CIA’da infaz anı kaydı var mı?

25 Ekim 2018

Cemal Kaşıkçı’nın anlık bir hadise değil, planlı bir operasyon sonucu öldürüldüğü ve emri kimin verdiği açık. Dolayısıyla da Suudi yönetimi için şu andan sonra tek çıkış yolu gereğini yapmak. Çünkü “Prens masalları” ya da meseleyi birkaç güvenlik ve istihbarat mensubunun üzerine yıkar, kapatırız gibi manevraları artık kimseye yediremez. Hele de Kaşıkçı’nın infaz anı görüntü ve ses kayıtlarının varlığı konuşulurken... Ve de tüm dünya merakla o kaydı beklerken... Yani deşifre olmanın devamı var ve Suudi yönetimi her an daha fazla köşeye sıkışabilir. Nitekim Trump da bunun farkına vardı ve ilk andaki “İkna oldum” açıklamasından çark ederek, “Suudilerin başlangıçta oluşturdukları mefhum çok kötüydü. Kötü şekilde uygulanmıştı. Üzerinin örtülmesi çabası bugüne kadarki en kötü örtbas girişimiydi. Bu fikir kimin aklına geldiyse başı büyük belada, olmalı da” sözleriyle tam aksi bir görüntü verdi. Ki bunun dozajı CIA Direktörü Gina Haspel’in Ankara temaslarından sonra vereceği rapor doğrultusunda daha da artabilir. Dolayısıyla, bu noktada kafa karıştıran kritik detay da şu:

CIA bunları baştan bilmiyor muydu? Ya da biliyordu da duyulmasını istemediği bazı bilgilerin MİT’te de olduğunu

Yazının Devamı

Kaşıkçı olayı Trump’ı zora sokar mı?

22 Ekim 2018

Cemal Kaşıkçı’nın infazındaki pervasızlık, olayın örtbas edilme çabasıyla bir kez daha pik yapmış durumda. Hem de yine insan aklıyla dalga geçercesine. Şöyle ki; daha önce Kaşıkçı için binadan ayrıldı diyen Suudi Arabistan sıkışınca “konsoloslukta çıkan arbedede öldü” açıklaması yaptı, buna da anında Trump’tan “güvenilir buldum” yanıtı geldi. Hemen sonrasında da diğer müttefikler Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Yemen, Suudi Arabistan’ın yanında saf tuttu. Yani daha Kaşıkçı’nın cesedi ortada yok, tek parça mı, ya da nasıl, kim tarafından öldürüldüğü belli değil ama Trump ve müttefikleri ikna (!) olmuş havasındalar. Dolayısıyla da tam anlamıyla “şıracı, bozacı” hikayesi gibi bir durum söz konusu. Üstelik de Suudi yetkililerin Cemal Kaşıkçı’yı yakalamak üzere kendi aralarında yaptıkları görüşmelerin CIA’nın dinlemesine takıldığının bilinmesine rağmen... Tabii Trump biliyorsa ya da ne kadarından haberdarsa? Çünkü bu dinlemeyle bağlantılı olarak CIA’nın Kaşıkçı’nın öldürülmesine göz yumduğu, ABD isteseydi Türkiye’ye haber verirdi veya bu adamı uyarır, “gitme oraya” derdi gibisinden “derin” senaryolar var. Hatta daha “derinleri” de... Örneğin dün konuştuğum bir istihbarat

Yazının Devamı

ABD Cemal Kaşıkçı olayının neresinde?

20 Ekim 2018

Arapsaçına dönen Cemal Kaşıkçı olayının iki boyutu var. Biri henüz resmen açıklanmayan cinayet ve detayları, diğeri böylesine pervasızca yapılan bir infazın bağlantıları. O nedenle de sadece kriminal soruşturmayla, yani Kaşıkçı’nın akıbeti ve Suudi infaz timini somutlaştırmakla düğümü çözmek zor. Özellikle de bu eylemde başka ülkelerin parmağının da olabileceği düşünüldüğünde... Çünkü Suudi Arabistan’ın ekonomik gücü ve Ortadoğu politikasındaki yeri üzerine pek çok hesap var. Dolayısıyla da Suudi gizli servisinin imkân ve kabiliyetini aşan başka “derin” bağlantılar olasılığı da yüksek. Tabii bu noktada akla ilk gelenler de malum şüpheliler ABD ve jandarması İsrail. Evet, Trump böyle bir olayın kabullenilemeyeceği ve sonuçlarının ağır olacağı gibisinden oldukça sert açıklamalar yaptı ama Suudi Arabistan’la olan ekonomik ve siyasi çıkar ilişkileri dikkate alındığında buna ne kadar cesaret edeceği ya da dozajı konusunda soru işaretleri var. Dahası, Suudi yetkililerin Cemal Kaşıkçı’yı yakalamak üzere kendi aralarında yaptıkları görüşmelerin CIA’nın dinlemesine takılması ve buna rağmen ABD’nin müdahale etmemesi gibi garip bir durum da söz konusu. Hatta Kaşıkçı’nın CIA ajanı olduğuna

