Fenerbahçe ile Trabzonspor arasındaki mücadelenin skorunu bariz hatalar belirledi. Öyle ki, iki teknik direktör ve bazı futbolcular hata konusunda adeta yarıştılar.
Önce Ersun Yanal ve Trabzonspor’un hatalarından başlayalım. Bordo- mavililer maça golle başlayıp büyük bir avantaj yakaladılar. Ancak Burak Yılmaz’ın sakatlanması dengeleri değiştirdi. Ersun Yanal’ın sakatlanan Burak Yılmaz’ın yerine Rodallega’yı değil de N'Doye’u tercih etmesi bence ciddi bir hataydı. Çünkü Rodallega da aynı Burak Yılmaz gibi boş alanlara koşu yapan, alan yaratan bir santrafor. Oysa N'Doye bu özelliklere sahip değil. Nitekim Trabzonspor, N'Doye oyuna girdikten sonra hücumdaki etkinliğini kaybetti ve geriye yaslanmak zorunda kaldı.
Bu arada 50.dakikada N'Doye’un karşı karşıya yakaladığı fırsatı Rodallega yakalasa, sonucun daha farklı olabileceğini rahatlıkla ifade edebilirim. Ancak Ersun Yanal geçen sezondan beri Rodallega’yı ikinci planda tutuyor. Belli ki şimdi de üçüncü santrafor olarak görüyor. Bana göreyse Trabzonspor’da Burak Yılmaz’dan sonra, hatta onunla birlikte oynayacak isim Rodallega’dır.
Ersun Yanal’ın bir diğer hatası da 2-1 öne geçtikten sonra Yusuf Yazıcı’ yı oyundan
Kasımpaşa- Beşiktaş maçını izleyenler iki iyi takımın mücadelesine tanık oldular. Kasımpaşa, kadrosunu büyük ölçüde yeniledi. Giden etkili isimlerden dolayı Kasımpaşa’nın güç kaybetmiş olabileceğini düşünüyordum. Ancak görüldü ki, iyi transferler yapmışlar. Özellikle Mahmoud Trezeguet ve Markus Neumayr etkili oyunları ve attıkları güzel gollerle dikkat çektiler. Beşiktaş karşısında izlediğimiz Kasımpaşa, geçen hafta deplasmandaki Alanyaspor galibiyetinin tesadüfi olmadığını gösterdi. Başarılı teknik direktör Kemal Özdeş yönetimindeki Kasımpaşa, bu sezon dikkat edilmesi gereken takımlardan biri olacağa benziyor.
Beşiktaş karşılaşmaya iyi başlamasına rağmen maçın her anında oyunun tam hakimi olamadı. Çünkü Kasımpaşa buna izin vermedi.
Siyah- beyazlılar özellikle ilk yarıda daha üstündüler. Ama ikinci yarıda üçüncü golü bulup maçı kopartamadılar. Tam tersine ikinci yarıda ev sahibi takım güzel bir set oyunu kurdu. Özellikle 65.dakikadan sonra Kasımpaşa istediği pasları yapıp oyunu tamamen sete dönüştürüp, tempoyu da ayarlayınca Şenol Güneş iki değişiklik birden yapmak zorunda kaldı.
Ancak bu değişiklikler Şenol Güneş’e umduğunu getirmedi. Çünkü hem bu değişikliklerden kısa
Dün gece izlerken de görüldü ki Vardar, Fenerbahçe ayarında bir takım değil. Ama maç sonunda skor tabelasında Makedon takımının üstünlüğü vardı.
Olayı kısaltalım. Fenerbahçe çok kötü oynamadı. Ahmethan ilk yarıda iki, ikinci yarıda bir uygun pozisyonu değerlendiremedi. Bunun dışında başka pozisyonlar ve kaleye atılan önemli şutlar da vardı. Alper ve Dirar’ın şutları ile Ozan Tufan’ın ikinci yarıda kale önünde vuramadığı topu bunlara örnek olarak verebiliriz.
