ABD’den PKK’ya uyuyan hücre taktiği

12 Kasım 2018

PYD ve YPG’nin PKK’nın harf değiştirilmiş türevleri olduğu net. Yani PKK eşittir PYD eşittir YPG... Aslında bunu en iyi bilen de YPG’yi farklıymış gibi göstermeye çalışan ABD... Kaldı ki sarf ettiği “PKK terör örgütüdür”, “PKK ile mücadelede Türkiye’nin yanındayız” şeklindeki sözleri de bildik hikaye. Çünkü geçmişte de PKK’ya verdiği destekler ve teröristlere nasıl kol, kanat gerdiği de örnekleriyle malum. Dolayısıyla da son ödül hamlesi her ne kadar Kandil’deki lider kadroyu ve PKK’yı gözden çıkarmak olarak görülse de çok fazla tezgah kokuyor. Hem meşrulaştırmaya çalıştığı YPG hem de doğrudan terör örgütü dediği PKK’nın geleceği açısından... Niyesini Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin, anlatıyor:

“TSK’nın karşısında uğradıkları bozgun ve verdikleri zayiat nedeniyle PKK içerisinde tartışma var. Bütün suçlamalar Karayılan, Bayık ve Duran Kalkan üzerine. Bunlar çok sayıda teröristin öldürülmesine sebep olmakla suçlanıyor. Dolayısıyla bunları afişe ettiler aynı zamanda istenmeyen adam gibi gösterdiler. Bir de bu adamlardan iki tanesi Murat Karayılan ve Cemil Bayık İran’a yakın. Zaman zaman onlar PEJAK’ın (PKK’nın İran’daki kolu) hareketlerine

Yazının Devamı

Suudi infaz timinin tek işi Kaşıkçı mı?

10 Kasım 2018

Cemal Kaşıkçı cinayetinin geldiğimiz nokta itibarıyla hukuki açıdan özeti şu: Cinayet var, ceset yok; maktul var, katil yok; planlı olay var, planlayan yok. Dolayısıyla da cinayet dosyası daha çok hukuk bilmecesine dönüşmüş durumda. Özellikle de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan açıklamada parçalanıp yok edildiği belirtilen Kaşıkçı’nın cesedi açısından. Çünkü yöntemi hakkında bugüne dek yakma, gömme, suya atma, bavul içinde götürme dahil birçok senaryo konuşuldu. Şu an için en baskın olanı da asitle eritildiği üzerine... Ki dün konuştuğum MİT Kontrterör Dairesi eski Başkanı Mehmet Eymür de böyle bir olasılığa dikkat çekti:

“İki şey var. Ağırlık bağlayıp denize atmak. Balıklar yiyor, eriyip yok oluyor. Bir de asit. Asit her şeyi eritiyor, kemik memik kalmıyor. Sadece bulamaç kalır. Herhalde öyle bir metot yaptılar.”

İzi bulunmaz mı?

“Onu da bir yere dökersen, kuyu olur, kazılmış bir toprağın içine olabilir. Onları köpekler bulabilir mi bilemiyorum ama uzmanları falan getirdiklerine göre böyle bir şeyi yaptılar. Zaten hazırlıklı gelmişler, niyet belli. Kim adamın yerine geçiyor kim iz silme, parçalama ihtisas sahasına göre adam gelmiş.”

Peki, ya var olduğu söylenen ama henüz

Yazının Devamı

ABD’nin ödül hamlesi YPG’ye çıkıyor

8 Kasım 2018

PKK ABD’nin resmi terör örgütleri listesinde. Fakat PKK’nın kardeşi, Suriye’deki kolu YPG ise ABD için dost ve müttefik. O nedenle de açıktan silah ve mühimmat desteği yapıp, onları düzenli ordu haline getirdi, getiriyor. Dolayısıyla da oyun neydi? Suriye’den Sincar’a gelen YPG’li PKK’lı terörist oluyor ya da tam tersi, Sincar’dan Suriye’ye geçen PKK’lı terörist YPG’li sayılıyordu. Yani adam aynı adam, silah aynı silah ama harf değişiklikleriyle yersen durumu söz konusuydu. Şimdi ise ABD yeni bir hamle daha yaptı ve PKK’nın Kandil’deki lider kadrosunun başlarına milyon dolarlık ödüller koydu. Bu düne kadar kendi gölgesinde atıp tutan terörist başlarının sonunun gelmesi açısından önemli bir gelişme ancak bir o kadar da düşündürücü. Özellikle de ABD’nin samimiyet sabıkası ve sütre gerisindeki gerçek niyeti dikkate alındığında. Nasılını MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş anlatıyor:

“Bir defa şu kadar milyon dolar verdim bunların yerlerini bildirenlere dediği zaman biraz garipsiyorum. Bunların yerleri belli. Nerede oldukları biliniyor. Kendisi tarafından da bilinmesi lazım.