Yazının Devamı

CHP’de ‘uyuyan’ ön seçim üyeleri

18 Ekim 2018

CHP’de belediye başkanlığı ve belediye meclisleri için aday adaylığı başvuruları yarın sona eriyor ama aday belirleme yöntemi hâlâ flu. An itibarıyla başta İstanbul olmak üzere il ve ilçe örgütlerinden ön seçim talepleri geliyor ancak genel başkan Kılıçdaroğlu “Üye yapısı sağlıklı değil” gerekçesiyle buna pek sıcak bakmıyor. Dolayısıyla da bu açıdan partide sıkıntı var. Özellikle de Kılıçdaroğlu’nun öne sürdüğü gerekçe nedeniyle. Çünkü bu konu sürekli dillendirilen ama düzeltilmesi noktasında bir türlü adım atılmayan bir CHP ritüeline dönüşmüş durumda. Hem de bu konuda yapılan çalışmalara, hazırlanan raporlara rağmen... Örneğin, siyasette çok deneyimli isimlerden olan Murat Karayalçın CHP İstanbul İl Başkanlığı döneminde partinin taşra örgütü için bir model çalışması yapmıştı. Bu çalışma da CHP İstanbul İl Örgütü’nün 26 Aralık 2015’teki il kongresinde iki gün boyunca tartışılmış, sonrasında da oy birliğiyle kabul edilmişti. Buna göre, CHP üyelerinin seçme ve seçilebilme hakkını kullanabilmeleri için eğitim, aidat ödeme, parti etkinliklerine katılım, kıdem gibi bazı ölçütler ile KPSS benzeri bir puanlama sistemi öngörülüyordu. Yani aldığın puan kadar seçme ya da seçilebilme

Yazının Devamı

Cemal Kaşıkçı CIA ajanı mı?

15 Ekim 2018

Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolos-luğu’nda sır olan Cemal Kaşıkçı’nın akıbeti kadar kim olduğuyla da ilgili kafalar karışmış durumda. Çünkü 2 Ekim’de konsolosluk binasına girdikten sonra kaybolduğunda Suudi vatandaşı Kaşıkçı’nın Suudi Kralı’na muhalif yazarlığı ön plandaydı. Aradan geçen iki haftada ise buna CIA başta olmak üzere bir çok ülkenin gizli servisleriyle bağlantı, yani“ajanlık” iddiaları da eklendi. Hatta Kaşıkçı’nın çift taraflı ajan olabileceği dahi konuşuldu, konuşuluyor. Dolayısıyla da öldürülmesi ya da kaçırılmasına neden olan gerekçeler arasında Washington Post’taki rejim muhalifi yazılarının yanı sıra fazlasıyla “casusluk” senaryoları da var. Bunda da Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Gizli Servisi eski başkanının danışmanı ve dünyaca ünlü işadamıAdnan Kaşıkçı’nın yeğeni olmasının payı büyük. Dahası Suudi yetkililerin muhalif gazeteciyi yakalamak üzere kendi aralarında yaptıkları görüşmelerin Amerikan istihbaratı CIA’nın dinlemesine takılması gibi soru işaretleri söz konusu. Yani CIA bir yerleri(!) dinliyor ve olası gelişmelerden bihaber değil... Dün bu durumu MİT Kontrterör Dairesi eski Başkanı Mehmet Eymür’e sordum. Tabii öncelikle de Cemal Kaşıkçı’nın CIA ajanı

Yazının Devamı

Kaşıkçı tuzağını MOSSAD mı planladı?

