MİT El Muhaberat’ı nasıl atlattı?

17 Eylül 2018

Dünyanın birçok ülkesine tüyen FETÖ’cüleri tek tek paketleyen, Sincar’da PKK’nın lider kadrosundan Mam Zeki’yi(İsmail Özden)keklik gibi avlayan, Reyhanlı katliamının planlayıcısını Esad’ın kalbinden söküp alan MİT, iki askerimizi şehit eden hainleri de Afrin’de bulup getirerek bir kez daha “helal olsun” dedirtti. Yani artık yapanın yanına kar kalmıyor. Türk istihbaratı ve güvenlik güçlerinin senkronize çalışmalarıyla hainler ya oldukları yerde yok ediliyor ya da paketlenip Türkiye’ye getiriliyor. Hem de İngiliz, ABD, İsrail, Rus, Fransız, İran gizli servislerinin cirit attığı yerlerde. Üstelik son Lazkiye ve Afrin operasyonları ise doğrudan Suriye gizli servisi El Muhaberat’ı atlatıp söküp alma... Ki Lazkiye’den paketlenen terörist Muhaberat tarafından yönlendirildiğini itiraf eden bir hain. Dolayısıyla da Suriye gizli servisinin korumasında olduğu çok açık. Yani MİT, haftalarca, aylarca bu alçağı takip ediyor ve paketliyor ama Muhaberat’ın ruhu duymuyor. Nasılını ve niyesini eski Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin anlatıyor:

“Genelde bu tip faaliyetler doğrudan ilgili yerde değil üçüncü bir ülkede yapılır. Mesela İranlı bilim adamını İsrailliler

Yazının Devamı

'İspat etsinler siyaseti bırakırım'

15 Eylül 2018

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “Seçim gecesi Genel Merkez’e davet ettik, gelmedi” iddiasını reddeden Muharrem İnce, “Bu hayatımda gördüğüm en büyük siyasi yalandır. Böyle bir davet olmadı. Bunu kim söylüyorsa yalan söylüyor” dedi. İnce ayrıca “Kemal Bey’in yerinde olsam koltuğu terk ederdim” ifadelerini kullandı.

CHP’de yerel seçimlere kadar dondurulmuş gibi görünen parti içi iktidar kavgasında görüşler ve çözüme dönük öneriler dört gün boyunca Milliyet’te detaylarıyla yer aldı. Yani bir anlamda herkes eteğindeki taşı döktü. Söz sırası 24 Haziran’da aldığı oylarla partisini sollayan ve “Genel başkanlık koltuğu benim hakkım” çıkışıyla CHP’deki tartışmanın baş aktörü olan Muharrem İnce’de... Gerçi İnce, CHP’nin başına neden talip olduğunu defalarca anlattı ama o koltuğa giden yol konusunda yaşananlar ve yapılan hamleler açısından hâlâ flu olan fazlasıyla detay var. Dahası, önceleri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığına pek sıcak bakmayan İnce’nin şimdilerde buna yeşil ışık yakması gibi bir durum söz konusu. Dolayısıyla da biz sorduk, İnce yanıtladı. Tabii söz de öncelikle çok partili hayata geçtikten sonra doğru dürüst iktidar yüzü göremeyen 95 yaşındaki CHP’nin bugünkü

Yazının Devamı

Yerel seçimler kâğıt üstünde kazanılmaz

13 Eylül 2018

Mart 2019’daki yerel seçimlerde yasal olarak ittifak söz konusu değil ama partiler arasında iline, bölgesine göre güçlü olanı desteklemek geçerli. Dolayısıyla da hem iktidar hem de muhalefette 2014 yerel ile 24 Haziran’daki son Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçim sonuçlarına odaklı birliktelik arayışları gündemde. Özellikle de İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere büyükşehirlerde ve bıçak sırtı kaybedilen ya da kazanılan illerde... Yani siyaset cephesinde bol toplama, çıkarma içeren, kâğıt üstünde bir seçim havası var. Tabii tüm hesaplar da her iki taraf açısından kazanmak üzerine. Ama bir o kadar da yanılgı olasılığıyla. Çünkü bir taraf diyor ki şu anda CHP’li belediye başkanlarının olduğu büyükşehirlerin ve illerin birçoğunda, 2014 yerel seçim sonuçlarına göre AKP ile MHP oylarının toplamı CHP’nin aldığı oyların çok üzerinde. Evet, bugün İYİ Parti faktörü var ama buna rağmen CHP’de olan bazı illerde dengeler iktidar lehine değişebilir. Hele de CHP’deki parti içi çekişmeler ve küskünlükler dikkate alındığında...