ABD bu teröristlerin yerlerini biliyor mu?

“Tabii, tabii... Ama Türkiye-ABD ilişkilerinde, Suriye,

Yazının Devamı

TSK’da iç ve dış temizlik tam gaz

5 Kasım 2018

TSK’daki FETÖ temizliği kapsamında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın verdiği bilgiye göre, 150’si general ve amiral olmak üzere 15 bin 153 personel ordudan ihraç edildi. Tabii bu rakamlar şimdilik çünkü 3-4 bin civarında da açığa alınıp, haklarındaki idari ve adli işlemleri sürenler var. Dolayısıyla yeni ihraçlar da yolda. Dahası Fetömetre ya da başka yöntemlerle ordu içindeki kripto FETÖ’cüleri açığa çıkarma çalışmaları da devam ediyor. Yani FETÖ temizliği konusunda daha alınacak çok yol var. Örneğin Hava Kuvvetleri Komutanlığı eski Başsavcısı emekli Albay AhmetZeki Üçok, ortaya çıkan rakamlara bakıldığında henüz
TSK’daki FETÖ’cülerin yüzde 20-30’unun çözüldüğünü ancak önümüzdeki günlerde bu temizliğin biraz hızlanacağını söylüyor. Niyesini de şöyle açıklıyor:

“FETÖ’cüleri en hızlı ve oran olarak en yüksek tespit Deniz Kuvvetleri’nde. Bu da Fetömetre sayesinde. Mesela bu Fetömetre’nin tespit ettiği kişiler bir süre sonra savcılıkların ankesörlü telefon soruşturmasında ortaya çıkardıklarıyla örtüşüyor. Yani Fetömetre hem hızlı hem de doğru bir sistem.

Kara Kuvvetleri’nde de FETÖ’cüler tespit ediliyordu ama yöntem yavaş işliyordu. Çünkü sicil amirlerinin sicil notlarının

Yazının Devamı

Fırat’ın doğusuna üs bölgeleri

3 Kasım 2018

Türkiye ile ABD’nin mutabık kaldığı yol haritası uyarınca, Menbiç’te ortak devriye dönemi nihayet başladı. Daha doğrusu, Fırat’ın doğusuna başlayan topçu atışlarıyla Türkiye’nin kararlılığını gören ABD, bu adımı atmak zorunda kaldı. Tabii bunda Kaşıkçı cinayeti ve sonrasında yaşanan gelişmelerin de payı var. Çünkü Türkiye’nin elindeki kozlar nedeniyle hem YPG’ye maddi destek sağlayan Suudi Arabistan hem de her ikisine hamilik yapan ABD açısından sıkıntı söz konusu. Ancak tüm bunlara rağmen Menbiç merkezindeki YPG’lilerin ABD’nin kendilerine verdiği ağır silahları teslim ederek, bölgeden çekilmeleri konusu ise hâlâ flu. Yani ABD hâlâ samimi değil. Özellikle de Fırat’ın doğusuna yönelik niyeti düşünüldüğünde. Dolayısıyla da şimdilerde Menbiç’te birlikte devriye görevi yapan Türk ve ABD askerlerinin Fırat’ın doğusunda karşı karşıya gelme olasılığı var. Ki Fırat’ın doğusundaki ABD askerlerinin kuzeye, Türkiye sınırına yönlendirildiğine dönük bilgiler de geliyor... Açıkçası, ABD YPG/PKK’ye desteğe alenen devam ediyor. Hem de Türkiye’nin olası bir harekâtında teröristlere kalkan olma pahasına... Peki, bu durumda Türkiye ne yapacak ya da yapmalı? Soruya eski Genelkurmay İstihbarat

Yazının Devamı

Zor Mağar atışları işaret fişeğiydi

1 Kasım 2018

Fırat’ın doğusunda bir oldubittiye ve terör devletine asla göz yummayacağını ısrarla dile getiren Türkiye, bu kararlılığını İstanbul’daki dörtlü zirvede de liderlere açık açık anlattı. Hemen sonrasında Zor Mağar’daki PYD/YPG’li teröristlere yönelik topçu atışlarıyla da ne kadar ciddi olduğunu gösterdi. Ki, bu dün de devam etti.Dolayısıyla da bu atışları Cumhurbaşkanı’nın sözünü ettiği olası harekâtın işaret fişeğiydi diye nitelemek daha doğru... Tabii bunun bir de ABD’ye dostça mesaj boyutu var. O da şu: Terör örgütü ve teröristleri desteklemekten vazgeç. Biz ciddiyiz, istediğimiz zaman kara harekâtına başlayabiliriz...