13 Ekim 2018

Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolos-luğu’na giren ve bir daha haber alınmayan Cemal Kaşıkçı’nın akıbeti hâlâ sır. Böyle bir operasyonun neden konsolosluk binasında yapıldığı da... Çünkü gelenlerin, gidenlerin görüntüleri, kimlikleri ve Kaşıkçı’nın kaybolmasından önce Suudi yetkililerin muhalif gazeteciyi yakalamak üzere kendi aralarında yaptıkları görüşmelerin Amerikan istihbaratı CIA’nın dinlemesine takılması gibi fazlasıyla kanıt var. Hatta henüz ortaya çıkmayanların dışında elde daha fazla bilgi ve görüntü olduğu da söyleniyor. Dolayısıyla da operasyona dönük tespitler daha çok bu kadar iz bırakmanın Suudi gizli servisi açısından “bilinçli beceriksizlik” olduğu üzerine. Tabii bunun bizzat Suudi gizli servisinin tasarrufu mu yoksa bir başka gizli servisin yönlendirmesiyle mi olduğu tartışmasıyla birlikte... Yani başka bir servis de devrede olabilir. Örneğin, dün konuştuğum eski Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin, bu operasyonu planlayanın büyük olasılıkla İsrail gizli servisi MOSSAD olduğunu söyledi. Niyesini de şöyle açıkladı:

“Bu olay planlı programlı, Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkileri bozmaya yönelik bir tuzak. Nasıl

Yazının Devamı

Kaşıkçı tuzağı ‘özel’ ekip işi

11 Ekim 2018

Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na giren ve bir daha haber alınmayan Cemal Kaşıkçı’nın akıbeti gibi böyle bir olayın neden bu kadar açık adresli olduğu da merak konusu. Çünkü bu gibi gizemli infaz ya da kaçırılma operasyonları daha çok olağan şüpheliden uzak mekânlarda, yerlerde olurdu. O nedenle de öncelikle failin kim olduğuna odaklanılırdı. Oysa şimdi tam tersi bir durum söz konusu. Yani fail aleni ama kurbanın ne olduğu meçhul. Dahası, örneği olmayan böyle bir olayın nedenleri ve hedefleri konusunda da birçok soru işareti var. Özellikle de olay mahallinin konsolosluk binası olması ve fail olarak doğrudan Suudi gizli servisini işaret etmesi nedeniyle. Dolayısıyla da görüntüde her şey çok açık ama bir o kadar da flu zira hiçbir somut kanıt yok. Hatta iyi hesaplanmış, delil bırakmama üzerine kurgulanmış böylesine bir fiil sonrası, Suudi yönetiminde büyük bir özgüven içerisinde “Hadi bu işi benim yaptığıma dair kanıtları bulun da görelim” gibisinden bir hava var. Dün bu durumu MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’e sordum. Öncelikle de bir devletin dünyanın gözü önünde böylesine bir olaya nasıl yeltendiğinden başlayarak. Yanıtları şöyleydi:

Suudi Arabistan’ın

Yazının Devamı

İdlib’de ‘gizli’ tehdit

8 Ekim 2018

Türkiye’nin Rusya ile İdlib konusunda yaptığı anlaşma sadece insani bir felaketi önlemedi, aynı zamanda sınırlarımıza ve Avrupa’ya doğru olası bir göç dalgasını da engelledi. Tabii silahsızlandırılmış bölge oluşturulup, terörist grupların bu hattan uzaklaştırılması kaydıyla... Ki anlaşmada öngörülen sürenin(15 ekim) dolmasına bir hafta kala o yönde de önemli gelişmeler söz konusu. Yani teröristler cephe hattından ağır silahlarını çekiyor ve silahsızlandırılmış bölge oluşuyor ama yine de tedirginlik var. Özellikle de bölgeden çekilen teröristlerin nereye gittikleri ve CIA, MOSSAD, MI6,Fransız, Alman, Suudi Arabistan istihbarat servislerinin güdümündeki bazı terörist grupların manipüle edilme olasılığı açısından...Evet ABD Başkanı Trump da Soçi mutabakatıyla İdlib’de büyük bir insani krizin önüne geçildiğini kabullendi ve “Türkiye harika bir iş çıkardı” dedi ama bu sözlerin samimilik kat sayısı oldukça düşük... Çünkü ABD ve yandaşları gerçekte Suriye’de barış değil karışıklık, kaos istiyor. Dolayısıyla da çözüm formüllerinin önünü tıkamak ya da daha sonra Türkiye’yi zora sokmak adına “derin” müdahalelerle güdümündeki cihatçı teröristleri tetikleme olasılığı yüksek. Nasılını emekli

Yazının Devamı