Buna karşılık diğer taraf ise değil eldekileri kaybetmek, tersine, yenilerini, hatta İstanbul, Ankara gibi en önemli belediyeleri almak iddiasında. Buna

Yazının Devamı

İdlib’de barışa engel: Ajan savaşları

10 Eylül 2018

Tahran Zirvesi’nin ardından İdlib’e dönük olası gelişmelerin odağında “provokasyon” beklentisi var. Hem de çok kanallı olarak. Örneğin Rusya ısrarla İdlib’deki teröristlerin kimyasal saldırı provokas-yonundan söz ediyor. Buna göre; bu konuda zaten sabıkalı olan Esad yaptı izlenimi olacak, bu bahaneyle de ABD ve Fransa, Suriye’yi vuracak. Ya da Rusya ve Suriye hava saldırılarına gerekçe üretmek amacıyla İdlib’den kendilerine yönelik tehdit senaryoları geliştirecek... Yine olası bir provokasyon iddiası da doğrudan İdlib’deki Türk gözlem noktalarının hedef alınmasıyla ilgili. Açıkçası İdlib için masadaki çözüm arayışlarını sabote etmek, Suriye’nin ateşini yükseltmek için bölgede at oynatan hemen her ülkenin gizli servislerince her an düğmeye basılabilir. Yani alçakça bir manipülasyon olabilir. Özellikle de Türkiye’yi zora sokmak adına... Nitekim dün konuştuğum eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’in öngörüleri de bu yöndeydi:

“Suriye rejim güçleriyle Rusya ve İran radikal, cihatçı grupları İdlib’den çıkarma konusunda operasyonlarını devam ettirecekler ve bu arada tabii ki provokatif hareketler de karşımıza çıkabilir. Hele hele İdlib’deki güvenlik karakolları bölgesindeki Türk

Yazının Devamı

İdlib’de masada barış sahada savaş var

8 Eylül 2018

İdlib’de iki türlü süreç var. Biri, Rusya ve ABD’nin destekçileriyle birlikte bilek güreşine döndürdüğü “aleni” kapışma, diğeri o ülkelerin istihbarat servisleri arasında yürütülen “gizli” hesaplaşma. İlkinde herkes açıktan bir şey söylüyor, hatta barışı dillendiriyor ama Türkiye dışında hiçbir ülke kafasındaki gerçek niyetini samimi ve net olarak ortaya koymuyor. İkincisinde ise gizli servislerce her türlü kirli tezgâh, komplo dönüyor ve ülkelerin gerçek politikalarına uygun yönlendirmeler, manipülasyonlar yapılıyor. Yani masadaki söylemlerle sahadaki görüntü asla birbirini tutmuyor. Ki bunun son örneğini dün Tahran Zirvesi’ne saatler kala İdlib’e atılan bombalarla sıcağı sıcağına bir kez daha yaşadık. Evet, ardından son derece şeffaf bir zirve gerçekleşti ve askeri operasyon gibi karar çıkmadı ama bu “Tamam, artık barış” anlamına da gelmiyor. Çünkü verilen sözlere rağmen İdlib’de neyin ne olacağını ve niyesini net olarak kestirmek hayli zor. Özellikle de bölgedeki teröristlerin ülke gizli servislerinin güdümünde olduğu düşünüldüğünde... Nasılını Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin anlatıyor:

