiliyor. Ama bazen hastanın böbrekleri tuzu tutamıyor, tuz düşüklüğü oluyor. Bu durumda günde iki- üç sodayı biz öneriyoruz. Bizim hastalıklarımızın şakası yok, kişinin hayatı söz konusu. Bu uygulamaların hepsi kişiye özel olmalı. Tuzlu ayran diyorlar mesela. Ama kişinin tuzu yüksek ise aksine tansiyonu fırlatırsınız. Sıcaklarda kaloriyi daha sulu gıdalarla almalı. Öğünleri az ve sık yemeli. Yazın öğlen yemekleri atlanır çok yanlış, akşama yüklenirsiniz, akşam onu öğütecek zaman olmadığından kolesterol yüksekliği veya başka anomali olarak size geri döner.
Varisli hasta babet değil dolgu topuk giymeli
Tansiyon hastaları nasıl ayakkabı giymeli?
Bacaklarda şişme varsa bu hastanın tansiyondan çok toplardamar yetmezliği vardır. İlk zamanlarda gece krampları bir de sürekli yorgunluk yapar.
Sıcaklarda damarlar daha da genişliyor. Varis hastalığı olanların şikayetleri mayıs ayından itibaren artmaya başlar. Maalesef bu hastalar önce nörolog, ortopedistlere gider, sonra bize gelirler.
Türkiye’de bu işle ilgilenen kalp damar cerrahı uzmanlarının sayısı az. Bu bilime Fleboloji deniyor. Flebeloji Derneği’nin Türkiye’deki başkanıyım. İç varis ameliyatlarını yapan az sayıda uzmandan birisiyim. Bazen kaşıntı ve kapanmayan yaralar da olur. Bu nedenle iç variste erken tanı çok önemli. Hastalığın ileri safhasında ameliyat daha orta düzeyde ise varis çorabı ve ilaç tedavisi vermek gerekiyor. Düz ayakkabı aslında önerdiğimiz bir şey değil. Ayak ile bacak arasındaki açı 90 derece olduğu için düz ayakkabıda kan akımı, dönüşte zorlanır. Biz dolgu topuk tarzı 3 - 4 santim yüksekliğinde, akıma rahatlıkla müsaade edecek yükseklikteki ayakkabıları öneriyoruz. Babet tarzı ayakkabıları dolaşımı bloke ettiği için pek önermiyoruz.
Klima nemi alır kalbe faydalı
Soğutması bir yana havadaki nemi aldığı için klimanın kalbe faydası olduğunu söyleyen Melih us, “Ama uykudayken metobolizma yavaşlıyor. Vücut ısısı bir miktar düşüyor. Bu nedenle gece odayı soğutup sonrasında nem formatına almalı. O zaman daha fazla soğutmaz, sadece nemi alır” diyor.
Koalisyon buluşmasından önce hafif yemek
Ankara’da sıcak bir gündem var. Ankaralılara ne önerirsiniz? Koalisyon görüşmelerinde strese maruz kalan siyasetçiler ne yapmalı?
Sadece Ankaralılar değil bütün Türkiye bekliyor. Stres yüklenmeden sabırla beklemek lazım herhalde.
Ama siyasiler stres yönetimini iyi yapan, bazen bilinçli olarak seviyesini yükselten insanlar, strese alışkınlar yani. Hayatları böyle geçiyor. Toplantılardan önce ağır yemek yememeleri yeterli.
Ayakları dikmek yararlı mı?
Çarpıntı anında ayakları havaya mı kaldırmalı?
Doğru bilinen yanlışlardan bu da. Tansiyon düşüklüğü var ise ayakları kaldırdığınızda yüzde 30-40 oranında kalbe ekstra kan veriyorsunuz. Bu durumda faydası olur. Ancak aksine kişinin tansiyon yüksekliği varsa, bir de ayakları kaldırdığınızda kalbe ilave yüzde 30 - 40 yük bindiriyorsunuz.
Kalp zaten zorlanmakta, bunu da yaptığınızda hastaya zarar verirsiniz. Bu nedenle bilinçli davranmak önemli. Eskiden dil altı hapı verilirdi mesela. Ancak dil altı haplarının çoğunun bilinçsiz kullanıldığı ortaya çıktı. Çok gerekmedikçe hastanın yanına dil altı hapı vermiyoruz artık. Bilinçsiz tüketimde dil altı hapları aksine zarar verir.
Yaşamına mal olabilir. Türkiye’nin her yerinde sağlık hizmetleri var artık, hasta ciddi bulgular hissettiğinde derhal sağlık hizmeti birimlerine gitmeli.
Sıcak duş mu, soğuk duş mu hangisi damar yolunu daha rahatlatır?
İkisi de değil, çok sıcak su iç damarları genişletir ve zarar verir. Çok soğuk duş damarları büzer yine kişiye zarar verir. Genelde biz çok sıcak ve soğuk olmayan ılık duş öneririz. Herkesin evde, klimalı ortamda çalışma şansı yok, dışarıda çalışanlara güneşin zararlarından korunmak için şapka ve yansıması fazla olan açık renk kıyafetler giymesini öneriyoruz.
Hocam özellikle tatillerde sıcak ortamdan çıkıp buz gibi sularla duş alınıyor. Bunun beyin kanamasına yol açtığı söyleniyor, size gelmeden kuaförde rastladığım birisi genç yaştaki yakınını böyle bir nedenle kaybettiğini söyledi. Bu kadar ciddi bir konumu mu bu gerçekten?
Anlattığınız durumdaki insan beyin kanaması değil de şok geçirmiştir. Çünkü çok sıcak sudan veya ortamdan çok soğuk suya geçildiğinde damarlar büzülür.
Çok soğuktan çok sıcağa geçildiğinde de aynısı olur. Kesinlikle tavsiye etmiyoruz. Mesela insanlar saunaya giderler sonra çıkar şok havuzlarına girerler. Son derece zararlıdır, enfarktüsü tetikleyebilir, ritim sistemine zarar verebilir. Şok insan vücuduna zararlı, çok yanlış bir uygulamadır.
Günde kaç kez duş almalı?
İmkan varsa bence günde iki kere...
Aşk kalbi yorar mı?
Mutluluk her zaman faydalıdır. Tansiyon sistemine de kalbe de iyi gelir.
Yorgun uyanmak normal değil
İnsanlar çalışıyor ve öyle kimse uzmanların önerisine uyup evde falan oturamıyor. Normal hayat akışında bünyemizde ne hissedersek önemsemeliyiz?
Halsizlik, yorgunluk, mesela daha önce rahatlıkla 15 dakikada yürüdüğü güzergahta zorlanıyorsa, yani performans düşüklüğü, nefes darlığı var ise bunlar çok önemli bulgular.
Çarpıntı atakları, kronik yorgunluk sonra, hasta her sabah yorgun uyanır. Bu da normal değildir. Performans düşüklüğü birden bire olmaz. Oldu ise araştırmak gerekiyor. Genelde bunun altından kalp ve damar hastalıkları çıkar.