Önce yasal durum, sonra benim görüşüm:Birincisi, kat mülkiyetine tabi binalarda bakılan ev hayvanları şayet çevredekiler için rahatsızlık kaynağı olur veya tehlike arz ederse hayvanın uzaklaştırılmasına karar verilir.İkincisi, yönetim planına bakılır. Yönetim planında evde hayvan beslenmeyeceği hükmü varsa yine hayvanın uzaklaştırılmasına karar verilir.Bunun dışında uzaklaştırma kararı verilmez.Ancak haberde kedinin tüylerinin komşu balkonlara gittiği ve rahatsızlık yarattığı iddia edilmiş. Burada görülen o ki, gerçekte aralarında başka ihtilaf bulunan komşular böyle bir iddiayla davalının hayvanını elinden alma gibi bir müeyyide uygulatmışlar. İşte karar verilirken buna dikkat etmek, başkalarının arasında meydana gelen ihtilafta intikam hissini tatmin edici kararlar vermemek lazım. Yazdıklarım münhasıran haber konusu olay için değil, genel bilgidir. Ancak ne yazık ki hiç sesi çıkmayan köpeklerin havlayarak rahatsızlık verdiği, kedilerin tüyünün üç kat yukarı çıktığı iddiası ileri sürülerek intikam hislerinin tatmin edildiği görülmektedir.Şimdi benim görüşüm...Evcil hayvanlar insanları yaşama bağlar. Hayvan sevmeyen, insan sevmez; hele hele çocuklara hayvan sevgisi aşılamak bir görevdir. Ancak bizler olayları tahrif ederek insanları bu evcil hayvanlardan uzaklaştırıyoruz. Bir kedi veya bir köpeğin bir evde bakılmakta iken sokağa atılması daha mı mantıklı bir çözümdür? Bir evdeki kedinin bir başka eve vereceği rahatsızlığın yüzlerce katını komşudaki hırçın koca, üst kattaki ikiz kardeş, balkonundan halı silken ev hanımı vermektedir ama onlar için "Sokağa atın" kararı çıkmamaktadır. Sonuç olarak uygulanan sistem hatalıdır, istismara açıktır. Hayvanseverleri rencide etmektedir, hayvan bir eşya değildir, sevgi bekleyen ve bunun karşılığını fazlasıyla veren bir canlıdır. Bu böyle biline. tamerheper@host.com Bizim gazetede haber oldu. Evinde kedi besleyen bir vatandaş hakkında mahkeme, kedilerin evden uzaklaştırılmasına karar vermiş. Bu olay olağan mı?