“Bölgede en etkin olarak İngiliz gizli servisi MI6

Yazının Devamı

ABD katliamı değil karizmasını düşünüyor

6 Eylül 2018

İdlib’e saldırılması durumunda bölgede katliam yaşanacağı konusunda Esad ve Rusya dışında tüm dünya ülkeleri hemfikir. Hatta “Suriye Başkanı Beşar Esad Suriye’nin İdlib şehrine düşünmeden saldırmamalı. Ruslar ve İranlılar bu muhtemel insanlık trajedisinde yer alarak derin bir insani hata yaparlar. Yüz binlerce insan ölebilir. Olmasına müsaade etmeyin” şeklindeki görüşünü Twitter üzerinden paylaşan Trump bile. Tabii yersen. Çünkü Trump’ın uyarıları her ne kadar insanlık adına kulağa hoş gelse de aslında daha çok laf olsun diye sarf edilmiş sözler. Hele de aynı ABD’nin 1.5 milyon Iraklı ya da Yemen’de çocuklar öldüğünde hiç sesinin çıkmadığı düşünüldüğünde. Ve de alenen terör örgütü YPG/PKK’yı silahlandırdığı, desteklediği dikkate alındığında. Dolayısıyla da Trump’ın bu sözleriyle İdlib’de ölen ya da olası bir saldırıda ölecek sivilleri düşünmekten ziyade ABD’nin Suriye’de çizilen karizmasını kurtarmaya yönelik hamleler yaptığı çok açık. Nasılını ve niyesini emekli tuğgeneral, Dr. Naim Babüroğlu anlatıyor:

“ABD Suriye’de iç savaşın bitmesini istemiyor. Onun gibi İsrail, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri de istemiyor. Bunun da birçok nedeni var. Birincisi, eğer iç savaş

Yazının Devamı

FETÖ’ye İHA gözaltısı

3 Eylül 2018

Türkiye’nin tepkisine rağmen bugüne kadar terör örgütü YPG/PKK’nın yanında saf tutan ve Suriye’nin kuzeyine binlerce TIR silah gönderen ABD’nin Suruç’un karşısındaki Ayn el-Arab’a (Kobani) yerleştirdiği mobil radar da doğrudan PKK’nın lider kadrosunu korumaya dönük bir hamle. Çünkü kafasını çıkardığı anda teröristlerin tepesine binen Türk SİHA’ları PKK’lılar kadar ABD’yi de panikletmiş durumda. Özellikle de PKK’nın lider takımından, “Mam Zeki Şengali” kod adlı İsmail Özden’in ikinci Kandil denilen Sincar’da nokta atışıyla yok edilmesinden sonra. Yani korku dağları bekliyor... Sincar operasyonunun PKK ve ABD dışında adrese teslim daha başka mesajlar da içerdiğini belirten Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin, nasılını anlatıyor:

“Türkiye’nin yaptığı bu operasyonun bir çok mesajı var. Biri ABD’ye ve terör örgütüne PKK’nın liderlerini vurabilirim mesajı. Diğeri de Türkiye’nin böylesine bir istihbarata ve teknolojiye sahip olmasından rahatsız olan bölge ülkelerine. Çünkü onlar da kontrolündeki bir takım adamları vekalet savaşları için besleyemez barındıramaz, barındırdığı zaman Türkiye’nin vuracağını değerlendirirler. Yine bu operasyon FETÖ ve onu

Yazının Devamı

İnce kazandı ama kaybediyor...

1 Eylül 2018

24 Haziran öncesinde yaptığımız söyleşide Muharrem İnce sonuca dönük tahminini sorduğumuzda şöyle demişti:

“Hata yapmazsam kazanıyoruz.”

Sonuç malum. İnce kaybetti ama aldığı 15 milyon oyla partisi CHP’yi sollamak gibi bir başarı elde etti. Hemen sonrasında da bir TV programında şu özeleştiride bulundu:

“Hatalarımı biliyorum; apolet tartışmasını fazla uzattım. Seçim sonucuna dönük açıklamayı millet benden duymalıydı, bir gazeteciden değil. Orada bir hatam oldu.”

Yani hatalar olmasaydı çok daha iyi olabilirdi. İnce teşhis konusunda son derece başarılı ve samimi ancak reçete uygulama noktasında sıkıntı ya da müdahalede gecikme var. Bu da kendisi açısından oldukça tartışma yaratan bir durum. Özellikle de CHP’de yaşanan gelişmelere bakıldığında. Çünkü görüntü artık koltuk kavgasının da ötesinde Kılıçdaroğlu ile İnce arasında bir kan davası havasında. Biri ülke yönetimine aday gösterdiği kişi için “Parti emanet edilmez” diyor, diğeri attığı tweet’le genel başkanını “yalancılıkla” suçluyor. Açıkçası, hata değil, hatalar zinciri gibi bir durum söz konusu. Dün bu konuyu CHP’nin önde gelen bazı isimleriyle konuştum. Hepsinin de öncelikle kesiştiği ortak tespitler şunlardı:

“İnce’nin tartışmayı

Yazının Devamı