Ama bunlara rağmen Fenerbahçe kaybetti. Bunun temel nedeni sarı- lacivertlilerin kadro yapısı. Kalede Volkan ve Kameni, yaptıkları hatalarla birbirlerini aratmıyorlar! Öte yandan Kjaer’nin satıldı fakat yeri dolmadı. Aykut Kocaman, Roman Neustadter’in kötü performansından dolayı Vardar maçında stoperde Mehmet Topal’a şans verdi. Bu tercihin eleştirilmesi kesinlikle doğru değildir. Çünkü ben de dahil olmak üzere pek çok yorumcu, böyle bir alternatif olduğunu dile getirmişti. Bir kez daha belirtmek gerekirse, bu alternatifin nedeni Kjaer’in satılması ve Neustadter’in onun çeyreği bile etmeyen performansıydı. Yani bu fikir durduk yere ortaya çıkmamıştı. Ama görüldü ki, Mehmet Topal da stoper için uygun isim değil.
Esasen
Türk futbolunun efsane takımlarından Göztepe, 14 yıl önce Fenerbahçe maçıyla veda ettiği Süper Lig’e yine bir Fenerbahçe karşılaşmasıyla merhaba dedi. Kaderin bu cilvesi, ilk hafta efsane bir randevu yaşamamıza neden oldu.
Göztepe, yeni bir takım kurdu. Sarı- kırmızılıların uyum yakalamaları için zamana ihtiyaçları var. Göz Göz’ün ileride çok daha iyi olacağına eminim. Çünkü bu sinyali verdiler. Yeni bir takım olmalarına rağmen Fenerbahçe karşısında ezilmediler. 90 dakika boyunca oyuna ortak oldular. Hatta kimi zamanlarda, özellikle hücum anlamında rakiplerine üstünlük sağladılar. Eğer muhteşem Göztepe taraftarı tribünde olsaydı, maçın sonucu daha farklı olabilirdi.
Göztepe’nin geçen seneki kadrosundan ilk on birde olan iki oyuncu, Leo ve Jahovic başarılı futbollarıyla göz doldurdular. Özellikle Leo, stoper orijinli bir futbolcu olmasına rağmen sol bekte başarılı bir oyun sergiledi ve çok doğru kademelere girdi.
Jahovic ve Ghilas ile iyi bir ikili oluşturdular. Jahovic dizilişte sağ açık pozisyonunda gözükmesine rağmen, bu ikili maç içerisinde sürekli yer değiştirdiler. Bu arada Jahovic’in kimi zaman kendi kale sahasından top çıkarması da takdire şayandı.
Castro ve
Ligin ilk maçı, hatta ilk birkaç hafta her zaman zordur. Nitekim Medipol Başakşehir de Bursaspor karşısında, Brugge ile yaptığı maçların biraz uzağında kaldı.
Öncelikle orta sahada Emre’nin eksikliği net bir şekilde hissedildi. Gökhan İnler önemli bir futbolcu. Ama Emre’nin yerini tam olarak doldurabildiğini söylemek zor.
Clichy hücuma çok katkı veremedi. Ayrıca turuncu- lacivertliler, son ve bitirici paslarda da hatalar yaptılar. Bu nedenle de pek çok top, pozisyona dönüşemeden eridi.
Kısaca Emre’nin eksikliğini, Sevilla maçı öncesinde olunmasını ve sıcak havanın etkisini Başakşehir’in Bursaspor karşılaşmasında yaşadığı sıkıntıların nedenleri arasında sayabiliriz.
Bu eksilerden sonra şimdi gelelim artılara. Sahanın tek hakimi tartışmasız Başakşehir’di. Maç tamamen turuncu- lacivertlilerin kontrolünde geçti.
Elia ne kadar önemli bir transfer olduğunu bir kez daha gösterdi. Maçın iyilerindendi. Güzel bir vuruşla attığı gol, takımına üç puanı getirdi.
Sahanın en iyi iki ismiyse Mahmut ve Adebayor’du. Mahmut müthiş oynadı. Özellikle Emre’nin yokluğunda takımının orta sahada ayakta kalmasını sağladığı gibi ileri çıkışlarda da etkili oldu.
