Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Lozan Antlaşması’yla Yunanistan’dan alınan Karaağaç’ı anlatacak bir çok tanım var:
Osmanlı döneminin dinlenme ve eğlence merkezi...
Savaş tazminatına karşılık ya da diplomatik zaferle geri alınan yer...
Yunanistan ile sınırımızı çizen Meriç Nehri’nin batısında kalan tek Türk toprağı...
Edirne’nin sebze deposu...
Bana göre de:
Edirne’nin Şanzelize’si...
Çünkü bu tanımı hak edecek benzerlikler mevcut. Gerek görsel gerekse de kültürel açıdan... O nedenle söze Lozan’da kazanılan “diplomatik zaferi” temsil eden Lozan Anıtı’ndan başlayalım. Doğal granit taşlarla döşenmiş geniş ve uzun Lozan Caddesi’nin bitimindeki Edirne Üniversitesi eski rektörlük,(bugün Güzel Sanatlar Fakültesi) binası ya da bir başka deyişle tarihi tren istasyonunun bulunduğu alana dikilen anıt üç yüksek sütundan oluşuyor. En yüksek sütun (36,45 metre) Anadolu’yu, ortanca sütun (31,95 metre)Trakya’yı sembolize ediyor. En küçüğü (17,45 metre) de Karaağaç’ı... Üç sütunu birbirine bağlayan betonarme çember ise birlik ve bütünlüğü simgeliyor. O çemberin üstünde de hukuk, estetik ve zerafeti temsil eden bir kadın figürü bulunuyor. Kadının ellerindeki Lozan Antlaşması’nın belgesi ve güvercinin anlamı da:
“Barış ve demokrasi”
Anıtın ayaklarının yerleştiği yarım daire şeklindeki havuz da Türkiye’nin üç tarafının denizlerle çevrili olduğunu anlatıyor. Özetle,19 Temmuz 1998’de dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından ziyarete açılan bu anıt, Karaağaç’ın yaşadığı acı, tatlı pek çok olayı sergileyen önemli bir eser...

Edirne’deki Şanzelize


‘Meriç’te gondol sefası’
Gelelim bu anıta uzanan ve iki bölümden oluşan Karağaç’ın merkezindeki Lozan Caddesi’ne... Yaklaşık 4 kilometre uzunluğundaki caddenin Meriç Köprüsü’nden başlayan ilk bölümü koruma altındaki yaşlı çınarlarla kaplı. Anıtın bulunduğu alana uluşan doğal granit taşlar döşeli son 1,5 kilometrelik bölüm ise sağlı sollu kafe ve restoranlarla dolu. Bunların çoğu da restore edilmiş eski yapılar. Tek yönlü trafiğe izin verilen bu bölümün özelliklerinden biri de rengarenk çiçeklerle donatılmış yedişer metre genişliğindeki kaldırımlar. Ve yerden, yukarıdan ışıklandırmalarıyla gece-gündüz boş kalmayan üzerindeki masalar...
Biraz da Karaağaç’ın yeni hedeflerine değinelim. Gerçekleşir mi bilmem ama Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi’nin gönlünden geçen Şanzelize görüntüsüne, Venedik havası da eklemek. Hazırladıkları proje için Ankara’dan onay beklediklerini anlatan Sedefçi şöyle diyor:
“Karaağaç, Osmanlı döneminde Edirne’de bulunan gayri müslimler ve Türkler’in dinlenme ve eğlence merkeziydi.
Biz de günümüzde bunu yaşatmaya çalışıyoruz. Meriç Nehri’nin üzerinde dubalarla platform oluşturup yeni kafeler açmayı planladık. Yaz aylarında da nehirde sandal, gondol gezileri ve kano yarışları düşündük. Bunun için de DSİ’ye başvurup ‘Meriç’in bir kısmını bize kiralayın’ dedik. Ama yanıt alamadık. Umudumuz yeni dönem...”

Edirne’deki Şanzelize