Yani artık ABD’ye rağmen harekât olur mu olmaz mı aşamasını geçtik, yekten uygulama için geri sayım noktasındayız. Hem yarattığı tehdit hem de zamanlama açısından. Niyesini emekli tuğgeneral, Dr. Naim Babüroğlu anlatıyor:

“Fırat’ın doğusu coğrafi bütünlüğü tehdit eden ana hedef. Fırat’ın batısında bir Menbiç var. Menbiç’te de zaten beraber devriye faaliyeti yapılacak, dolayısıyla da oradaki tehdit de ortadan kalktı. Ne kaldı? Fırat’ın doğusu. Yani Türkiye’ye sınır 550-600 kilometrelik hattaki 70 bin PKK/PYD gücü. Buna Türkiye sessiz kalırsa... Bu teröristler ABD’nin

Yazının Devamı

Çifte gurur...

29 Ekim 2018

Bugün çifte gurur ve mutluluk var. Hem Türkiye Cumhuriyeti’nin 95. yılını kutluyoruz hem de böylesine anlamlı bir günde tamamlandığında, dünyanın en büyüğü olacak İstanbul Yeni Havalimanı’nın açılış sevincini yaşıyoruz. Dolayısıyla Atatürk’ün ‘en büyük eserim’ dediği Cumhuriyetimizi ve nereden nereye geldiğimizi irdelemekte yarar var. Çünkü sıkıntılar ve yokluklarla dolu mucizevi bir varoluş destanı bu... 1920’li yılların Ankara’sını İpek Çalışlar, “Mustafa Kemal ATATÜRK, Mücadelesi ve Özel Hayatı” kitabında anlatıyor:

“....Devlet binaları sayılıydı. Hepsi Ankara taşı olarak bilinen pembe mor renkli yerel andezit taşı ile inşa edilmişti... En iyi mekan Maarif Vekaleti’ydi. Gösterişli taş binada Matbuat Umum Müdürlüğü ile Öğretmen Okulu faaliyet göstermekteydi. Bu bina bir süre yeri yurdu olmayan Meclis üyelerine yatakhane vazifesi gördü. Yüz lira aylıklı mebuslara kalacak yer bulunamadığı için Muallim Mektebi’nin koğuşlarına yan yana yer yatakları dizildi.

Vekalet diye anılan kurumların kadrosu birkaç müdür, katip ve odacıdan; mobilyası üzeri çuhasız masa ve kırık iskemlelerden ibaretti. Bazılarının mürekkep hokkası fincandı. Vekillerin yabancı konukları kabul edecek siyah

Yazının Devamı

Kaşıkçı’nın sadece cesedi mi kayıp?

27 Ekim 2018

Cesedi hâlâ bulunamayan Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili en baskın varsayım ne? Muhalif duruşu ve Washington Post’taki yazıları Suudi Prensi Muhammed bin Selman’ı kızdırınca hakkında ölüm kararı alındı. Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’ndaki tuzakla da Kaşıkçı hakkındaki bu karar Riyad’dan gelen “özel ekip” tarafından sorguda infaz edildi. Hatta infaz anında Riyad’la görüntülü bağlantı da kuruldu. Böylece de istihbaratçılara göre, Suudiler bu gibi “derin” operasyonlar açısından büyük hata yaptı ve yekten dinlemeye takılan kayıtlı delil bıraktı. O kayıtların da CIA ve büyük olasılıkla MİT’in elinde olduğu malum. Tabii buna bağlı olarak Suudilerin nasıl çözüldüğü de. Çünkü ilk başta Konsolosluğa gelip gittiğini söyledikleri Cemal Kaşıkçı için daha sonra “Çıkan arbedede öldü” dediler. Şimdi ise soruşturmayı yürüten Suudi savcının “Bu planlı cinayet” açıklamasıyla hepten itiraf noktasına geldiler... Ancak hâlâ sır olan iki şey var. Biri, Kaşıkçı’nın cesedi. Diğeri, böyle bir vahşiliği gerçekte neden yaptıkları. Ya da Kaşıkçı’yı niye susturdukları. İlki cinayetle ilgili kriminal soruşturmanın tamamlanması, ikincisi ise tetikçi ya da üzerine suç yıkılanın değil gerçek

Yazının Devamı