Adebayor mükemmel bir profesyo
Sahaya atılan yanıcı ve patlayıcı maddeler…
Sahaya giren kelebek cinsi bıçak…
Her golden sonra oyun alanının içindeki taraftarlar…
Maçın bitiş düdüğüyle Konyaspor taraftarlarının sahaya hücum etmeleri ve Beşiktaş tribününe yönelmeleri…
Maalesef Beşiktaş ile Atiker Konyaspor arasında oynanan Süper Kupa maçından aklımızda kalanlar bunlar.
Gördüğünüz gibi yine futbol konuşamıyoruz, yazamıyoruz. Geçen sezon Türkiye Kupası ve TFF 1. Lig Play- Off finalinde yaşananlar hala hafızalarımızda.
O yaşananlardan sonra artık bir şeylerin değişeceğini ummuştuk. Ama Süper Kupa maçında futbol dışı olaylar zirve yaptı!
Zaman geldi de geçiyor. Acilen önlem alınması şart. Elde bunun için uygun bir kanun da var. Bu maçta sahaya giren taraftarların tamamını ömür boyu sahalardan men ederek işe başlanabilir.
Medipol Başakşehir önemli bir başarıya daha imza attı. Abdullah Avcı’ nın takımı, rövanş maçında da bir an olsun disiplini elden bırakmadı. İki güzel golle ilk yarıda skoru bulan turuncu- lacivertliler, ikinci yarıda daha rölanti bir oyun oynadılar. Bununla birlikte rakiplerine pozisyon şansı vermediler.
Medipol Başakşehir’in başarısının iyice irdelenmesi gerekiyor. Çünkü bu başarı hikayesinden çıkartılacak önemli dersler var. Özellikle kulüp yönetimi ve kadro mühendisliğine dikkat edilmeli. Boşa harcanan bir kuruş bile yok. Cengiz Ünder gibi bir yıldız adayı kaybedilmesine rağmen, yapılan yeni transferlerle geçen sezondan daha iddialı bir Medipol Başakşehir oluştu.
Yapılan doğru transferler, oluşturulan kulüp kültürü ve bunların hepsinin mimarı çalışkan bir teknik direktör…
Peki şu ana kadar izleyip övdüğümüz Medipol Başakşehir’de zayıf halka yok mu? Bana göre şu an için takımın en zayıf halkası kaleci Volkan Babacan. Milli kaleci maalesef hiç güven vermiyor. Bu performansını devam ettirirse, Lucescu’nun oluşturacağı Türk milli takımında kaleyi koruması zor gözüküyor.
Medipol Başakşehir’i Play- Off’ da zorlu rakipler bekliyor. Play- Off maçlarının sonuçları ne olursa
Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi ön eleme maçnda Sturm Graz'ı deplasmanda mağlup ederek tur kapısını araladı.
Fenerbahçe maça çok iyi başlayamadı. Nitekim basit bir golle de yenik duruma düştü. Fakat Sarı- lacivertliler bu golden sonra istedikleri oyunu sahaya yansıtmayı başardılar ve bunun sonucunu skor olarak da aldılar.
Geçen sezondan çok farklı bir Fenerbahçe izledik. Aykut Kocaman etkisi kendisini net bir şekilde gösterdi. Fenerbahçe maçın başındaki o bölüm hariç, oyunun genelinde hakim olan taraftı. Topa rakiplerinden daha fazla sahip olan sarı- lacivertliler, hemen her bölgede de rakiplerine üstünlük sağladılar.
" Hemen her bölgede " diyorum, çünkü defansta çok ciddi sıkıntılar yaşandı. Yenilen gol zaten en güzel örneği oluşturdu. Bunun dışında Roman Neustadler bazı önemli hatalar yaptı. Keza Şener de beklentilerin altında kaldı. Örneğin ikinci yarıda sağdan ceza sahasına getirdiği topu Ahmethan' a aktarmaması maçın skoruna etki etti.
Bu maçı izledikten sonra Kjaer' in takımda kalması gerektiği yönündeki düşüncem kesinlik kazandı. Fenerbahçe eğer bu sezon yüksekleri hedefliyorsa güçlü bir stoper tandemine sahip olmalı.
Fenerbahçe' yi ofansif olaraksa beğendim.